ABD Başkanı Obama İsrail devletine İsrail, Amerikan ordusu, İsrail’e diplomatik destek, diplomatik süreç veya İran hakkında değil Başbakan Benjamin Netanyahu hakkında ne düşündüğünü anlattı.  Açıkça ve basitçe, İsrail başbakanı ve ülkeyi nereye götürdüğü hakkındaki düşüncelerini belirtti.

Eski Şin Bet direktörü Yuval Diskin’le bazı bağlantlarıı olan sert, korkutucu ve emsalsiz yorumlar bunlar. İsrail bir müttefiktir. Peki Netanyahu? Galiba değil.

Fransa cumhurbaşkanı, Alman Şansölyesi, İngiliz başbakanı, Kriptonlular Konseyi aynı şekilde düşünse sorun değil. ABD başkanı bu. Başkanın bu yorumlarının “niyet” ve “zamanlaması” üzerinde aptalca tartışmalar da yersizdir. Bu bir intikam meselesi değildir. Obama’nın Netanyahu hakkındaki fikridir. ABD başkanının bir müttefik yani  İsrail hakkında ne söylediğine kulak vermeli, içeriğini ve sonuçlarını tam olarak anlamlıyız.

Başkan, müstakbel savunma ve dışişleri bakanları gibi İsrail’in kendisini uluslararası tecride ve diplomatik bir felakete sürüklediğine inanıyor. Netanyahu’nun tepkisi ise üzücü ve rahatsız ediciydi zira Obama’nın sözlerinin öneminin anlaşılmadığını yansıtıyordu. “Netanyahu 1967 sınırlarından çekilmeyecek ve İran’ın nükleer silah edinmesine müsaade etmeyecektir.” Netanyahu hükümeti Romalıların Kudüs’ü tekrar zaptetmesine de müsaade etmeyecek, İngiliz mandasıyla ve Beyaz Kitapla da savaşacaktır.

İsrail 65 yıllık ömründe hayati bir stratejik varlık edinmiştir: Amerika’yla ilişkiler. Bu ittifak, 1970’lerden beri İsrail’in caydırıcı gücünün sütunu olmuştur. Söz konusu olan ABD olduğunda, doğal veya tarihi bir ittifak değildir bu. Suyu, gübresi ve ilgisi eksik edilmeden yavaşça ve tedricen gelişmiştir. Pek belli olmuyor.

Ortaklık değerler, aynı ideolojik temel, ortak stratejik çıkarlar, diplomatik ve güvenlik ilişkilerin/in geliştirilmesi, güven ve inanılırlık üzerine inşa edilmiştir. Netanyahu güven ve inanılırlığı denklemden kaldırarak bu ilişkilerin temelini küstahlık ve sabırsızlık sergileyerek silkeliyor. Beyaz Saray kameraları önünde üzerinde çalışılmış vaaz havasındaki konuşmasından beri ABD başkanıyla iş ihtilafı olduğunu sorumsuzca ilan etti ve Obama’yla faydasız yere çatışma fırsatlarını hiç kaçırmadı.

Netanyahu’nun eldeki meselede haklı olmadığı anlamına gelmez bu. Obama’ya küstahça kafa tuttuğu ve onu kışkırttığı anlamını taşır. İran, Suriye ve Pakistan gibi çok önemli stratejik meselelerde yakın, dürüst, muteber bir diyaloğu mahvediyor hem de Amerikan dış politikası Uzak Doğuya odaklanmış ve Amerika’nın Ortadoğu petrolüne bağımlılığı neredeyse hiç mevcut değilken.

Netanyahu, Amerikan siyasetine müdahil olarak ve en çok da Beyaz Saray’ın güvenini kaybederek ABD’yle ittifakın niteliğini tehlikeye atıyor. İsrail, inandığı şeye karşın, stratejik bir varlık değildir; eleştirmenlerinin tanımladığı gibi öyle bir “yük” de değildir. ABD-İsrail ittifakı asimetriktir ve bağımlılık unsurunu taşır. İsrail’e ilgi duymayan bir seçmen koalisyonu tarafından seçilmiş Amerikan başkanının kanaatini rahatça izhar edebilmesinin nedeni budur. Dolayısıyla bu ittifakın küçük ortağı eleştirmek yerine kulak vermelidir.

Yazar hakkında: İsrail’in New York Konsolosluğu görevini yürütmüştür.

Kaynak: Ynet

Dünya Bülteni için çeviren: Ertuğrul Aydın