Nasıriye – Geçen şubat ayında İngiltere’nin o zamanki savunma bakanı Liam Fox, üst düzey İsrailliler olarak tanımlanan bir grupla Tel Aviv’de akşam yemeğine katıldı. Yanında, bakanla “uygun olmayan ilişkileri” sekiz ay sonra Fox’un alelacele istifa etmesine yol açacak olan lobici Adam Werritty oturdu.

İngiliz medyasında çıkan birkaç habere göre, Fox ve Werritty’ye İngiltere’nin İsrail büyükelçisi Matthew Gould eşlik ederken, yemeğe katılan İsrailliler, İsrail istihbarat örgütü Mossad’ın temsilcileriydiler. Eski bir İngiliz diplomat,  o akşamın ana görüşme mevzuunun, İran’a saldırmak için gizli bir plan olduğunu iddia etti.

Geçen ay kabinenin önde gelen devlet memurlarından Gus O’Donnell tarafından yayımlanan 10 sayfalık soruşturma raporunda o akşam yemeğiyle ilgili pek bir şey yapılmadı. O’Donnell, 33 yaşında ve uzun süredir Fox’un dostu olan Werritty’nin, kendisini bakanın resmi danışmanı olarak takdim ettiğini, onunla birlikte dünyayı dolaştığını ve iş adamlarıyla Fox arasında toplantılar tertip ettiğini tespit etti.

Eski bakanın, bakana karşı davanın vahametini ortadan kaldırmaya çalışan  müttefikleri, Werritty’yi zararsız bir hayalci olarak tarif ettiler. İstifasının ardından bizzat Fox da O’Donnell’in raporunun, kendisini milli güvenliği tehlikeye sokma suçlamasından temize çıkardığını iddia etti.

Bununla birlikte, soruşturmanın ardından bir sürü yeni endişeler ortaya çıktı. Bunlar arasında O’Donnell tahkikatının şeffaflığı, Fox ve Werritty’nin İsrail’le olan bağlarının boyutu ve Gould’un izah edilemeyen rolüyle ilgili sorular da var.

İngiltere’nin 2004’e kadar eski Özbekistan büyükelçisi Craig Murray, üst düzey İngiliz hükümet yetkililerinin O’Donnell soruşturmasından derin rahatsızlık duyduklarını, soruşturmayı “örtbas etme” olarak gördüklerini ifade etti.

Murray da O’Donnell’ı “en müşfik yorumla, gerçek konusunda tutumlu” olmakla suçladı.

O, El Ahbar’a,  temasta olduğu iyi konumdaki iki kişi, kendisini Fox-Werritty ilişkisinde Gould’un merkezi –büyük ölçüde ihmal edilmiş- rolüne karşı teyakkuza geçirdiğini söyledi.

Murray, O'Donnell soruşturması sadece iki kez bir araya geldiklerini iddia etse de Fox, Werritty ve Gould'un son iki senede en az altı kere görüştüklerine dair delil elde ettiğini söyledi. Fox ve Werritty'nin görüştüğü bilinen tek büyükelçi Gould'dur.

Murray, İngiltere'nin diplomatik ve hükümet protokolünden izahı mümkün olmayan bir kopuşla, bu üç adam arasındaki altı toplantının birinde bile yetkililerin bulunmadığını söyledi. Görüşmelerle ilgili olarak hiçbir kayıt tutulmadı.

Endişelerini ilk olarak şahsi bloğunda açıklayan Murray, soruşturmayı bilen bir kaynağın kendisine, soruşturmadaki parametrelerin, dikkatleri Fox ve Werritty'nin davranışlarında daha hasar verici konulardan uzaklaştırmak için belirlendiğini söylediğini dile getirdi.

Dışişleri ofisi daha sonra, bir parlamento üyesi de dahil, Tel Aviv'deki yemekle ilgili sorulara cevap vermeyi reddetti. Yetkililer, İngiltere hükümeti kurallarına göre tüm ağırlamaların açıklanması gerekse de İsraillilerin kimler oldukları, nelerin görüşüldüğü ya da akşam için parayı kimin ödediğini söylemeyecekler.

Açıklanmayan başka bir şey de Fox'un, yemeğe katılmak üzere kendi personelinden gelen ricaları niçin reddettiği ve güvenlik açısından gerekli izne sahip değilken Werritty'nin bu kadar üst düzey toplantıya niçin gizlice katıldığıydı.

