Hakikatlerin yüksek sesle konuşulmadığı toplumları şarlatanlar aldatır.
Manipülasyona aynı ses perdesi ve eforuyla cevap vermeniz gerekir.
Zira hakikatler sandaletlerini giyerken, yalan bütün dünyayı dolaşır.
20 Şubat 2010 tarihinde Kâğıthane'de boynunda poşuyla gözaltına alınan Cihan Kırmızıgül'ün davası kamuoyuna 'Poşu Davası' olarak takdim edildi.
Manipülasyon böyle başladı.
O gün bölgede bir markete molotof atılmış, Cihan Kırmızıgül de şüpheli olarak gözaltına alınarak akabinde tutuklanmıştı.
Takriben 2 sene 2,5 ay sonra karar çıktı.
Ne diyor mahkeme?
Terör örgütüne bilerek ve isteyerek yardım etmek, patlayıcı madde bulundurmak ve bir işyerine yönelik saldırı (mala zarar vermek) suçlarından önce temel ceza olarak 33 yıl 9 ay, akabinde türlü indirim sebeplerinin uygulanmasıyla nihai olarak 11 yıl 3 ay ağır hapis cezası.
Poşu giymek gibi bir suç mu var, varsa neden mahkeme kararında yok?
Neden savcının iddianamesinde veya esas hakkında mütalaasında böyle bir iddia yok?
Çünkü çığırtkanların söylediklerinin aksine böyle bir itham veya suç yok.
Poşu, kukuleta, giyim tarzı, saç sakal bıyık tıraşı, ten rengi, çehredeki izler, takılar...
Bunların hepsi zanlıyı teşhise ve tespite yarayan vasıtalardır.
Şüphelinin eşkâlini saklamak için kullandığı malzemelere el konulur. Bu bir maske de olabilirdi.
Ne diyorlar Pazar günkü manşetlerinde?