İmtihan bilincini mihver edinmiş Müslüman zihin yaşamanın zevkine teslim olma güdüsüne geçişi dönüşümünün eksenini belirler.
İdeolojik boyunduruğundan boşanan Müslüman zihin yaşamı keşfetme ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yaşamı keşfediş onu yeni yanılgılara sürüklemiştir.
İdeolojileri "insana giydirilmiş deli gömleği" olarak adlandıran Cemil Meriç ne kadar haklı!
Geleneksel bilgi ile arasını koparan Müslüman nesiller batılı bilginin cazibesi altında basiretlerini bağlamışlar. Dini ideoloji dışında tanımayan bu Müslüman zihin en büyük tarihi yanılgısının faturasını ağır ödemektedir. Bu durum yaşanan ağır ahlaki yozlaşmanın nedenini de ele vermektedir.
Dün denecek kadar yakın bir tarihte hayatın amacını, dini yaşamı vazgeçilmez kılan bir algıya teslim eden Müslüman zihniyet, bugün ise günahın pembe hayallerine dalmanın hazzını yaşamaktadır. Bu büyük zihinsel dönüşümün arka planını tartışmamız gerekir!
Büyük zihinsel dönüşümler kendiliğinden oluşmaz! Müslüman zihnin dönüşümü hangi saiklerle oluşmuştur! Bu noktada doğru bir yaklaşım sorunu algılama ve anlamanın basamağı haline gelir.
Tarihsel süreç içinde Müslüman zihnin baskı ile dönüşümünün zorluğu anlaşılmıştır. Yapılacak baskının sadece Müslüman zihnin kendi içine kapanmasını ve dönüşümün kapısının kapanmasına yaradığını keşfeden müstevli güçler, baskı yolunu bırakmamak koşuluyla iktidar kapısını aralık tutarak ikili kıskaç altına aldı.
Bir tarafta Müslüman zihne kendin kaldığın sürece baskı ve dayatmalarla karşı karşıya kalacaksın mesajı, diğer taraftan da eğer iktidara gelmek istiyorsan bize değiştiğini göstermelisin duygusu. Ayrıca bizi ikna da etmelisiniz tehdidi. Bir tarafta baskı kıskacı diğer taraftan da değişme baskısı; Müslüman zihin ahlaki yapısını ideolojik zeminde tuttuğu için bu baskılar işe yaradı ve değişim eşliğinde yozlaşma başladı.
Önce temel yargılar değişime uğradı:
"Müslümanlar en iyisine layıktır" yargısı beraberinde "Müslüman zengin olmalı"yı getirdi. Sadece bununla yetinildi mi? Hayır! Müslüman en güzeline layıktır yargısı ile iyice pekişti! Özünde doğruyu da taşıdığı için meydana getireceği sonuç göz ardı edildi.
Sonuçta birer araç olan maddi dünya ve makam/mevkiler amaca dönüşerek değişim ve dönüşümün eksenini oluşturdu.
Bu durum aracın amaç oluşumuyla sınırlı kalsaydı bir yere kadar tolere edilebilirdi! Fakat laik, yani dünya ve ahret ikilemini açığa çıkardı. Burada ağırlık sürekli seküler yaşam tarzına doğru kaymaya başladı. İlk açığı da vazgeçilmez birer kale olan kadın erkek ilişkisinde verildi. Kadın sesinin avret oluşu, kadın erkek el ele kol kola ve karşılaşmalarda yanak yanağa öpüşmeye varan bir gelişmeye dönüştü. "Başörtüsü namusumuzdur" sloganı ile vardığımız yer renkli ve cümbüşlü başörtüler ile çok farklı ve kabul edilebilir ölçüleri aşan giyim kuşama varıldı. Ve işin garibi bütün bu gelişmeler dünya nimetinden biraz daha fazla pay alma ve iktidar gücü diye nitelendirilen kesim tarafından meşru görülme arzusunun tetiklemesi ile gerçekleşti. Peki, bu değişim ve dönüşüm amacına ulaştı mı? Hayır! Sonuçta bir dönem İstanbul Büyük Şehir Belediye başkanlığı yapan Ali Müfit Gürtuna"nın eşi değişik baş örtmelerden sonra saçlarını fönleyerek açtı. Bu ilk olmadığı gibi son da değildi! Ancak Ertuğrul Özkök"ün bu gelişme üzerine yazdığı yazı gerçekten anlamlıydı! Yazısında başörtüsünün kadını on yıl yaşlı gösterdiğini ve başını açan hanımın yüzünün güzelliğinin öne çıktığını söyledikten sonra bir de çağrısı var: hayatı yaşamak güzel, insanda bu hayatı yaşamalıdır.
Sonuçta hangi Saiklerle bir değişim yaşarsanız yaşayın aslında muhataplarınız karşısında bir saygı yitimi yaşadığınız gibi kendinize karşı da bir saygı yitimi oluşur! Bu saygı yitiminin toplumsallaşması beraberinde anlamın yitikliğini davet eder.
Hayatı yaşamayı önceleyen Müslüman zihin kendi değişiminin farkında değildir. Ayrıca içine düştüğü anlamsızlık girdabını da geçmişine yaptığı romantik geziyle geçiştirmeye çalışıyor. İlişkilerinde öne aldığı değer ekseni yerini ilişkinin mahiyeti kaplamakta ve ciddi bir dönüşüm yaşamaktadır.
Unutulan temel gerçek ise; anlamsızlığın insanı nihilizmin girdabına sürükleyiciliğidir! İçki tüketimi ile birlikte başlayan flört havaları şu an için geçici görünse de kalıcılığı daha müsellemdir. Ve nice hayat kendine yazık ederek dün reddettiği hayatı içi geçerek yaşamaya çalışmaktadır
İki keskin kıskaç altında ideolojisini yitiren Müslüman zihin ahlaki yapısını da muhafaza etme gücünü gösterememekte ve derin bir anlamsızlığın girdabında debelenmektedir. Bir kurtuluş umudu da görünmemektedir. Çünkü kendilerine yönelik her kurtuluş çağrısını peşinen radikallikle tesmiye ederek yıkımlarını güçlendirmektedirler.
Bu gerçeğin altının çizilip içine düşülen bu derin gayya kuyusunun kapısını açacak olan bir ahlak isyanını hayata geçirmeyi ilke olarak benimseyenler umudu da yaşamlarına taşıyabileceklerdir
İsyan
Evet isyan!
Bütün günahlara ve hatalara isyan! Değerin yitimine isyan! Ahlakın yitimine isyan! Anlamın yitimine isyan! Dostluğun ve kardeşliğin yitimine isyan! Feragat ve fedakârlık kültürünün yitimine isyan! Delikanlılığın yitimine isyan!
Nihilizmin yaşam alanı bulmasına ve anlamsızlığın bir anlama dönüşmesine isyan! Üçkâğıtçılığın, yalancılığın, sahtekârlığın değer olarak pazarlanmasına isyan!
Sanal hayatın gerçek hayatın yerine almasına isyan! Bencilliğin meccan"lığın yerini almasına isyan! Çıkar dostluğunun dava dostluğunun yerini almasına isyan!
Evet, "La" kültürünü yaşam kodlarımızın temeli haline getirerek umudumuzu diri tutabilme aşkına