Murray, hükümet yetkilileri arasında gerçek endişenin, Fox, Werritty ve Gould'un, - İngiltere hükümetinin belirlenen amaçlarının hilafına - Mossad ve İsrail'in Washington'daki yeni muhafazakar müttefikleri tarafından kararlaştırılan "haydut" bir dış politika planladıklarını söyledi.

Şüphe, O'Donnell soruşturmasını yapıyorken geçen ay Guardian'da yayımlanan bir haberle kısmen doğrulandı. Gazete, ismi verilmeyen hükümet yetkililerinin, Fox ve Werritty'nin "alternatif" olarak tanımlanan bir hükümet politikası takip ettiklerine dair endişelerini dile getirdiklerini aktardı.

Murray, Tel Aviv'deki akşam yemeğinin özellikle önemli olduğunu söyledi. Murray'ın temasta olduğu şahıs, görüşmenin İran'a saldırı için uygun diplomatik şartlar oluşturulmasına İngiltere'nin yardımını sağlamanın yollarına odaklandığını söylemiş.

İsrail'in, nükleer programının engellenmesi için İran'a askeri saldırı yapılmasından yana olduğuna dair yaygın bir inanış var. İsrail, Tahran'ın, sivil maksatlı nükleer enerji projesi örtüsü altında nükleer silah geliştirmeye çalıştığını iddia ediyor.

İsrail'in kendisinin geniş bir nükleer cephanesi var ve bölgede nükleer silah tekelini kaybetmekten korktuğu biliniyor.

ABD hükümeti de dahil olmak üzere uluslararası toplumun çoğu ülkesi gibi İngiltere, nükleer heveslerinin sona erdirilmesi için İran'a yaptırımlar uygulanmasından yana.

Murray, Tel Aviv'deki akşam yemeğinin, “[eski İngiltere Başbakanı Tony] Blair'in ülkeyi Irak'ta savaşa sokma kararlığına benzer şekilde hükümetin içinde savaş için gizli bir gündem olduğuna dair hayati endişeleri” arttırdığını söyledi.

Guardian bu ay, Fox'un yönetimi altında savunma bakanlığının, İran'a ABD askeri saldırısı durumunda İngiltere'nin yardımıyla ilgili detaylı planlar hazırlandığını bildirdi. Bu planlara, saldırı gerçekleştirmek için Amerikalılara Hint Okyanusu'ndaki İngiliz toprağı Diego Garcia'yı üs olarak kullanma izni verilmesi de dahil.

O'Donnell soruşturması, çoğu yetkilide Fox, Werritty ve Gould'u içeren bir dizi garip görüşmelerle ilgili endişelerin giderilmesinde pek işe yaramadı.

İngiltere Başbakanı David Cameron, şimdiye kadar Fox ve Werritty'nin ilişkisiyle ilgili olarak muhalefetin tam kapsamlı kamu soruşturması açılması taleplerini reddetti. Tartışmaların odağındaki bu üç adam da aralarındaki bağların tabiatını tartışmayı reddetti.

Bu ay yapılan açıklamalarla Werritty'nin diğer bakanlarla da ilişki içine girdiği gün yüzüne çıktı.

Gölge savunma bakanlığı sözcüsü Kevan Jones, yeni bilgilere karşılık, “Başbakanın bu meselenin daha fazla soruşturulmasını reddetmeye devam etmesi hiç uygun değildir" dedi.

İngiliz medyası temkinli bir şekilde, Fox ve Werritty'yle zahirdeki İsrail bağlantılarını gündeme getirdi.

Daily Telegraph bu çiftin gizlice Mossad'ın başkanıyla buluştuklarını bildirdi. Gazete görüşmenin ne zaman ve nerede yapıldığını açıklamasa da bu görüşme muhtemelen Tel Aviv'deki akşam yemeğinde yapıldı.

Independent geçen ay pazar günü Werritty'nin, İran rejimini devirmek isteyen "ABD destekli yeni muhafazakarlar" kadar Mossad'la da yakın bağları olduğunu iddia etti. Mossad'ın Werritty'yi Fox'un “genelkurmay başkanı” saydığı bildirildi.

Buna ilaveten, O'Donnell raporu Werritty'nin Fox'la birlikte yaptığı çoğu yurt dışı seyahatinin masraflarının en az altı bağışçı tarafından karşılandığını ortaya koydu. Bu bağışçılardan üçü, İngiltere'de İsrail yanlısı lobinin önde gelen üyesidir.

Bağışlar Werritty'nin kurulmasına yardım ettiği iki teşkilata, Atlantic Bridge ve Pargav'a yapıldı. Görünüre bakılırsa Werritty bu teşkilatları Muhafazakar hükümetteki bakanlara ulaşmak için bir yol olarak kullandı.

