Kıbrıs Rum Kesimi'nde, 17 Şubat'ta 1. turun ve 24 Şubat'ta da 2. turun yapılacağı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kazanma şansı en yüksek olan adaylardan birisi şimdiki Cumhurbaşkanı Tasos Papadopulos, diğeri de AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas.  
 
İnanılır gibi değil ama birisi yani Papadopulos aşırı sağ görüşlü olan DIKO partisinin eski başkanı, diğeri de yani Hristofyas da dünyada ayakta kalmayı başarmış ender komünist partilerden bir tanesi olan AKEL'in genel sekreteri. Biri aşırı sağdan diğeri de aşırı soldan.

Kıbrıs konusunda, 2008 ve 2009 döneminde masaya BM tarafından bir plan konacağı ve çözüm arayışları içine girileceği beklentisi ve inancı var.

Türkiye'deki ve KKTC'deki yöneticilerin Kıbrıs'ta kalıcı bir çözüm için iyi niyetli ve samimi çabaları olmasına rağmen, Rum tarafında böylesi bir düşünce ve çaba yok.

Adaylardan AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas, meydanlarda ve medyada yaptığı konuşmalarda ağzına taksimi bir doladı, pir doladı. Adeta seçim stratejisini Türkleri kötülemek ve "Taksim" üzerine kurmuş. "Taksim felakettir" (26 Aralık 2007, Haravgi), "Taksime mani olmak için aday oldum" (13 Ocak 2008, Alithia), "Taksim felaketi çok yakın" (14 Ocak 2008, Politis), "Taksim kapımızı çalıyor" (14 Ocak 2008, Filelefthoros) sözlerini ve benzerlerini artık her gün söylemeye başladı Hristofyas.

Ağzından hiç 1796 yılı patentli "Enosis" (Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı) lafı çıkmıyor.

Kıbrıs'ı felaketlere sürükleyen, adadaki barışı son 80 yıldır dinamitleyen, her iki taraftan da binlerce kişinin ölmesine yol açan, adanın üzerini neredeyse son bir asırdır karanlık bulutların kaplamasına neden olan Rum Ortodoks Kilisesi'nin yüzlerce yıldır beyin yıkayarak Rumlara pompaladığı "Enosis" isimli ebedi ülküden hiç bahsetmiyor Hristofyas.

Aslında onun da kafasında aynen Papadopulos'ta olduğu gibi, "Enosis" hayali ve adaya hâkim olmasını istediği "Üniter Rum Devleti" var ama şimdilik bunları ağzına hiç almıyor. Geçmişte "Enosis" ile ilgili AKEL'in iki tane ayıbı var. Bunlardan birincisi; AKEL'in 3-6 Mart 1966 tarihli XI. kurultayında aldığı Enosis kararıdır. Ve AKEL halen daha bu kararı iptal etmiş değildir. Geçersiz olduğunu da ilan etmemiştir. Karar halen geçerli. Sapasağlam yerinde duruyor. Uygun koşullar oluşunca da uygulamaya hazır ve nazır.

İkincisi ise; 1960 Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası uyarınca, milletvekili seçilmiş Kıbrıslı Türkleri 22 Aralık 1963 günü silah zoru ile dışarı attıkları Kıbrıs (Rum) Meclisi'nde, 26 Haziran 1967 tarihinde, içinde AKEL milletvekillerinin oylarının da yer aldığı, "Oybirliği" ile kabul edilmiş "Enosis" kararıdır.

Bu karar da değişmiş veya iptal edilmiş değildir. O da uygun koşullar oluşunca uygulamaya hazır ve nazır olarak dondurucuda bekletilmektedir.

Çok değil daha birkaç gün önce, AKEL Basın Sözcüsü Andros Kiprianu; "Bizi isim değil içerik ilgilendirir." diyerek "Bağımsız, bağlantısız, iki toplumlu federal devlet talep ediyoruz." derken açıkçası yalan söylemektedir. AKEL Genel Sekreteri Dimitris Hristofyas'ın da ılımlı davranması, barıştan, dostluktan ve kardeşlikten bahsetmesi, iki toplumlu federal devlet istiyorum demesi sadece takiyedir (Gerçeği gizlemek). Hristofyas hiçbir zaman aklındaki Enosis ülküsünden vazgeçtiğini ima edecek herhangi bir tavır içine girmeyecektir.

Zamanı gelince ve uygun koşullar oluşunca, o da ataları ve ağababası Makarios gibi, verdiği tüm sözleri ve imzaladığı tüm antlaşmaları hemen ve derhal inkâr edecektir.

