‘Halk emperyalizmin dönmesini istiyor’. Bu slogan, Libya’daki saha şartlarının kaçınılmaz sonucu oldu. Devrimciler, Kaddafi rejiminin yakında düşeceğini varsaymaya olanak sağlayacak askeri bir ilerleme gerçekleştirmekten acizken, Kaddafi’nin güçleri de geri aldıkları bölgelerden devrimcileri atmakta aciz kalıyor. Fransa ve Britanya, dış müdahaleyi pazarlık konusu yaparken, ABD bunu açıkça dile getirmiyor. Rusya ve Çin ise, dış müdahaleye şiddetle karşı çıkıyor; Paris, Londra ve Roma’nın devrimcilere destek için askeri danışmanlar göndermesini, Güvenlik Konseyi’nin sivilleri koruması için müttefiklere verdiği yetkiyi aşmak olarak görüyor. Libya muhalefetinin bazı sözcüleri, 2003’teki Irak savaşı öncesi Iraklı muhaliflerin durumunu hatırlatırcasına savaşın kendi lehlerinde sonuçlandırılması amacıyla müttefik kara kuvvetlerinin doğrudan müdahalesine ihtiyaç olduğunu açıkça dile getiriyor, NATO’nun performansını ve yavaşlılığını eleştiriyor. Hatta bazıları, ‘emperyalizmin geçici olarak dönmesini’ ülkenin devrimci gençleriyle Kaddafi arasında bölünmesine yeğliyor.

Irak şartları hâlâ önümüzde
Uluslararası toplumun Kaddafi rejimiyle ilişki kurulmasını kabul etmemesinden sonra, taraflar arasında bir çözüme varmak yönündeki arabuluculuğun başarı ihtimali uzak görülüyor. Uluslararası toplum, Kaddafi rejimiyle ancak kendisine ve oğullarına iltica edeceği bir yer bulunması çerçevesinde ve derhal görevi bırakması bağlamında ilişki kurabilecek. Libya’daki şartlar, Yemen’dekinden farklı. Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri, krizin çözülmesi için büyük çaba harcadı. Yemen muhalefeti, dünyada hiçbir ülkeyi Devlet Başkanı Ali Abdullah Salih’i tanımaktan vazgeçmeye sevk edemedi. Üstelik bazılarının kanaati, Salih’in gitmesi gerektiği yönündeyken…

Fakat Libya’da müttefik kara kuvvetlerinin müdahale etmesi çağrılarının sakıncaları var. Üstelik acı Irak deneyimi, hâlâ önümüzde dururken… Müdahale çağrıları, giderek artan can kayıpları, Libya kentlerinin uğradığı korkunç yıkım ve uluslararası rahatsızlık sebebiyle genişleyebilir. Irak’ta yıllardır kanlı kaos hâkim ve bu kaos ABD’nin çekilmesi, pastanın paylaşımı, iç politikaların ve dış koalisyonların çizilmesi üzerindeki çekişmelerin başlamasıyla birlikte yayılmaya aday.

Nasıl ki Iraklıları diktatörlükten ‘kurtarma’ amaçlı Batı müdahalesi, Irak’a uzun yıllar sürecek ekonomik ve siyasi zararlar verdiyse, İran’a müdahale etme ve Bağdat’taki karar organı üzerinde hegemonya kurma kapısı açan mezhepçi bölünmeyi doğurduysa, Libya’daki kara müdahalesi de daha az acı vermeyecektir. Petrol avının yanı sıra kabileci ve bölgesel çekişmeler, burada da tekrarlanacak. Zaten askerlerini gönderenler bunu karşılıksız yapmazlar. Hatta anlaşmalarla bu bedeli önceden almak isterler. Bu anlaşmalar, başka ülkelerin de iştahını kabartacaktır.

‘Müdahale karşılığı petrol’
Irak’taki ABD-Britanya savaşının sırlarının, Batılı başkentlerin kendi çıkarları için gerekçeler ürettiğini ifşa etmesi gibi, bugün askerlerini Libya’ya göndermek isteyenler ‘müdahale karşılığı petrol’ söylemini yükselterek bu kuralın dışında değiller. (Londra’da Arapça yayımlanan Hayat gazetesi, 24 Nisan 2011)


Kaynak: Radikal