5 yıl önce, Uluslararası Adalet Divanı, İsrail'in ayırıcı duvarının
yıkılmasına karar verdi. Fakat duvar hala büyüyor.

5 yıl önce bugün, Lahey'deki Uluslararası Adalet Divanı (UAD), İşgal Altındaki Filistin Topraklarında, İsrail tarafından inşa edilen ayrım duvarı için tavsiye kararını verdi. BM tarafından talep edilen ve hevesle beklenen karar açıktı: İsrail'in duvaru yasadışıdır. Kaldırılmalıdır ve yeteri kadar tazminat ödenmelidir.

Duvarın yasadışılığı, İsrail'in duvarı yıkma ve o zamana kadar duvardan kaynaklanan zararı ödeme yükümlülüğü, yargıçlar tarafından 14'e karşı 1 oyla alındı. (UAD "duvar" teriminin kullanılmasını, "diğer kullanımlar" "daha doğru olmadığı" için kabul etti.) İsrail'in yerleşimlerinin de, uluslararası hukukun "pervasızca ihlali" olduğu onaylandı. (Bunu Barack Obama ile Benyamin Netanyahu arasındaki samimiyetsiz ileri karakol ve dondurma diyaloğu ile karşılaştırın.) Herşeyden öte mahkeme, duvarın, Filistin halkının kendi kaderini tayin ilkesini uygulamasını sert bir şekilde engellediği tanımıyla birlikte, duvarın inşa edileceği yolun da, fiili ilhak yaratmakla tehditettiğini ifade etti.

O tarihte, UAD kararı Filistinliler tarafından sevinçla karşılandı ve İsrail hükümeti tarafından da umursanmadı.Yaser Arafat bunu "Filistin halkı için zafer" olarak nitelerken, zamanın başbakanı Ariel Şaron'unsözcüsü Raanan Gissin, "bütün bir hınç geçtikten sonra bu karar, tarihin çöp kutusunda yerini bulacak" diyerek fikrini belirtmişti.

Hem İngiltere, hem de ABD bütün sürece ilginç bir temelde karşı çıkmışlar ve yasal sorunları çözmek için kurulmuş BM'in ana yargıorganının "siyasi bir sorunu çözmek için uygun ortam" olmadığını söylemişlerdi. Jack Straw'un sözleriyle, UAD'yi "çok ağır siyasi ve iki taraflı bir probleme" karıştırmamak daha iyiydi.

Muhalefet tarafı çok azdı: aynı ayın içinde BM Genel Kurulu 150'ye karşı 6 oyla UAD kararını destekledi. Karar Oxfam ve Uluslararası Af Örgütü tarafından da memnuniyetle karşılandı. Oxfam'ın yöneticisi, kararın doğru yönde atılmış bir adım olduğunu, ancak uluslararası toplumun daha fazla aktif olmasına ihtiyaç duyulduğunu söyledi.

Fakat, anlamlı ileri adımlar gelmedi ve İsrail duvarı yapmaya devametti. Beş yıl sonra, duvar Filistinli toplulukları izole ederek vehayatları mahvederek, Batı Şeria'nın etrafını dolaşıyor ve DoğuKudüsü'ü ortadan kesiyor. Duvar, İsrail'in uyguladığı apartheidrejiminin hayati bir parçası oldu.

700 km.den fazla olan yolunyaklaşık 2/3'ü, 8 m.lik yüksek bir duvar, elektrikli teller, sniper kuleleri ve 100 m. genişliğe varan ara bölgelerle ya tamamlandı, ya da inşa halinde. Batı Şeria ve Doğu Kudüs'ün yüzde 8,5'i duvarın yanlış tarafında kalacak. Alan ve önem bakımından düşünürsek bu, İngiltere'nin Büyük Londra'yı ve Güneydoğu İngiltere'yi kaybetmesiyle kıyaslanabilir.

İsrail'in, işgal altındaki topraklardaki yasadışı yerleşimleri takviye etmek amacıyla, birçok Filistinli kendilerini duvarın kvrımlarıyla sınırlanmış ve çevrelenmiş halde buldular. Batı Şerialı yaklaşık 35bin Filistinli Yeşil Hat ile duvar arasında kalakaldılar. Doğu Kudüs'teki Filistinlileri de bu sayıya eklerseniz rakam 260 bine çıkıyor.

UAD kararından 5 yıl sonra bunlar çıplak gerçekler olarak duruyor. İsrail, yargıçların kararını umursamadı. Fakat bu sürpriz değildi.Yine de Filistin liderliği kararı yeteri kadar kullandı mı? Duvarın gelişimini takip eden veya doğrudan direniş gösteren Filistinlilere sorarsanız, Filistinli diplomatlarla ilgili, UAD kararıyla bağlantılıolarak ellerinden geleni yapmadıklarına dair bir his olduğunu görürsünüz.

Duvardan doğrudan etkilenen Filistinli topluluklar, bazen canlarıpahasına olsa da direniş göstermeye devam ediyorlar: 18 Filistinli duvar karşıtı protestolar sırasında İsrail güçleri tarafından öldürüldü. En küçük kurban 10 yaşındaydı. Onlar hayatta kalmak için savaşırken, duvar da büyük resmin değişmesinde önemli rol oynadı. İsrail'in ülke olma hakkı vereceği Filistinli yerleşim bölgelerini sınırı tasvir edildi.

1994'te zamanın İsrail Başbakanı Yitzak Rabin "bir felsefe olarak taksime karar vermeliyiz" dedi. Fakat, bu eşit şartlar altında bir taksim değildi. Ertesi yıl Rabin, Filistin yapılanmasının "devletten daha az bir şey" olacağını açıkladı. Uluslararası hukukta eşit olmayan taksim için bir terim vardır: Apartheid. Duvar acilen yıkılmalıdır. Fakat bu büyük resmin sadece bir parçasıdır.

Dünya Bülteni için çeviren Talha Üstündağ