Werritty'nin Fox'la kurduğu Atlantic Bridge'in danışma kurulu, mevcut dışişleri bakanı William Hague, eğitim bakanı Michael Gove ve maliye bakanı George Osborne'u ihtiva ediyor.

Medyada çıkanlar, Werritty'nin, iktidardaki Muhafazakar Parti'yle görünürde iyi tesis edilmiş bağlantılarına rağmen, Fox ve diğer bakanlarla olan temaslarını İngiltere hükümet politikasını manipule etmek için kullanmayı ümit eden yalnız bir "haydut operatör" olduğuna işaret etti.

Bununla beraber Murray, Werritty'nin Fox ve Gould üzerinden gerçekten İngiliz hükümetinin kalbine ulaşma imkanı elde edip edemediği sorusunu ortaya atıyor. Tüm bu üç kişi, İran'a karşı İsrail ve onun ABD'deki ideolojik müttefikleri tarafından desteklenen bir politikayı mı gizlice takip etmeye çalışıyordu?

Murray'a göre bu sorunun cevabı için ipucu, bu üçü arasında yapılan ve O'Donnell'ın bulgularını yayımlamasından bu yana yavaşça gün yüzüne çıkan bir dizi toplantıda yatıyor olabilir.

2 bin 700 kelimelik rapora göre Werritty, resmi yurt dışı seyahatlerinden 18'inde Fox'a katıldı ve ikili 22 kez de savunma bakanlığında bir araya geldi, hemen hemen hiçbir görüşme kaydedilmedi. Guardian ayrıca Fox'un personelinin, Werritty'yle ilişkiyi kesmesi için onu uyardığını ama bu uyarıların geri çevrildiğini bildirdi.

Werritty hakkında savunma bakanlığı personeli tarafından ortaya atılan ciddi endişelere rağmen, ülkenin en üst düzey diplomatlarından Gould yine de Fox kadar Werritty'le de yakın ilişki tesis etmiş görünüyor.

Murray'ın kaynaklarına göre Gould ve Werritty, “yıllardır görüşüyor ve haberleşiyorlardı.” Dışişleri ofisi, bu iki kişi arasında temas olup olmadığı  hakkındaki soruları cevaplamayı reddetti.

O'Donnell'in raporu eylül 2010'da bu üç kişi arasında ayrı bir toplantı daha yapıldığından bahsediyor. Bu vesileyle Gould, Fox ile görüşmüş. Bir dışişleri bakanlığı sözcüsü bunu “görev öncesi brifing görüşmesi” -büyükelçiler için yeni görevlerini tanıtmak üzere yapılan üst düzey atama toplantısı- olarak tanımladı.

O'Donnell'a göre "Orta Doğu'daki güvenlik durumu hakkında...  biraz tecrübesi olan biri olarak" toplantıda Werritty de vardı.   O'Donnell, onun katılımı "uygun değildi" şeklinde hüküm verdi.

Bununla beraber, Murray bu tür brifinglerin asla bakanlık seviyesinde yapılmadığını ve kesinlikle bizzat savunma bakanı tarafından yapılmadığını söyledi.

O, savunma bakanlığında üst düzey bir yetkilinin kendisini, toplantıda diğer iki tuhaflığın daha olduğuna dair ikaz ettiğini ekledi: Beklendiği gibi, not alacak hiçbir yetkili yoktu ve konuşmalar Fox'un ofisinde değil bakanlığın yemek odasında yapılmıştı.

Murray, El Ahbar'a, "Uzun yıllar diplomat olarak çalışmış bir insan olarak ben, bu işlerin nasıl olması gerektiğini bilirim" dedi.

O, “Bu olayda çok fazla kötü koku var" diye konuştu.

Murray'in bu toplantıyla ilgili olarak dışişleri bakanlığına tevcih ettiği sorular cevapsız bırakıldı ama bunlar O'Donnell raporuna dahil edilmeyen diğer izah edilmemiş detayları ortaya çıkardı.

Raporun yayımlanması sonrasında ekim sonundaki açıklamada, bir dışişleri bakanlığı sözcüsü, Gould'un Fox ve Werritty'yle bilinenden önce, Gould'un İsrail'e büyükelçi olarak atanmasından önce ve Fox muhalefette gölge savunma bakanıyken görüştüğünü söyledi.

