Seçim sonuçları, seçim sürecini etkileyeceğe benziyor.

Çünkü daha şimdiden, iktidar – koalisyon formülleri siyaset malzemesi olmaya başlamış bulunuyor.

-İktidar olacağız, koalisyonu akla bile getirmiyoruz,

söylemi ile...

-Falanca falanca ile koalisyon yapacak

iddiaları etkin siyaset malzemeleridir.

Hiçbir parti koalisyonu konuşmak istemiyor. Hiçbir parti baraj altını konuşmak istemiyor. Bütün partiler iktidar adayı olarak sunmakta ısrar ediyor.

Ama reel şartlara baktığımızda şöyle bir seçim sonrası görünümü öngörülebiliyor:

-Ak Parti birinci parti.

-CHP ikinci.

-MHP -muhtemelen- barajı aşıp üçüncü parti olacak...

-Ve önemli bir yekun oluşturacağı öngörülen bağımsızlar...

Böyle bir sonuç çıktığında iki ihtimal söz konusu:

AKP'nin tek başına iktidar olabilecek çoğunluğu elde etmesi.

AKP'nin birinci parti olmasına rağmen tek başına iktidarı elde edememesi ve koalisyon arayışları...

Koalisyon arayışlarında da AKP'li bir koalisyon mümkün, AKP dışında bir koalisyon mümkün.

AKP şu anda koalisyonu akla getirmiyor, çoğunluğu DTP'lilerden oluşacak bağımsızlarla koalisyonu, - muhtemel suçlamaları dikkate alarak- düşünmüyor. CHP zaten ana rakip. AKP – CHP ortaklığı muhalefetsiz bir Meclis demek ki, buna ne AKP'nin ne CHP'nin yanaşması mümkün olmaz.

AKP ile MHP arasındaki bir koalisyon mümkün, ama MHP, daha önceki dönemde Refahlı bir koalisyonu dışlayarak yola çıkmış ve DSP' ile koalisyonu tercih etmişti. Şimdi de bütün seçim söylemini AKP ile karşıtlık üzerine kurduktan sonra onunla koalisyon yapmayabilir.

Başbakan'ın CHP – MHP paralelliğine (CHP bir yavru doğurdu : MHP diyerek) dikkat çekmesi de, MHP tabanını uyarmak ve MHP'ye oy verilmesini önlemek amacını gütse bile, ilerde bir koalisyonu zorlaştırıyor.

Ne kalıyor geride?

CHP ile MHP'nin koalisyonu.

Tahminler CHP'nin ikinci parti olacağı yolunda.

Buna göre CHP, MHP'den daha çok sandalye çıkaracak demektir.

Dolayısıyla bir koalisyon kurulacaksa CHP büyük ortak olacak, yani başbakanlık CHP'de olacak demektir.

Böyle bir denkleme, özellikle MHP'den itiraz gelebilir. MHP tek başına iktidarda bile ısrar ettiğine göre, üçüncü parti olmayı hiç düşünmediğini söyleyecektir. Bunun, seçmen tabanı açısından da makul bir sebebi vardır. Çünkü en azından bir kısım seçmen tabanı, muhtemel bir CHP koalisyonunu sevimli bulmayacaktır ve MHP yöneticileri, şimdiden bir CHP'li koalisyon formülünü asla doğru bir seçim propgandası olarak düşünmeyeceklerdir.

Ama seçim sonuçlarının onları üçüncü parti haline getirmesini bir ihtimal olarak değerlendirdiklerinde CHP'li bir koalisyonu “Memlekete hizmet adına” içlerine sindireceklerini tahmin etmek zor olmaz. Aynı söylemi, CHP de kendi tabanına satacaktır çünkü MHP ile koalisyon CHP'ye oy verecek bir kesim için de kolay olmayacaktır.

Şu sıralar böyle bir koalisyonun en önemli ipucu nedir?

CHP ile MHP'nin birbirine yönelik herhangi bir eleştiri gündeme getirmemesidir.

CHP AKP'ye vuruyor, ama MHP'ye bir şey demiyor.

MHP de AKP'ye, DP'ye vuruyor, ama CHP'ye bir şey demiyor.

Tuncay Özkan, Cumhuriyet mitinglerinde “Sağ oylar MHP'de, Sol oylar CHP'de toplansın” çağrısından bu yana CHP – MHP dostluğundan söz edilebilir. MHP için “Sol karşıtlığı” tamamen gündemden çıkmış görünüyor. Bunda belki “CHP'nin artık sol olmadığı” değerlendirmesi de etkilidir.

Evet, bu durumda MHP iktidar ortağı olacaktır. Bu, MHP camiası açısından önemlidir.

Ama Anadolu'da, MHP camiasında gözlemlediğim bir rahatsızlığı burada dile getirmem gerekiyor.

MHP tabanı, milliyetçilikle ulusalcılığın aynı paralele düşmesinden rahatsızdır. Ya da şöyle: CHP - İP milliyetçiliği ile MHP milliyetçiliğinin aynı çizgide buluşması, MHP tabanını rahatsız etmektedir.

Tabanın değerlendirmesine göre, MHP'nin bir AKP muhalefeti vardır. Ama bu, CHP'nin AKP'ye muhalefetinden farklıdır. CHP, laiklik eksenli ve inanç özgürlüğü karşısında despotik bir duruşu sergilemektedir. Böyle bir tavır, AKP tabanı için olduğu kadar MHP kitlesi için de tehdittir. Çünkü MHP tabanında da, inanç özgürlüğü mağdurları önemli bir yekun tutmaktadır.

MHP tabanını rahatsız eden bir başka husus ise, CHP – MHP koalisyonunun, bir “Derin devlet” formülü tarzında gündeme gelmiş olmasıdır. “Derin süreç AKP'yi düşürmek, CHP ve MHP'yi iktidar yapmak için kombinezonlar hazırlıyor!” teması, yakın dönemlerin en etkili gündemini oluşturmuştur. Böyle bir sürecin sonunda gelecek koalisyon, uzun süre bu iddianın etkisi altında kalacaktır.

Tabii en son mesele, CHP -MHP koalisyonunun işlerliği konusudur. Nasıl işleyecek? Bir kan uyuşmazlığı yaşanacak mı? CHP “Sol”u bıraksa bile MHP herhalde en azından tabanda “milli kimlik”in bazı unsurlarını bırakmış olamaz. “Kemalist milliyetçilik” CHP – MHP camiası için ortak payda haline gelmiş midir, ben sanmıyorum.

Böyle bir koalisyon için daha söylenecek pek çok şey var, seçim sürecinde peyder pey değerlendirmeye devam edeceğiz.