Demokrat adayın danışmanları, Obama'nın seçilmesi durumunda başkanlığı Ortadoğu'da barış için kullanacağının altını çiziyor

Barack Obama Amerikan seçimlerini kazanırsa yönetiminin Ortadoğu stratejisi nasıl olacak? İki hafta önce Obama'nın Ortadoğu stratejisini tartışmak için Washington'da çok sayıda uzmanının katıldığı bir konferansta, Demokrat adayın danışmanlarından Richard Clark Obama grubunun Ortadoğu ve Filistin konusuna bakışıyla ilgili bazı ayrıntılar verdi.
Obama ve ekibi Cumhuriyetçilerden farklı olarak sorunun ideolojik değil, çok boyutlu
olduğu görüşünde. Sorun, eski ulusal güvenlik danışmanlarından Zbigniew Brzezinski'nin ifadesine göre üç özelliğe sahip: İlki, dünyanın dört yanındaki siyasi faaliyetlerin şekli konusundaki evrensel siyasi uyanış. İkincisi, iklim değişikliği, yoksulluk ve adaletsizlik gibi tehlikeler ve tehditler. Son özellikse, dünyanın güç merkezinde Atlantik dünyasından Uzakdoğuya kadar meydana gelmekte olan değişiklik.

Brzezinski ana hatları çizdi
Burada Atlantik dünyasının yıkılmasından değil, asırlar süren Atlantik hâkimiyetinin
sona ermesinden söz edilmekte. ABD'nin rolü, bu noktada izleyeceği yönteme göre belirlenecek. Obama ve ekibi Amerikan karşıtı düşüncelerin yayılmasının ABD'nin ürünü olduğunun farkında. Clark, Bush yönetiminin son aylarında Filistin-İsrail dosyasını ele alış yöntemini de eleştiriyor. Obama Bush'un aksine barış görüşmeleri için özel temsilci atayacak ve görüşmeleri yönetiminin ilk aylarında yeniden başlatarak uzun süre beklemeyecektir.
Obama ekibi iki devletli çözüme bağlılık dışında bir ayrıntı vermiyor. Onlar İsrail ve Filistin'in çözüme varamadığını düşünüyor çünkü sorun düğümlü ve kökleşmiş durumda; duygusal bir yön de taşıyor. Brzezinski Obama yönetimine, ayrıntıları taraflara bırakmakla birlikte
nihai çözümle ilgili tavrını açıklamasını tavsiye ediyor. Brzezinski'ye göre bu yönetim dört yüzeysel çizgiyi yapılandırmalı: İlki, mültecilerin dönüş hakkı. İkincisi, İsrail'in 4 Haziran
sınırlarına çekilmesiyle birlikte Celile ve Nakab bölgelerinde Filistinlilere tazminat ödenmesi karşılığında bazı yerleşimcilerin İsrail sınırları içinde kalmasını garanti edecek toprak değişimi. Üçüncüsü, Doğu Kudüs'ün ve kentteki kutsal mekânların Filistinlere verilmesi ve İsrail'i tatmin etmek için nehir sınırına ABD gücü yerleştirme fikrini sunmakla birlikte, Filistin devletinin silahsızlandırılması.
Clark, Obama yönetiminin en belirgin özelliğinin başkanlığı barış girişimi için kullanmak olacağının altını çiziyor. Obama yönetimi İsrail lobisine boyun eğen çok sayıda danışmana bel bağlamıyor. Altı dışişleri bakanının danışmanlığını yapmış Aaron David Miller, lobinin etkisi olduğunu ancak başkanın büyük bir grubun farklı görüşler sunduğunu gördüğünde kendi görüşünden vazgeçeceğini bana aktarmıştı.
Bazıları ABD'nin Ortadoğu politikasının yönetimlerin değişmesiyle değişmediğini düşünüyor. Bu yanlış. Çünkü bu düşünce ABD'nin çıkarlarının barış girişimiyle çeliştiğini ima ediyor. ABD politikasının değişmeyeceğinde ısrar etmek umutsuz bir çağrıdır. Fakat Obama kazanır ve Demokratlar iki mecliste de çoğunluğu elde ederse, başkan ideolojik değişiklikler yapma yetkisine sahip olacak. Araplara düşense, Obama'ya en başından itibaren katılmaktır.

Kaynak: Radikal