Başkan George W. Bush, yıllardır, Kongrede'ki itaatkâr cumhuriyetçiler ve korkak demokratların da desteğiyle, "düşmanın kanunsuz savaşçıları" diye adlandırmaya karar verdiği yüzlerce insanın hem adalet, demokrasi ve insan onurunun korunmasından mahrum edilmesine hem de sınırsız süreyle tutuklu kalmasına sebep oldu.  
 
 Yüksek mahkeme emperyal aldatmacayı iki kez geri püskürtürken, Kongre Anayasa'yı delmesine iki kez yardımcı oldu. Perşembe günü mahkeme, habeas corpusun, yani devlet tarafından hapsedilen herkesin tutukluluğuna mahkemede itiraz hakkı bulunması ilkesinin arkasında durarak, adaleti çökertmeye yönelik en son girişimi geri döndürdü. Mahkeme Küba'daki Guantanamo Körfezi'nde bulunan tutukluların da bu yüce hakka sahip olduğuna ve tutukluluklarına itiraz sürecinin tam olarak yerine getirilmediğine karar verdi. Özgürlüğe kıymet veren ve Bush'un Guantanamo Körfezi'ni anayasal hakların geçerli olmadığı bir yer haline getirme girişimlerini nefretle karşılayan kimseler için mutlu bir gündü.

Habeas corpus hakkı Amerikan hukuk sisteminde o kadar temel bir yere sahip ki bizzat Anayasa'da maddesi var: "isyan veya işgal durumunda kamu güvenliği gerektirmedikçe" askıya alınamaz. Bush yönetimi buna rağmen bu temel hakkı iğdiş etmeye kalkıştı. Önce Afganistan ve başka yabancı ülkelerde yakalanan mahkumları Guantanamo Körfezi'ndeki Amerikan Üssü'nde topladı ve ardından da üssün yabancı topraklarda olması sebebiyle tutukluların itirazlarının federal mahkemelerde dinlenemeyeceğini iddia etti. 2004 yılında mahkeme Amerikan denetimindeki Guantanamo'nun Birleşik Devletler'in bir parçası olduğuna karar vererek bu iddiayı reddetti.

Mahkeme 2006'da ise, 2005 yılı tarihli Tutuklulara Yapılacak Muameleye dair Kanun'a dayanarak habeas hakları tanınmaksızın Guantanama'da tutulurlarken hata yapıldığına karar vererek yönetime bir tokat daha attı. O zamandan bu yana Kongre, tutuklulara yapılacak muameleye dair kanundaki problemleri gidermek üzere, 2006 tarihli Askeri Komisyonlar Yasası'nı geçirdi ama bu da büyük bir başarısızlıkla sonuçlandı.

Şimdi ise 5'e 4'lük bir oyla Yüksek Mahkeme tutukluların habeas hakkına sahip olduklarına hüküm verdi. Çoğunluk, Yargıç Anthony Kennedy'nin belirtiği gibi, Anayasa'nın askıya alma için şart koştuğu isyan veya işgal hali bulunmamasına rağmen habeas corpusun ortadan kaldırılması sebebiyle, Askeri Komisyonlar Yasası'nın ilgili maddeyi deldiğine karar verdi.

Mahkeme, tutukluların itirazlarını dinleyen askeri mahkemelerin, federal mahkemelerin yerini tutamayacağını dile getirdi. Söz konusu itiraz süreçleri avukat edinmek ve masumiyetine dair delil sunmak gibi bazı temel hakları sadece çok kısıtlı şekilde tanıyor.

Dört hakimin bu son derece makul karara itiraz etmiş olması düşündürücü. John Roberts'ın dillendirdiği temel itiraz, habeası "usule ait bir hak" olarak değerlendirerek bertaraf ediyor. Roberts, tutukluların celselerde büyük bir iyiniyetle korunduklarını ve dolayısıyla mahkemenin, tutukluların habeas hakkına sahip olup olmadıklarına dair kaygı taşımasına gerek olmadığını iddia etti.

Kurucularının Anayasa'ya yerleştirdiği özgürlük kavramını önemseyen çoğunluk görüşüyle "bu yaygara da neyin nesi" demeye getiren muhaliflerin tepkilerinin hem tarzı hem de özü çok farklı. Habeasın Birleşik Devletler Yüksek Mahkemesi'nde tek bir oy farkla savunulması, üzerinde düşünülmesi gereken bir nokta. Karar sivil haklar açısından bir zafer, ama ne kadar hassas olduklarını da gözler önüne seriyor.
 
Kaynak: Zaman