Dışişleri bakanlığı bu toplantıyla ilgili soruları cevaplamayı da reddetti. Buna toplantının ne zaman ve niçin yapıldığı ya da parlamento üyesi Jeremy Corbyn tarafından parlamentoda konuyla ilgili olarak masaya yatırılan soruya cevap da dahil. Bilinen tek şey, bunun Fox'un savunma bakanı olarak tayin edildiği mayıs 2010'dan önce meydana gelmiş olmasıdır.

Dışişleri bakanı William Hague, Corbyn'in sorularına cevap verirken, 2010 yazında özel bir sosyal etkinlikte Fox, Werritty ve Gould arasında bir başka toplantı olduğunu teyid etti.

Yine dışişleri bakanlığı, Corbyn'den gelen ve sosyal etkinliğe başka kimin katıldığı hakındaki soru da dahil, başka soruya cevap vermeyi reddetti. 

Üçlü, Tel Aviv’deki akşam yemeğinden kısa bir süre önce, Fox, savaş yanlısı Herzliya güvenlik konferansında, İran tarafından ortaya konan stratejik tehdit hakkındaki oturumda konuşma yaptığı zaman da bir araya geldi.

Ve altıncı toplantı da gün ışığına çıktı. Fox ve Gould, mayıs 2011’de Londra’daki “Biz İsrail’e inanıyoruz” konferansında birlikte fotoğraflandılar. Yine Werritty de hazırdı.

Murray, Savunma Bakanlığı’ndaki toplantı hakkındaki bloğunda, “Fox, Werritty ve Gould arasında savunma bakanlığı yemek salonunda [Eylül 2010] yapılan gizli toplantı, asıl yapılması gereken Fox’un ofisinden ve orada olmaları gereken savunma bakanlığı yetkililerinden kasıtlı olarak uzakta yapıldı. Şimdi bu toplantı bir brifingden ziyade bir komploya benziyor” diye yazdı.

Gould, 2003’ten 2005’e kadar İran’daki İngiltere büyükelçiliğinde misyon başkan yardımcısıydı. ABD’nin İran’a yönelik politikasını koordine etmekten sorumlu bir görevdeydi. Sonra, yeni muhafazakarların Beyaz Saray’da hakimiyeti ellerinde tuttukları bir zamanda Washington’daki İngiltere büyükelçiliğine geçti.

Bu arada Werritty, sık sık İran’a seyahat etti ve orada İran rejimini devirmeye çalışan muhalif gruplarla birlikte çalıştı. Pazar günkü Independent’a göre, İran’a yaptığı bir seyahatten dönüşünde, bilgi alınmak üzere İngiltere’nin MI6 yabancı istihbarat servisine çağrıldı.

Werritty, 2007 yazında, Fox gölge savunma bakanıyken Fox için de kendisiyle birlikte İran’a seyahat düzenledi. O ayrıca mayıs 2009’da İngiltere parlamentosunda Fox’la Tahran’daki mevcut rejimle bağlantısı olan İran lobi grubu arasında bir toplantı düzenledi.

Murray; Fox, Werritty ve Gould arasındaki karanlık işler ve hükümetin bunlar arasında neler cereyan ettiğinin açıklığa kavuşturulmasını reddetmesinin, önemli bir şeyin saklandığının delili olduğunu söylüyor. O ve temasta olduğu devlet katındaki üst düzey yetkililerin korkusu, “[İngiliz] bakanlar ve yetkililer arasında bir yeni muhafazakar hücrenin” İsrail ve ABD’yle koordinasyon içinde politikaları belirlediğidir.

Halen İsrail’deki görevinde bulunuyorken Gould’un tetkik edilmemiş rolü bilhassa endişe mevzuudur.

Murray, İngiltere Yahudisi Gould’un atanmasının geçen sene eylül ayında İsrail’e büyükelçi atanmasıyla dışişleri bakanlığının uzun süreli politikasında kırılma meydana geldiğine işaret etti. O göreve, çıkar çatışması ya da en azından çifte sadakat intibaına yol açabileceği endişesiyle daha önce hiç Yahudi bir diplomat tayin edilmemişti. Benzer sınırlamalar Vatikan’da büyükelçilik makamı için Katoliklerden kaçınılmasında da var.

Bu geleneksel endişeler göz önüne alındığında Gould tuhaf bir seçimdi. O kendisini Siyonist olarak ilan etmiştir ve öyle bir imaj oluşturmuştur ki, ana Yahudi ABD gazetesi Forward geçenlerde onu “sadece Yahudi olan bir büyükelçi değil, Yahudi büyükelçi” olarak tanımladı.

Kaynak: El Ahbar

Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas