Cariçe II. Katerina, yeni görüşlere açıktı. Bilime, düşüncelere, bilim insanlarına, düşünürlere düşkündü.


1764'te oylumu küçük, etkisi büyük ve küresel bir yapıt yayımlandı: 'Suçlar ve Cezalar Hakkında'.

Yapıt, çağcıl suç ve suç yargılama hukuklarına ulaştıran yolun taşlarını döşüyor, ilkelerini dile getiriyordu. Çariçe, ülkesinde yürürlüğe koyacağı bir ceza yasası yapması için yapıtın yazarı Beccaria'yı Rusya'ya çağırdı.

İçine kapanık Beccaria, Rusya'ya gitmedi.

Diderot'yu da aylarca sarayında ağırlamıştı, Çariçe. Görüşlerini dinlemiş, tavsiyelerini almış, nice konuyu onunla baş başa tartışmıştı.

Diderot, kuşkusuz bir süre sonra Paris'e döndü. Ancak Diderot ve Çariçe yazışmayı sürdürdüler.

Ona yazdığı bir mektubunda, 'Sevgili Diderot, diyordu Çariçe, sizin işiniz kolay. Görüşlerinizi ak káğıtlar üzerine yazıyorsunuz. Ak káğıtlar, tepki göstermezler. Benim işim ise çok zor. Çünkü ben, insan derileri üzerine yazıyorum. Deriler, kıpırdarlar, titrerler, acırlar, kanarlar...'

Yargıçların durumları da Çariçe'nin durumuna benzer. Yargıç da kararını bir bakıma insan derilerinin üzerine yazar, yazmak zorundadır. Birinin derisi acımamıştır; sevinir. Ötekinin derisi acımıştır; üzülür, hatta başkaldırır.

Bundan kaçınılamaz. Çünkü tarafların ikisini birden sevindirmek güçtür. Biri sevinirken öteki üzülecektir. Orta yol pek azdır.

Dahası yargıçların bir de talihsizlikleri vardır. Diderot'larla karşılaşsalar yine iyi. Ama kendilerini hukukun Diderot'su sayanlarla, sananlarla sık sık karşı karşıya gelirler.

Yargıçların çok sık yaşadıkları, 'ne yapalım, yazgımız böyleymiş' deyip geçtikleri bir olgu da şudur: Hukuktan anlayanlar yargıçlardan akıl sorarlar, anlamayanlar ise yargıçlara akıl verirler.

Hiç kimse yargıçların insan derileri üzerine yazmak zorunda olduklarını düşünmez. Onları, yerli yersiz yargılar, suçlar, mahkûm eder, hatta çekiştirir durur, çoğu insan.

Bunlardan bir kesimi iyi niyetli yurttaşlardır. Ne zaman bir karar verildiğini duysalar, kendi inançlarına göre yargıcı ve yargılamayı yargılarlar. Sevimli düşüncelerine güler geçersiniz.

Bir kesiminin ise eli kalem tutar. Aralarında bilim insanlarına özgü unvanlar taşıyanlar bile vardır. Filmler dışında ne yargılama görmüşlerdir ne de yargıçlarla oturup kalkmışlardır.

Yargıçlar zaten kimseyle oturup kalkamazlar, senli benli olamazlar ki.

Mesleğin gereği yalnız insanlardır.

Dertleriyle baş başadırlar, yakınamazlar bile.

Ama şu sözünü ettiğim kesimdekiler, masa başında mangalda kül bırakmazlar.

Yaşamın ve hukukun gerçeğinden uzak, akıllarına ne gelirse yazarlar, çizerler. Ciddiye almamak olmaz, onları. Çünkü insanları yanıltma gizilgüçleri vardır. Gülüp geçemezsiniz.

Onlar, yazılı hukuk ile doğal hukuk örtüşmediği zaman bile verilen karardan, yazılı hukuku değil, yargıçları sorumlu tutarlar.

Dikkat kesilin, lütfen. Onların yüce görüşlerine bakılırsa, yazılı hukuk adalet duygusuna aykırı ise, yargıç kendini bağlayan yazılı hukuku gözardı etmeli, doğal hukuka göre karar vermeliymiş! Ne şahane değil mi (?!) Demek yargıç, hem yasa koymalıymış hem de yargılamalıymış, yani yasamanın yetkisini yağmalamalıymış (!)

Burada bir iddialı vurgu yapmama izin veriniz: Hukuk ile kurulan bu ilişki, en çarpık, en sakat ilişkidir.

Bu lakırdıları, incileri yazabilmek değil, düşünebilmek bile, ancak yüksek öğrenimle olanaklıdır.

Keşke yazmadan sorsalardı diyeceğim. Ama, onlar yüksek bilgilerinden hiç kuşkulanmazlar ki sorsunlar (!) Zaten 'sorsalar bilirlerdi, bilseler sorarlardı' (Sadi).

Çünkü sorsalar şunları öğrenecek, bileceklerdi:

'Yargılama' sözcüğünün kavram olarak iki anlamı vardır. Birinci anlamı, tıpkı 'yasamak'tan türetilen 'yasama', 'yürütmek'ten türetilen 'yürütme' gibi bir 'erk'i (güç) anlatır. Yargılamaktan türetilen 'yargılama erki'dir bu.

Türkçemizde 'yargılama erki'ne 'yargı erki' denmesi bu yüzden yerinde değildir, tutarsızdır. Ancak gelin görün ki, ok yaydan çıkmış, kullanım yaygınlaşmıştır. Aşılamıyor. Karşı çıkmak boşuna.

Yargılama sözcüğünün ikinci anlamı da şudur: Doğru 'yargı'ya ulaşmak için yapılan ve ilkeleri, yasal kuralları olan 'etkinlik'.

Yargıya nasıl ulaşılacağına, daha neler bilmek gerektiğine de geleceğim. Lütfen bekleyin.

 

 

Kaynak: Star