ECONOMIST dergisi bu haftaki kapağında mevcut durumu çok iyi resmediyor: Sam Amca kıyafetindeki Amerikan Hazine Bakanı Paulson, "Senin paranı istiyorum" diyor! Hem de bir tek yasayla 700 milyar dolar! Türkiye'nin tüm milli gelirinden fazla!
Eskiden savaş zamanlarında Sam Amca yurttaşlarına "Vatan için seni istiyorum" diye seslenirdi. Şimdi para istiyor!
Ama olmadı, "Kurtarma Yasası" Temsilciler Meclisi'nde reddedildi. Bütün borsalar felç!
Birinci planda, Prof. Seyfettin Gürsel'in "piyasa evanjelistleri" (softaları) dediği Cumhuriyetçiler yüzünden, ikinci planda "Bu parayı bankerlere değil, halka verin" diyen popülist Demokratlar yüzünden ve beceriksiz Meclis Başkanı Bayan Pelosi yüzünden!
Borsalar tepetaklak! Ama duvara çarpan başların akıllanacağı, perşembe günkü oylamada yasanın geçeceği düşünülüyor.

Para nerede?
Geçmezse?.. Mali sektörden reel sektöre dükkânlar kapanacak, milyonlarca ve milyonlarca işsiz! Bunu kimse göze alamayacağına göre perşembe günü yasa geçecek galiba! Amerikan devleti, 700 milyar doları, aslında toplam 1.5 trilyon dolar gibi muazzam bir meblağı kapitalist sisteme aktaracak.
Anormal büyüyerek şişen finans sektöründe patlayan balonların boşluğunu doldurarak krizi durdurmak için bu para!
Amerika bu parayı nereden alacak? En önemli sorun bu.
Yeni vergiler getiremez, iç borçlanma da yapamaz. Çünkü bunları yapmak, iç piyasayı boğmak olur.
Peki nereden bulacak?
Komünist Çin'den alacak! Japonya'dan, Güney Kore'den, Singapur'dan, Petrol zengini Körfez ülkelerinden, Rusya'dan, biraz da Avrupa'dan alacak; karşılığında bono vererek!
Onlar niye versin? Çünkü onların elinde biriken parada Amerika'ya yaptıkları ihracatın ve Amerikan şirketlerinin rolü çok büyük. Batmasını kimse göze alamaz!

Karşılıklı bağımlılık
Dikkat: Lenin, iktisat tarihi kitaplarına da geçen emperyalizm teorisinde pompanın tek taraflı işlediğini, hep kapitalist Batı'nın kazandığını söylemişti. Bıçağın kemiğe dayanacağı, Asya ülkelerinin Batılı proletarya ile birlikte emperyalizme karşı ayaklanacakları görüşündeydi Lenin.
Halbuki, bugün, pompa iki taraflı işliyor, iki tarafı da suluyor. Çin Amerika'dan kazanıyor, Amerika Çin'den... Birinin çökmesi ötekini korkutuyor.
"Küreselleşme" ve "karşılıklı bağımlılık" falan denilen yeni olgu bu işte.
Sıkıntıya girince devletler dayanışmayla müdahale ediyor.
"ABD adım adım komünizme gidiyor" gibi lafların magazinden öteye bir anlamı yok.
Piyasa ekonomisi girince devlet ameliyat yapıyor, hasta iyileşince yoluna devam ediyor. Yaşamakta olduğumuz kriz döneminde Amerika ve Avrupa'da devletin el koyduğu dev finans kuruluşları, ileride yeniden özel sektöre devredilecektir.
Bizim 2001 krizinden beri TMSF'nin başarıyla yaptığı gibi...
Zor bir döneme girdik, birkaç yıl sıkıntılı olacak ama sistem falan değişmiyor. "Piyasa"yı yok edemeyeceğinize göre, hafif rötuşlarla piyasa ekonomisi devam edecek.

Kaynak: Milliyet