İHH Genel Başkanı Bülent Yıldırım, geçen hafta "Gazze'nin Yavaş Ölümü Raporu"nu açıklamak için Filistin'in Ankara Büyükelçisi Nebil Maruf, Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı Genel Başkanı Necati Ceylan, Filistin Dayanışma Derneği Genel Başkanı Tahsin Mısırlı ve Filistin Dostluk Derneği Genel Başkanı Ömer Ağa ile birlikte düzenlediği basın toplantısında çok çarpıcı bir tespitte bulundu:
"İsrail, güvenliğini öne sürerek tüm Filistinlileri terörist ilan ediyor. Ve onlardan korunmak için topraklarını işgal ettiğini savunuyor. Ancak rakamlar, kimin terörist kimin masum olduğunu gösteriyor. İsrail 2005 yılında 216, 2006'da 678, 2007 yılında ise 896 Filistinliyi öldürmüş. Rakam sürekli artıyor. Filistinli gruplar tarafından öldürülen İsrailli sayısı ise 2005 yılında 48, 2006 yılında 25, 2007'de ise 13. Rakam sürekli düşüyor."
Ne kadar enteresan, değil mi?
Filistinliler tarafından öldürülen İsraillilerin sayısı azaldıkça, İsrailliler tarafından öldürülen Filistinlilerin sayısı artıyor.
Dahası, 1.500.000 Gazzeli açlığa ve yokluğa terk ediliyor.
Ve buna "misilleme" adı veriliyor.
"Uluslararası topluluk" denilen aşağılık gürûh da bu alçaklığa çanak tutuyor.
Neymiş?
"İsrail'in kendini savunma hakkı"ymış!
* * *
Böyle devam etsinler bakalım…
Zulüm payidar olmaz.
Gün olur devran döner.
Dönüyor zaten.
"33 Gün Savaşı"nı soruşturan Winograd Komisyonu, İsrail kamuoyuna açıkladığı nihai raporunda, Hizbullah'ın füze saldırıları ve kara savaşı karşısında Siyonist işgal ordusunun nasıl aciz kaldığını açık seçik ortaya koydu.
Bugün Hizbullah, yarın HAMAS ve İslami Cihad.
* * *
Geçenlerde de yazmıştık:
Gazze'den İsrail'e fırlatılmaya başlayan füzeler, yeni bir günün habercisidir.
İsrail, saldırılarına/ambargolarına/ablukalarına bir an evvel son vermez ve 1967 sınırlarına bir an evvel geri dönüp Gazze-Batı Şeria topraklarında başkenti Doğu Kudüs olan tam bağımsız bir Filistin Devleti'nin kurulmasını bir an evvel kabul etmezse, hızla "Hizbullah"laşan Filistin İslami Direniş Hareketi tarafından kalbinden vurulabilir.
İsrail'in meşhur gazetelerinden Haaretz'deki bir yazsısında Winograd Raporu'nu ele alan Tom Segev soruyor:
"İsrail ordusu askerlerine Filistin halkını ezmekten başka gerçek savaşı da öğretiyor mu?"
Belli ki öğretmiyor, öğretemiyor.
Ama Bint Cubeyl'de gördük ki, Hizbulllah askerlerine "gerçek savaş" layıkıyla öğretilmiş.
Şimdi bu tecrübe Filistin topraklarına taşınıyor.
Hizbullah subayları tarafından eğitilme şansı olmayan İsrail askerlerinin işi zor…
Kaynak: Yeni Şafak