Obama yönetiminin ilk aylarında, Richard Holbrooke, George Mitchell ve Dennis Ross'un atanmalarını seyreden Iraklılar beni arıyor ve, "Irak özel temsilcisi kim olacak?" diye soruyordu. Birçok Iraklı'nın 'uzak durmak' olarak gördüğü bir tavırla geçen altı ayın ardından, yönetim askeri güç azalırken siyasi temasın en önemli şey haline geldiğini idrak etmiş görünüyor.

Ancak Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın son açıklamaları, Amerikalı yetkililerin Irak'a yönelik zihniyetinin kaş yaparken göz çıkarabileceğini gösterir nitelikte. Irak ziyaretinde Biden Sünniler, Şiiler ve Kürtler arasında büyük bir uzlaşma sağlanması gereğinden dem vurarak, ABD'nin Irak'ın önündeki zorlukları ve çözümleri büyük oranda mezhepsel veya etnik gruplar temelinde gördüğünü ortaya koydu. Sorunları bu temelde tartışmak, Iraklıları arkada bırakmaya çalıştıkları 'kategori'lere geri itiyor ve mezhepsel kimliğin egemenliğinden yeni başlayan kurtulma sürecine zarar veriyor.

Birçok Iraklı için bu jargon gayet tanıdık. 2004'ten 2007'ye dek güvenlik konusunda kaydedilen başarısızlık mezhepsel ve etnik kimlikleri somutlaştırdı; hem Sünni aşırılıkçılar hem de Şii milisler hedeflerini mezhep temelinde belirledi. Fakat bu jargonun modası geçti. Güvenlik durumunda kaydedilen iyileşme Iraklılara kendilerini ve sorunlarını bu kavramlarla görmekten uzaklaşmaya başlamak için alan yarattı. Ocaktaki yerel seçimde sorunlar en az kimlik kadar önemli göründü.

Sorunlara dayalı siyasete yönelik bu hareketlenmeyi teşvik etmek, Iraklılara en zorlu sorunlarını çözmekte yardımcı olmayı öngören bir stratejinin belki de en önemli bileşeni. Iraklılar arasındaki farklılıklar sık sık kadim rakipler arasındaki mantıksız tavırlara dayalı düşmanlıklar gibi anlatılıyor. Bağdat ve Kürt Bölgesel Yönetimi arasındaki gerilimler genellikle basitleştirilerek, Araplarla Kürtler arasındaki tarihsel husumetin tezahürü olarak yansıtılıyor. Kültürel faktörler mühim ve Irak'ın uzun tarihi (Saddam'ın Kürtlerin kökünü kurutmak yönündeki acımasız çabaları da buna dahil) sorunların doğasını ve görüldükleri merceği şekilendiriyor.

Fakat gerçek şu ki, Irak'ın en zorlu sorunları büyük oranda temel meselelerle ilgili. Iraklılar ve liderleri devletin niteliğine dair temel meselelerde (bilhassa iktidarın ağırlık noktasının Bağdat'ta mı, yoksa eyaletlerde mi olması gerektiği meselesi) bölünmüş durumda. Irak iktidarın başkentte merkezileştirildiği daha geleneksel bir Arap devleti mi, yoksa bölgeler ve eyaletler hatırı sayılır yetkilere ve özerkliğe mi sahip olmalı?

Birçoklarının Arap-Kürt ihtilafı diye nitelediği hususun kalbinde işte bu tartışma yatıyor. Sözgelimi bir türlü çıkmayan petrol yasasına yönelik anlaşmazlıklar, aslında Şii hükümetin Irak'ın zenginliğini Sünni ve Kürt azınlıklarla paylaşıp paylaşmamasıyla ilgili değil. Sorunlar Irak'ın kaynaklarını geliştirme, uluslararası yatırımın şartlarını belirleme ve Irak'ın petrol sahalarını kalkındırma anlaşmalarını imzalama hakkına kimin sahip olduğuna dair çatışan görüşlerden kaynaklanıyor. Kerkük ve çevresindeki ihtilaflı bölgeler 'Kürt-Arap' gerilimlerine başka bir boyut ekliyor.

İran 2010 seçimini pusuda bekliyor
Bu önemli meselelere dair tartışma henüz doğuş aşamasında; ayrıca duygusallıkla ve ademi merkeziyetçilik ve federalizm gibi kavramlara yönelik suni kavrayışlarla da gölgeleniyor. Federalizm Irak'ta hâlâ 'tabu'; eyalet meclislerinin daha fazla kaynak ve sorumluluk sahibi olması için lobi yapanlar arasında bile bu böyle. Sadece esasın kimlikten ayrılmasına yönelik umut olan sistemlerde bu tür anlaşmazlıkların çözüm ihtimali vardır. Ne yazık ki 2010'daki genel seçim yaklaşırken İran dahil birçok güç Iraklıları bildik mezhep ve etnik köken temelli ittifakları tekrar tesis etmeye itiyor. 2010'da bu tür ittifaklara dayanarak iktidara gelecek bir hükümetin farklılıkları yumuşatma şansı daha az olur. Başbakan Nuri el Maliki bu hafta Washington'ı ziyaret edecek. ABD sorun odaklı siyasetin ve seçim ittifaklarının ortaya çıkmasını desteklemeli, kamuoyuna yönelik mesaj Iraklıları ve zorluklarını basit mezhepsel veya etnik aktörlere teslim etmemeli. (2004-2007 arasında Irak ve Afganistan konusunda başkanın özel asistanlığını ve ulusal güvenlik danışman yardımcılığını yaptı, 21 Temmuz 2009)

Kaynak: Radikal