Abbas'ın Netanyahu'ya bir mektup yazıp şu soruyu sorduğunu tahayyül ettim: Hamas bile Filistin devletinin 1967 sınırlarında kurulmasını kabul etmişken, İsrail niye yerleşimleri durdurmak için tek bir adım bile atmıyor?

Sevgili Netanyahu,
Kabul etmeliyim ki, konuşmanızı nefesimi tutarak beklemedim. İlk başbakanınız David Ben-Gurion şöyle dediğini duymuştum: 'Yahudi olmayanların ne söylediği önemli değildir, önemli olan Yahudilerin ne yaptığıdır.' Beyaz Saray'ın bahçesinde, eski İzak Rabin, Yaser Arafat ve Bill Clinton'ın yanında poz vermemden beri 15 yıl geçti ve siz sekiz başbakan eskittiniz. Hepsi (ilk başbakanlığınız döneminde siz de dahil) 'barış eli uzattı' ve 'yeni bir ufuk' sözü verdi. Peki Oslo 'B'nin imza töreninde ve Wye Plantasyonu'nda yapılan bu bayramlık konuşmalardan geriye ne kaldı? Siz ve muadilleriniz yol haritasını kabul ettiğinden beri ne değişti? Ve Annapolis deklarasyonundan ne kazandık?

Oslo sonrası 300 bin yeni yerleşimci
Oslo Anlaşmaları'nın imzalanmasından beri neler olduğunu sizden daha iyi kimse bilemez; bütün bir Filistin vizyonundan, toprakların yüzde 22'sinde kurulacak bir devlet için vazgeçtik. Size şunu hatırlatmak isterim: Bizzat sizin Merkezi İstatistik Daire'nizin verilerine göre, bu dönemde Batı Şeria'daki yerleşimci sayısı patlama yaparak 110 binden yaklaşık 300 bine yükseldi. Doğu Kudüs'ün Yahudi mahallelerinde 80 bin sakin daha var, yani sayıları şu an 200 bine varmak üzere. Bu tür bir 'doğal büyüme'yle, Ürdün Nehri'yle deniz arasındaki bölgede uzun zaman önce bir çoğunluk söz konusu olabilirdi.

Cidden, eğer bir Filistinli olsaydınız ve atalarınızın toprağı sizin tarifinizle, 'gayrıresmi ileri karakollara' dönüştürülseydi, intifadaya açıkça karşı çıkan ve zarını sizinle müzakerelerden yana atan benim gibi birine destek verir miydiniz? Terörizme karşı 'ekonominin barışı' hakkında konuşmayı pek seviyorsunuz. Fakat Filistinlilere terörizmin ve Kassamların hiçbir faydası olmadığını gösterecek ne yaptınız? Sadakayla yaşayan perişan insanlara kaç tane çalışma izni verdiniz? Gazze kuşatmasının da Filistin kampındaki ılımlılara hiç faydası olmuyor.

Yol Haritası'na bağlılık beyanınızı takdirle karşılıyorum. Bu belgenin başlığında şu ifadenin yer aldığına dikkat etmişsinizdir: "İsrail-Filistin ihtilafına kalıcı ve iki devletli çözüm için performansa dayalı yol haritası." Belki bu bize, Hamas'ı benzer bir açıklama yapmaya ikna etmekte yardımcı olur. ABD Başkanı Barack Obama'nın konuşması sayesinde epey baskı altındalar ve 1967 sınırlarında bir Filistin devletini desteklediklerini açıkladılar. 'İsrail Devleti'nin yanında bir devletten' söz etmelerini önerdiğimizde, şu soruyu soruyorlar: Niye önce İsrailliler 1967 sınırlarıda bir Filistin devletini tanımıyor? Bu noktadan Arap Barış Girişimi (ki Balfour Deklarasyonu'ndan beri ulusunuza verilmiş en büyük armağan bu) temeli üzerinden yürümezsek, Batı Şeria'ya da yayılan bir Hamastan'a cümleten tanıklık etmemiz kaçınılmaz olacak.

Bu nedenle konuşmak yerine eylemek zamanıdır. Bahsi geçen performans karşılıklılık ilkesine dayanıyor. Bu harita sizin meseleye yaklaşım tarzınızla uyuşuyor. İlk aşama olarak (bu aşamanın Mayıs 2003'te tamamlanacağı düşünülüyordu) bizden İsrail'in barış ve güvenlik içinde var oluş hakkını tanıdığımızı vurgulayan bir açıklama yapmamız istendi; bu açıklama İsraillilere karşı şiddetin ve tahriklerin sona erdirilmesi çağrısı yapıyor. Yeri gelmişken, ortada 'Yahudi devleti'ne dair tek bir kelime yok. Bunun karşılığında siz İsrailliler de bir açıklama yapacaktınız; bu açıklamada, 'İsrail'in yanında barış ve güvenlik içinde var olacak bağımsız, yaşayabilir ve egemen bir Filistin devleti'ni tanıyacak ve 'Filistinlilere karşı şiddeti' sona erdirecektiniz.

Her fırsatta Yol Haritası'na bağlılığımızı tekrarlıyoruz ve yükümlülüklerimizi yerine getirmek için çaba gösteriyoruz. Dışişleri bakanınız müzakerelerin önşartının terör altyapısını imha etmek olduğunu öne sürdüğü için, şunu hatırlatmak durumundayım: Yol Haritası bizden, sadece 'İsraillilere karşı şiddet eylemi düzenleyen ve planlayanları tutuklamak ve engellemek yönünde gözle görülür çabalarda bulunmamızı' talep ediyor. Çaba göstermek, kökünden halletmek değil. 

Obama eyleme önem veriyor
Niye subaylarınıza ve Batı Şeria'daki ABD Generali Keith Dayton'a, Hamas'a karşı sergilediğimiz performans hakkında ne söylediklerini sormuyorsunuz? Savunma Bakanınız Ehud Barak'a ileri karakolları kaldırma ve yerleşimleri dondurma sözünüzü ilerletmek için ne yaptığını sorun. Eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron bile, Yol Haritasına dair sunduğu çekinceler listesine 'doğal büyüme' blöfünü koymaya cesaret edememişti. Size dostça bir tüyo vereyim: Beyaz Saray'a son ziyaretimde hatırı sayılır bir değişimi fark ettim: Obama George W. Bush'un koltuğuna oturduğundan beri, Yahudi olmayanların ne yaptığı Yahudilerin ne söylediğinden çok daha önemli hale gelmiş. (İsrail gazetesi, 16 Haziran 2009)

Kaynak: Radikal