Siz hiç, Türkiye Cumhuriyeti kurucusu Mustafa Kemal Atatürk için 'onursal başkan' ifadesinin kullanıldığını duydunuz mu?

Az iş mi devlet kurmak...

Pekala, eski cumhurbaşkanlarından biri için, "Türkiye Cumhuriyeti Onursal Cumhurbaşkanı" ifadesini hiç işittiniz mi?

Ya da, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin bugüna kadar görev yapan herhangi bir başkanı için, "TBMM Onursal Başkanı" denildiğini duydunuz mu?

Hizmetleri ile halkın gönlünde yer etmiş yaşayan veya merhum herhangi bir başbakan için, "Onursal" ifadesi kullanıldığına denk geldiniz mi?

Yok böyle bir şey...

Olmaz da zaten.

Neden yok?

Yoksa, Atatürk de dahil eski cumhurbaşkanlarından birinin, ya da eski başbakan veya bakanlardan hiç olmazsa bir tanesinin, böylesine ulvi bir payeyi bugüne kadar hak etmediğini mi düşünüyorsunuz?

Sözü uzatmaya gerek yok.

Devlet kurumlarının onursal başkanları olmaz.

Hiçbir devlet kurumu, kimsenin babasının malı değildir.

Görevleri bitti mi, kurumla ilişkileri sona erer. İmza yetkileri sıfırlanır.

Resmi kurumdan ayrılmış birine "Onursal Başkan" sıfatı yakıştırmak, onun o kurum üzerindeki vesayetçi gölgesine zemin hazırlamaktır. Resmen bir ilişkisi kalmadığı halde, zorlama yollarla kurumla ilintilendirmeye çalışmaktır. Sözünün değeri düşmesin diye, zorlama payelerle, bir referans odağıymış gibi göz önünde tutmaya çalışmaktır.

Devlet kurumlarından ayrılmış isimler arasında "Onursal Başkan" sıfatı ile anılma modası ne zaman başladı?

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ın emekli olması ile...

Pekala, Vural Savaş'a, "Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı" olarak anılmasına neden olan ve tarihe geçen o çok büyük (!) hizmeti neydi?

28 Şubat süreci'nde önce Refah Partisi'ne, ardından da Fazilet Partisi'ne kapatma davası açarak kapatılmalarına neden olmasıydı?

Kendisini, daha önceki cumhuriyet savcılarından farklı kılan ve belli çevreler tarafından bu kadar takdis edilmesine neden olan icraatı buydu.

Yani, geçen hafta bugün, Türkiye Cumhuriyeti'nin en kalabalık cenaze törenlerinden biri ile toprağa verilen Necmettin Erbakan'a siyaset yapma yolunu kapattığı için, laikçi çevreler tarafından dogmatik bir anlayışla kutsanmıştı...

Bu hizmeti karşılıksız kalmamalıydı tabi ki... Bin yıl süreceği iddia dilen 28 Şubat'a iki partiyi kapatarak kalıcı yarar sağladığı düşüncesi ile, görevinden ayrılmasına rağmen sanki görevdeymiş gibi, "Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı" olarak lansmanı yapıldı. Devamı >>>