Bugün 29 Mart, yerel seçimler yapılıyor. Siyaset yasakları akşama kadar geçerli.

Bu nedenden bugünkü yazımızda siyaset yok.

Bu tür yasaklar aslında insanı tahrik ediyor, aklınıza yazmak için binbir konu geliyor.

Ama, emir de demiri kesiyor.

Bu tür siyaset yasaklı günler belki de günlük sıcak koşuşturmanın içinde yazmaya vakit ayıramadığınız konuları gündeme getirmek için bir fırsat.

Fransa'nın istatistik ve araştırma kurumu Insee yayınladığı bir araştırmada hangi sektörlerin içinden geçtiğimiz krize bugünlerde daha dayanıklı olduğunu, hangi sektörlerin de krizden daha fazla etkilendiğini tartışıyor.

Insee 2009 senesine ilişkin büyüme tahminlerini her geçen gün daha da kötümser hale getiriyor ve Fransa ekonomiisinnin bu sene yüzde 3 dolayında küçüleceğini ifade ediyor.

Aynı araştırma yaklaşık her sektörün bu krizden payını alacağını ama bazılarının daha fazla, bazılarının da ise daha az alacağını belirtiyor.

Krizden en çok etkilenen, etkilenecek sektörlerin başında otomotiv, aramal üreten sanayiler, kimya, metalürji, inşaat ve ulaştırma sektörleri geliyorlar.

Otomobil ve aramallar sanayilerinde 2009 senesinde daralmanın yüzde otuzlara yaklaşacağı öngörülüyor.

2010 senesinde aynı sektörlerde daralma sürüyor, yani krizi atlatamıyorlar ama küçülme oranları çok küçülüyor, yüzde beş dolaylarına geliyor.

Insee araştırması daha çok olanın, olacağın ne olduğunu göstermeye yönelik.

Krizin nedenleri üzerine pek yorum içermiyor.

Aslında kanımca daha çok tartışılması gereken konu bu sektörlerin 2009 ve 2010 senelerinde ne kadar küçüleceğinden ziyade bu sektörlerin neden krizden daha çok etkilendikleri.

Kriz çıktığı için mi bu geleneksel sektörler, otomotiv, aramal sanayileri, inşaat, metalürji gibi sektörler büyük oranda küçülme yaşıyorlar, yoksa, bu sektörlerin bilgi ekonomisi çağında hala ağırlıklarını bir biçimde korumaları mı krizin temel nedeni, bu henüz çok net değil.

Krizin bir kredi krizi olduğunu söylüyoruz ama belki de bu kredi krizinin kökeninde 2008 öncesi kredilerin ağırlıklı olarak eski ekonominin sektörlerine gitmiş olması yatıyor.

Bu konu bu sıcak günler geride kaldıktan sonra daha kapsamlı konuşulacak.

Krizden nispeten daha az etkilenen sektörler ise eğitim, sağlık, tarım, tarıma dayalı sanayiler gibi sektörler.

Bu durumu bu sektörlerin gelir esnekliklerinin daha düşük olması ile yani insanların geliri düşse bile bu sektörlere yaptığı harcamayı kısamaması ile açıklamak da mümkün ama belki daha yeni açıklamalar da gündeme gelebilir.

Telekomünikasyon sektörü de Fransa'da krizden en az etkilenen sektörlerin başında geliyor, bunu unutmamak lazım.

Krizden en az etkilenen sektörlerin gelir esnekliklerinin düşük olması mutlaka bir neden ama belki bu sektörler 21. yüzyıla daha uygun sektörler ve tam da bu nedenden kriz bu sektörlere teğet geçiyor.

Eğitim ve telekomünikasyon sektörlerinin krizden görece en az etkilenen sektörler olması üzerinde durulması gereken temel bir konu.

Yarın seçim sonuçlarını tartışıyor olacağız.

Yerel seçim sonuçları ülkemize hayırlı olsun, yeni bir anayasaya ve AB konusunda daha bir cesarete de vesile olsun.

Star Gazete