Bugün İslam âlemindeki çekişmenin düşünce savaşı olduğunu ifade eden rapora göre, bu İslam'la Batı arasında bir medeniyetler savaşı değil, Müslümanlar arasında İslam'ın yapısını belirlemek için yapılan bir iç çekişme. Raporu hazırlayan Angela Rabasa, gayrimüslim Batı'nın Müslümanlar arasındaki çekişmeye müdahale edemeyeceğini, aşırılık yanlısı ideolojiye son veremeyecek yabancı bir taraf olduğunu ve görevi Müslümanların üstlenmesi gerektiğini söylüyor. ABD ve diğer Batılı ülkelerin de, İslam toplumları içindeki ağlarını güçlendirmek amacıyla ılımlıları desteklemesi gerektiğini belirtiyor. Rapor, ABD'nin Soğuk Savaş sırasında komünizmle mücadele yönteminden ders çıkarabileceğini de ifade ediyor. O dönem, sendikalar, öğrenci birlikleri ve siyasi partiler yoluyla komünizmle mücadele eden demokratik ağlar ve ideolojik bir güç yapılandırma amaçlı Amerikan çabaları başarı elde etti. Rand Corporation'ın araştırması da, Soğuk Savaş ortamıyla İslam dünyasındaki bugünkü durumu karşılaştırıyor. Rapora göre, Soğuk Savaş başlarında tehlike, nükleer silaha sahip Sovyetler Birliği liderliğindeki komünizmdi. Bugünse çok sayıda cana mal olan 'terörist' eylemlerle Batı'ya saldıran Cihatçı hareket. Her halükârda siyasetçiler ABD ve müttefiklerinin ideolojik bir çekişmeye girdiğini itiraf ediyor. Fakat bu araştırma önemli bir tavsiyeden yoksun: Ilımlı Müslümanlardan güçlü ağlar kurmayı amaçlayan Amerikan çabası, arkasında Amerikan Doları, üzerinde de Amerikan bayrağı olduğu sürece başarı elde edemez. Bu ağların desteklenmesi ve organize edilmesi iç bir çalışma olmalıdır. Yani organizasyon ve finansman sorumluluğunu Müslümanlar almalı. Avrupa'da komünizmle mücadele eden ağlara, Amerikan Doları veya Amerikan bayrağına dayanmaları pek zarar vermedi. Fakat İslam dünyasında şiddet ve aşırılıkla mücadele edecek ağlar, Amerika'ya dayandıkları anlaşılırsa varlıklarını ve faaliyetlerini kaybeder.(Umman gazetesi Vatan, 30 Mart 2007)
- - - - - -