İrtica Eylem Planı'nın altında imzası bulunan... Ve Salı'yı Çarşamba'ya bağlayan gece tutuklanan Kurmay Albay Dursun Çiçek kim? Genelkurmay Harekát Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürü...
Hemen şunu hatırlatalım; 'Genelkurmay Harekát Başkanlığı', Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı...
Sivil mahkemenin 'Ergenekon Terör Örgütü' üyesi olmaktan tutukladığı Kurmay Albay Dursun Çiçek için Genelkurmay Askeri Savcılığı ne karar vermişti?
Kovuşturmaya gerek görmemişti.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, arkasına otuz altı generali alarak hiddetli bir tonda düzenlediği ve Genelkurmay askeri savcısının kararına aşırı ölçüde angaje olduğu basın toplantısında Albay Çiçek imzalı belge için ne demişti?
'Káğıt parçası.'
* * *
Askeri savcının, soruşturmayı derinleştirmeyip, şüpheliyi mahkemeye bile göndermeden alelacele verdiği karar ile...
Sivil mahkemenin verdiği 'tutuklama' kararı, bu iki mahkeme arasındaki farkı bir kez daha gösterdi.
O farkı, Şemdinli'de de görmedik mi?
Emir-komuta zincirine tabii bir anlayıştan adalet çıkmayacağı da bir kez daha anlaşıldı...
Türkiye'nin buna rağmen, yeryüzünde eşi menendi bulunmayan Askeri Yargıtay ile Askeri Danıştay'ı korumaya çalışması, 'hukuk devleti' olmak istemediği anlamına gelecek...
* * *
Bir 'Ergenekon terör örgütü' sanığının, Genelkurmay Harekát Başkanlığı'nda şube müdürü olması...
Türkiye'de AB standartlarında 'demokrasi' isteyenlere karşı sürdürülen 'yıpratma' kampanyası hakkında da aydınlatıcı ipuçları veriyor.
Vatandaşlarına karşı 'psikolojik savaş' yapan bir zihniyetin Genelkurmay'da nasıl barınabildiği...
'Askeri istihbarattan askeri savcılığa kadar' bütün denetimlerden nasıl kaçtığı da ayrı bir soru...
* * *
Zarafet ve saygı hudutlarını zorlayarak insanları 'cahil', 'maksatlı' olmakla suçlayan...
'Sivil yargıya' ne yapıp, ne yapmayacağı konusunda talimat veren...
Hiçbir demokratik ülkede olmayan, bize has 'Askeri Yargı' sistemine arka çıkan...
Ergenekon zanlısı şahsın imzası bulunan belgeyi 'káğıt parçası' olarak değersizleştirmeye çalışan Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, iki gün sonrasını bile öngöremedi...
Gereksiz yere taraf olarak, kendini ve kurumunu yıprattı; hayatın, haklı olmadığını çabucak ispatladığı yersiz ve yakışıksız polemiklere girdi.
* * *
Yaşadığımız süreç...
'İrtica Eylem Planı'nda kendilerine büyük misyonlar yüklenen medyadaki 'görevlileri' de 'iyot' gibi açığa çıkardı.
Taraf Gazetesi'nin yayınının ve özellikle de Genelkurmay Başkanı'nın basın toplantısının ardından 'kimin, ne yazdığının' sağlıklı bir dökümü, medyadaki 'görevli' fotoğrafını daha da netleştirir...
'Kart ve çıtır müptezel' Ergenekon dalkavukları bir kez daha deşifre oldu.
* * *
Son gelişmeler sayesinde...
Türkiye 'sivilleşme' ve ' demokratikleşme' konusunda umut verici çok ciddi bir viraj aldı.
Bizlerin bildiği 'eski Türkiye'de' gerçekler saklanır, yalanlar resmileşirdi.
Nokta Dergisi örneğini hatırlayın...
Askeri yargı karar alır, askeriye korkutur, medyadaki uzantıları şamata yapar ve olayın üstü örtülürdü...
Şimdi, ilk kez, olması gereken oluyor...
* * *
Demokrasiye, hukuk devletine, AB standartlarında bir toplumsal sağlığa yönelik dönülen bu tarihi virajda...
Tavizsiz duran hükümeti...
İşini yapan sivil yargıyı...
Gerçek bir gazeteciliğin nelere kadir olduğunu gösteren Taraf Gazetesi'ni...
Askeri vesayetten kurtulmuş, doğru dürüst bir Türkiye isteyen herkesin çabalarını yürekten kutlamak gerek.
Hiç kuşkusuz son birkaç gün içindeki gelişmeler sayesinde, bugünkü Türkiye, dünden çok daha ileri bir Türkiye oldu...
Kaynak: Star