ABD Başkanı Barack Obama, perşembe günü Milli Savunma Üniversitesi'nde yaptığı konuşmaya güçlü çok sayıda ifade yerleştirmişti. Bunların en güçlülerinden biri, James Madison'ın "Hiçbir millet, sürekli savaş hali içindeyken özgürlüğünü muhafaza edemez" uyarısıydı.
Obama bu konuşmayı, Senatör Rand Paul'un engellemesinden önce bir zamanda yapmış olsaydı maksadına ulaşabilirdi. Obama, dünyada çoğu kişiyi "teröre karşı savaş" olarak adlandırılan şeydeki en kötü aşırılıkların nihayet sona erdiğine ikna edebilirdi. O, müttefiklerini, BM insan hakları müfettişlerini, milli ve uluslararası mahkemeleri ve Amerikan halkını, Guantanamo'yu kapatmak, askeri komisyonlara son vermek ve insansız hava aracı (drone) saldırılarını sınırlamanın kendisine geçmişe dönük olarak Nobel Barış Ödülü kazandıracağına ikna edebilirdi.
Ama Obama "teröre karşı sonsuza dek savaşa" son vermiyor. O, insansız hava araçlarıyla insanları öldürmeye devam edecek, hatta bunu ABD politikasına Bush'un bunların kullanımına imkan veren bazı kanunlar çıkararak yaptığından daha derinden yerleştirebilir.
Ama artık halkın Obama'nın ölçülü, samimi, müsamahalı ifadeleri ve güçlü yakarışlarıyla ikna olması için çok geç. Obama'nın konuşmasına müdahale eden kişi, çok maharetli bir şekilde idare edildi -ama halk bugün çok daha bilgilendirilmiş durumda. Obama bile silahlı ihtilaflar yaşanan bölgelerin dışında insansız hava araçlarıyla insan öldürmenin kanunen doğru olmayan bir askeri güç kullanımı olduğunu dolaylı olarak teslim etti.
Obama, kanunlardan bahsetmek yerine maliyetlere, güçlüklere, tercihlere, son çareye ve müstakbel başkanları sınırlamak için yeni "kurallara" işaret etti. O, dünyada diğer 192 egemen devlette olmayan bol miktarda gerekçeye başvurdu. Obama'nın haklı çıkarmaya çalıştığı insansız hava aracı saldırıları çok sayıda Hellfire füzesi fırlatmak ya da 250 kiloluk bombalar atmayı da içeriyor. Bu tür askeri güç, üç durumdan sadece birinde kanunlara uygundur:
1.) Meşru müdafaa: Amerika Birleşik Devletleri, kendisine silahlı bir saldırı yapmaktan sorumlu olan ülkenin topraklarına asker yerleştirebilir. Pearl Harbor'dan bu yana ABD'ye sadece bir kez saldırıldı ve o da ülkenin 11 Eylül saldırılarındaki rolünden dolayı Afganistan'a karşı saldırıda bulundu. Afganistan'a meşru müdafaa kapsamındaki güç kullanımı Hamid Karzai devlet başkanı oluncaya kadar devam etti.
2.) İç savaş sırasında hükümetlerden gelen yardım daveti: Karzai devlet başkanı olduktan sonra Amerika Birleşik Devletleri ve 50 kadar devleti ülkede patlak veren iç savaşa son vermek üzere kuvvetlerine yardıma katılmaya çağırdı. İsyan karşıtı bu savaş Amerika Birleşik Devletleri için 2002 ortalarında başladı ve ABD geri çekilince 2014'te sona erecek.
3.) Güvenlik Konseyi yetkisi: Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, devletlere askeri güç kullanma yetkisi verebilir. İşte bu yetkiyle Amerika Birleşik Devletleri 2011'de Libya'da askeri güç kullandı.
Gerekçeler bunlardır. 11 Eylül saldırılarından dolayı sadece Afganistan sorumluluk taşır. Pakistan ya da Yemen'de gerçek yetkiye sahip biri bu tür insansız hava saldırılarına razı olmuşsa bu rıza, iç savaşta savaşmak için bir davet değildir. Güvenlik Konseyi asla ABD insansız hava aracı saldırılarına izin vermedi.
Obama, 11 Eylül sonrasının diğer kanunsuz uygulamalarına son vermek istiyor. Peki insansız hava aracı saldırılarına niye son vermek istemiyor?
O, Guantanamo'dan Amerikan hukuk düzeninin hiçe sayılmasının sembolü olarak bahsetti. Bununla birlikte, Gitmo'nun Amerikan hukuk düzenini hiçe saymasının baş sembolü olması zamanla aşındı. Bugün, bu sembol Afganistan dışındaki insansız hava aracı saldırılarıdır. Bu saldırılarda 200-300 çocuk da dahil 4.000 civarında insan öldü.
Obama, insansız hava aracı kullanımını meşruiyetin dışındaki birkaç gerekçeyle savunmaya kalkıştı. O, özel operasyon kuvvetleri göndermenin zor, pahalı ya da tehlikeli olacağı yerler olduğunu söyledi. Ama her yerde insanlar bilir -sağduyu ve ahlaki açıdan- bir devletin polis gücü zayıf diye askeri güç kullanamazsınız ya da polisinizi göndermeniz pahalı ve tehlikeli olduğu için polis kuralları altında faaliyette bulunmak üzere ordunuzu gönderemezsiniz. Bunun gerekçeleri uluslararası hukukta belirlenmiştir.
Ayrıca, insansız hava aracı saldırılarına devam edilmesi için hangi yerlerin uygun olduğu ifadesi de karışıktır. O, kanunsuzluktan dolayı insansız hava aracı saldırılarının yapılacağı yerler olarak Yemen ve Somali'den bahsetti ama daha sonra ABD'nin Guantanamo Körfezi'ndeki Yemenlileri Yemen'e göndereceğini söyledi. Ayrıca o, Somali'de El Şebab'ın güç kaybettiğiyle övündü ve orada yeni hükümeti desteklediğini ifade etti. Demek ki bu ülkeler neticede o kadar da kanunsuz değillermiş.
ABD Başkanı, Yemen, Somali, Pakistan ve diğer yerlerde hukukun egemenliğinin barışçı bir şekilde sağlanmasına verdiği destek dolayısıyla övülecektir. Onun, yeniden Guantanamo'nun kapatılması konusundaki tamamlanmamış işin arkasında duracağına da inanılıyor.
Ama o 12 senelik "teröre karşı sonsuza dek savaşa" son vermekte samimiyse onun insansız hava araçlarıyla öldürmeleri durdurması gereklidir. Bu, savaşın özüdür.
Kaynak: New Republic
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas