Ortadoğu'da yaşanan "Arap Baharı" adıyla anılan kukla diktatörlerin devrilişini herkes kendi penceresinden değerlendiriyor.

ORSAM Ortadoğu Uzmanı, Bilgay Duman'da Ortadoğu'yu Libya'yı merkez alarak değerlendirmiş.

Komplo teorilerinin havada uçuştuğu bir dönemde bölgedeki gelişmeleri izlerken konunun uzmanlarını dinlemekte fayda var:

* * *Şubat 2011'den beri NATO desteğiyle Muammer Kaddafi güçleriyle şiddetli çatışmalara giren muhalifler, 22 Ağustos 2011 günü rejiminin merkezi ve başkenti olan Trablus'u ele geçirdi ve devlet binalarını kontrol etmeye başladı. Bu Kaddafi rejiminin sonu olarak algılandı.

Muhaliflerin Trablus'u ele geçirmesinin ardından Libya muhalefetini temsil eden Ulusal Geçiş Konseyi Türkiye de dahil olmak üzere pek çok devlet tarafından "Libya'nın tek meşru temsilcisi" olarak tanındı.

* * *Kaddafi'nin devrilmesiyle, Saddam Hüseyin rejiminin yıkılması arasında benzerlik bulunmakla birlikte, devletlerin yapısal farklılıklarının Libya'nın geleceğinde etkili olacağı düşünülmektedir.

Bu açıdan siyasal olarak bakıldığında hem Kaddafi hem de Saddam Hüseyin'in bir korku krallığı yarattığını söylemek yanlış olmayacaktır.

Ayrıca yıllarca despotik rejimin hem Iraklılar hem de Libyalıların siyasal algılamalarını şekillendirmiş gözükmektedir.

2003 sonrasındaki Irak siyaseti incelendiğinde de en büyük sorunun uzlaşma kültürünün olmamasından kaynaklandığı görülecektir.

* * *Öncelikle her iki ülkedeki rejimler savaşlarla birlikte son bulsa da Irak'ın aksine, Libya'da dışarıdan dayatılan ve bir işgal ordusu tarafından uygulanan bir rejim değişikliğine gidildiğini ifade etmek zor görünmektedir.

Öncelikle süreci yönlendiren uluslar arası güç odaklarının, Irak'taki hataya düşmediği bilinmektedir.

Hatta muhalifler başkent Trablus'a girdiğinde direnişçilerin cep telefonlarına "devlet binalarına zarar vermeyin, bunlar Libya'nın geleceği içindir" gibi kısa mesajlar gönderildiği söylenmektedir.

Kaddafi yönetimindeki isimler elimine edilmemiş, Ulusal Geçiş Konseyi içerisinde yer almıştır.

* * *Irak'ta tüm devlet kurumları ABD müdahalesiyle birlikte yıkılmış, eski rejime ait devlet yapısı tamamen değişmiş, bu da yeniden yapılanmayı zorlaştırmıştır.

Libya'da ise yıkılan devlet değil, diktatör olmuştur.

Bu noktada Libyalıların dikkat etmesi gereken en önemli noktanın ülkenin geleceğindeki uzlaşma kültürünün yaratmak olmalıdır.

DEVAMI İÇİN TIKLAYINIZ