Bir önceki yazıda cumhuriyetin Osmanlıyla barışmasının mahiyeti üzerinde durmuştuk. Kemalist elitin Osmanlıyla barışması, aslında 'Osmanlıyı deforme eden' bir yaklaşımdı. Devrimlere tarihsel bir arkaplan sağlayarak meşruiyet sorununu aşılması bu vesile ile kitleselleşmenin amaçlandığı söylenebilir. Tarihi tümden redderek var olmanın, ne kadar radikal olursa olsun hiçbir devrim için mümkün olmadığını geç kavradı Kemalist elit. Bir zamanlar her türlü menfiliğin, geri kalmışlığın nedeni olarak gösterilen Osmanlıya karşı sergilenen anakronik durumun aşılması amaçlandı. Özellikle din bağlamında itirazlar seküler bir tanımlamayla formüle edilerek yeni bir Osmanlı yorumu kullanışlı hale getirilebildi. Deforme edilmiş bir Osmanlı tanımı yaygınlaştırılarak varılan uzlaşı aslında devrimlere tarihsel bir geçmiş kazandırılacağı düşünüldü. Bu dönemde özellikle televizyonlardaki tarih programlarının, tarihi sevdirmekten çok yeni Osmanlı tanımını geniş kitlelere kabule yönelik içeriği dikkat çekicidir. Bu vesile ile toplumla da ortak bir dil yakalama daha doğrusu yeniden tanımlanmış Osmanlı üzerinden ideolojik meşruiyetin sağlanması amaçlandı. Tarih sohbetleri sofistike bir endoktrinasyon aygıtına dönüştü.
Daha önce yapılan başarılı barış hamlesi sisteme, tarihsel süreklilik anlamında bir meşruiyet sağlarken, batılılaşma sürecine itiraz olarak öne çıkan tarih ve özellikle Osmanlı imajı deformasyona uğratılarak yeni bir tarih yazımı üzerinden ideolojik inşa gerçekleştirilmiş oldu.
Kemalist seçkinlerin aradıkları tarihsel süreç bu şekilde halledildikten sonra bugüne ilişkin en önemli adımı atmaları beklenirdi. Bu aşama sorun batılılaşma sürecinin devamı ve benimsetilmesiydi. Yani bugün ve yarına yönelik süreklilik, meşruiyet unsurlarının sağlanması gerekiyordu. Rejim adına ortaya çıkanların başvurduğu sürekli gerginlik politikalarının sürdürülebilir olamayacağını kavramış oldukları varsayılabilir.
Postmodern darbenin sonuçları bir bakıma Türkiye'nin de postmodern bir süreçten geçtiği gerçeği pek çok söylemi, projeyi hatta otoriter yapıyı, bu arada sistemin dokunulmazlarını da tartışma alanına çekmekte gecikmeyecekti.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