Emre Aköz Sabah'ta, Mustafa Kemal Paşa'dan bu yana Cumhurbaşkanlığı seçimlerini yazıyor. Gerilim temel zemin...Silahlar konuşmuş, tehditler, gözdağları, yıldırmalar...Oralardan bakınca ?Bu iş gerilimsiz olmaz?a geliyorsunuz. Ak Parti cenahı ?Türkiye en rahat cumhurbaşkanı seçimini yapacak? diyorlar.Siz de, ?Cumhurbaşkanını Meclis seçecekse öyle olmalı? diyorsunuz. Meclis'te ciddi bir Ak Parti çoğunluğu var, buna göre cumhurbaşkanı ilk iki turda olmazsa üçüncü turda seçilmemesi mümkün değil. Ama kimse Ak partililer gibi düşünmüyor. ?Bu iş gerilimsiz olmaz? kanaati herkesi etkiliyor. Aslında bunu söyleyen herkes, ?Biz henüz gerçekten demokrasiyi uygulayacak kıvama gelmedik? demek istiyor. Daha önceki gerilimler, zaten, yeterince demokrasi olmamasının sonucu... Yıl 2007, AB sürecinde onca demokratik reform yapılmış, Meclis'te net çoğunluklar var, öyleyse oylama yapılmalı ve sonuç alınmalı, diyorsunuz.Ama iş öyle değil.Meclis'in çoğunluk iradesine Cumhurbaşkanını seçme hakkını vermek istemiyorsanız, çoğunluk iradesinin seçeceği Cumhurbaşkanına razı değilseniz, ve elinizden suyu bulandırma imkanı geliyorsa, suyu bulandıracaksınız.Yaşanan o. Bazı çevreler, Meclis iradesini kanırtmak için kuvvet denemesi yapıyorlar. Gerisi bahane...Efendim, Cumhurbaşkanı'nın yetkileri sayılıyor.Yüksek yargı mensuplarını tayin.YÖK üyelerini tayin...Rektörleri tayin...Başkomutanlık...YAŞ kararlarına onay... Komutanların tayininde son imza... Devlet Denetleme Kurulunu harekete geçirmek...Bakanlar kuruluna başkanlık vs...Ondan sonra da soruluyor: Seçilecek Cumhurbaşkanı bütün bu yetkileri kullanırken tartışmalı kararlar verirse...Bunun cevabı net:Elbette tartışmalı kararlar verebilir. Mevcut Cumhurbaşkanının kararlarını tartışmıyor muyuz? (Mesela Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcıları ile ilgili veto kararını savunan var mı?)Bugüne kadar gelip geçen Cumhurbaşkanlarının ? Atatürk dahil- kararları tartışılmamış mı? Bu Meclis'in seçeceği, diyelim Ak Parti içinden çıkacak Cumhurbaşkanı da tartışmalı kararlara imza atabilir. Bu kararlar zaman zaman toplumun geneli tarafından yanlış da bulunabilir.Ama bu, peşinen, Meclis'in Cumhurbaşkanı seçme iradesini ipotek altına almayı meşru kılmıyor. Sanırsınız ki Cumhurbaşkanı alıp kaçacak devleti, rejimi...Buradan yola çıkıp, Meclis'te Ak Parti'li üyelerin vereceği tüm oyları sakıncalı damgası ile damgalamak abesle iştigalden başka nedir?Meclis'in en büyük grubuna karşı güvensizlik oyunun demokratik çerçevede izahı var mı?Cumhurbaşkanını halk seçse, böyle bir seçimde de Tayyip Erdoğan seçilse, ne diyeceğiz?Bu defa doğrudan halk iradesini mi sorgulayacağız?Biz şu anda, Meclis iradesine ambargo koymaya çalışırken aslında ne demiş olmaktayız??Bizim temsili sistemimiz iyi işlemiyor? demek mi istiyoruz? Bu tabii ki tartışılabilir ama, bu konuda en fahiş gerilim dili kullanan CHP de, Ak Parti'nin geldiği seçimden geliyor ve Meclis'in ikinci partisi olarak, yüzde 10 barajının keyfini sürüyor. Meclis dışında kalmış ve belirli oy oranına sahip partilerin tepkisini anlamak mümkün ama, CHP'nin Ak Parti'ye söyleyeceği şey olabilir mi? ?Ya Cumhurbaşkanı YAŞ kararlarını onaylamazsa..? imiş...Bunu önce Türkiye Emekli Subaylar Derneği (TÜSED) Başkanı Rıza Küçükoğlu seslendirmişti, ardından da ana muhalefet lideri Baykal seslendiriyor. Bakın şu garabete... Askere yönelik ucuz bir kışkırtma... Bu yakışıyor mu ana muhalefet liderine?Bir Cumhurbaşkanı YAŞ kararlarının yargıya tabi hale getirilmesini isterse, bunu insan hakları açısından gerekli görürse, hiç kimsenin yargıdan muaf icraatı olmaması gerektiği gibi bir ilkeden yola çıkarsa, tamamen hukuk devletine vurgu yaparsa bundan neden rahatsızlık duyulmalı?Cumhurbaşkanına bir konuda onay hakkı vermişseniz, onaylamama hakkı da vermiş olmuyor musunuz? Cumhurbaşkanının onayı anlamlı ise onaylamaması da anlamlı değil midir? Onaylamama hakkı varsa Cumhurbaşkanının, onu kullanmasına karşı çıkmanın manası nedir? Cumhurbaşkanı olsun ama, aykırı bir iş yapmasın!Başbakan olsun ama aykırı bir iş yapmasın!Aykırı?Ne aykırı?Kime göre aykırı?Bu ülkede herkesi bağlayan yasalar var. Yasadan üstün kimse yok. Yasadan öte izin mercileri oluşturmak...Bizdeki demokrasinin özürlü yanı bu idi ve bir süredir bu alanda tamirler gerçekleştiriliyor.Cumhurbaşkanlığı ekseninde gelişen tartışma ve ortaya çıkan gerilim, sadece demokrasi özürünün tam giderilemediğini ortaya koyuyor. Meclis iradesi ne kadar kural dışı biçimde abluka altına alınıyorsa, bilmeli ki, demokrasi o kadar özür taşıyor. Ben ana muhalefet liderine baktığımda demokratik bir liderlik açısından, hatta sol bir liderlik açısından gerçekten ciddi sorunlar görüyorum.Bence bu seçimde en büyük sınavı CHP ve onun lideri veriyor.