Hiç şüpheniz olmasın....Hristofyas'tan bahsederken Gamber'den bahsetmemek çok ayıp olur. Hiç Gambersiz yani Papadopulos'suz düğün olur mu?

Seçim döneminde söylediği sözler Papadopulos'un Kıbrıs'ın geleceği konusunda ne düşündüğünü iyice açığa çıkarmaya başladı. İstemediği bir çözüm önerisi yapılırsa buna açık açık aynen 24 Nisan 2004 Annan Planı Referandumu'nda yaptığı gibi "Hayır" diyeceğini ve Rum halkını da "Hayır" demeye davet edeceğini söylüyor.

Düzenlediği mitinglerde de Rum halkından bu konuda destek istiyor ve yemin alıyor.

İşin garip tarafı Papadopulos'un aklında, nasıl bir teklif yapılırsa yapılsın sadece "Hayır" demek var.

Başka bir şey yok. Çözüm önerisi de yok.

İnsan bir konuya "Hayır" derken, aklında yapılan öneriye veya teklife "Hayır" demesine neden olan ve sonucunda "Evet" diyeceği bir çözüm olması gerekir.

Papadopulos "Evet" diyeceği bir çözümü dile getirmiyor.

Aslında getiremiyor. Buna cesareti yok.

Papadopulos'un nasıl bir çözüme "Evet" diyeceği belli. Hâlâ daha 1955 kafası taşıdığı için onun "Evet" diyeceği çözüm sadece ve sadece adanın tümüne hakim olan, Türkiye'nin garantisinin olmayacağı, adada bir tek Türk askerinin bulunmayacağı ve Kıbrıslı Türklerin de sadece azınlık haklarına sahip olacağı "Üniter bir Rum Devleti" şeklidir.

Diğer bir tabirle, böylesi bir çözüm sadece ve sadece hayal olduğu için Tasos Papadopulos'un kabul edebileceği bir çözüm yoktur.

Bugüne kadar, 1947'den beridir 51 ve Tasos Papadopulos'un Kıbrıs Rum tedhiş ve siyasi hayatına adım attığı 1958 yılından beridir de 41 tane çözüm önerisi yapılmış.

Bunların içinde Papadopulos'un "Evet" dediği hiçbir plan veya öneri yok.

16 Ağustos 1960 tarihinde Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kurulmasına yol açan 1959 Zürih ve Londra antlaşmalarına bile, Makarios'un tüm baskısına rağmen "Hayır" demiş Papadopulos.

Ama hakkını da yememek lazım Papadopulos'un. "Evet" dediği plan var, hem de 2 tane.

Her ikisinin de mimarı kendisi. Birisi 1961 yılı patentli "Akritas" planı, diğeri de 1972 patentli "Iphestos" planı.

Birincisi "Kıbrıslı Türkler isyan etti." deyip, nasıl Kıbrıslı Türkleri kurucuları oldukları Kıbrıs Cumhuriyeti'nden ve hükümetten silah zoru ile atıp, adayı kana bulayarak Kıbrıslı Türkleri sindirmenin planı idi. Bu planı başarılı bir şekilde 21 Aralık 1963 tarihinde uygulamaya koydular ve 15 Kasım 1967 Geçitkale (Köfünye) katliamından sonra Türkiye'mizin ağır baskısı sonucunda da biraz olsun hafifleterek 20 Temmuz 1974 Mutlu Barış harekâtına kadar devam ettirdiler.

Diğeri de adayı Kıbrıslı Türklerden temizlemek için hangi Türk köyüne hangi Rum milli muhafız ordusunun saldıracağı, hangi yöntemlerle Türklerin öldürüleceği ve nereye gömüleceklerinin planı idi.

Bu insanlık dışı "Iphestos" planını, aynen yazıldığı gibi hem Taşkent'te hem de Atlılar, Muratağa ve Sandallar köyünde uyguladılar.

İşte Papadopulos sadece bu iki plana "Evet" demişti.

Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve Kıbrıs'ın garantörleri olan Türkiye, İngiltere ve Yunanistan, Papadopulos'tan, eğer 17 ve 24 Şubat tarihlerinde yapılacak Kıbrıs Rum Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanırsa, masaya oturmasını ve asgari olarak 12 Şubat 1977 tarihinde Denktaş ve Makarios arasında yapılan 1. Doruk Antlaşması'nda mutabakata varılan 4 maddeyi esas alan bir federal yapıyı kabul etmesini beklemektedirler.

Daha çok beklerler. 
 

Kaynak: Zaman