Griff Witte ve William Booth

RAMALLAH, Batı Şeria — Beş gün boyunca aralıksız olarak yapılan roket ve füze saldırılarında en az 120 Filistinlinin ölmesi ve birkaç İsraillinin de yaralanmasından sonra, Gazze Şeridi içi ve etrafındaki son çatışmalardan bariz galipler çıkmadı.

Ama bundan neredeyse tartışmasız bir kaybeden çıktı: Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas. O, bu ilkbaharda ABD arabuluculuğunda yapılan barış görüşmelerinde İsrail’in ortağıydı ama şimdi iki eski düşmanın kendisini bir kez daha bir kenara atmasıyla olaylara seyirci olma durumuna itildi.

Abbas’ın bir kenara itilmesi, ihtilaftaki mevcut gidişatı yansıtıyor. Bu gidişat da her iki tarafta iktidarı sertlik yanlılarının ele geçirmesiyle meseleye görüşmelerle çözüm bulma ihtimalinden sürekli uzaklaşılması ve burada çoğu kişinin korktuğu daha büyük şiddet olayları patlak verme ihtimalidir.

Filistinliler arasında Abbas ve müttefiklerinin egemen olduğu Batı Şeria’da sakinler, Abbas’ın savunduğu şiddetten uzak durulması çağrılarıyla hiçbir şey elde edilmediğinin verdiği ümitsizlik içinde, Gazze’yi kontrol eden İslamcı militan grup Hamas’tan hep hayranlıkla bahsederler.

50 yaşındaki elektrik mühendisi Cemal Hamdan, “Hamas’ın roketlerinin sayı ve kalitesiyle onun savaşçılarına verdiği eğitime bakıyorsunuz, Hizbullah’ın bile bunları kıskandığını düşünüyorum” dedi. “Abbas’a gelince, o biraz çekingen. Biz ondan daha fazlasını bekliyoruz.”

Bu durum, Amerika Birleşik Devletleri’nin uzun süredir Orta Doğu’da yapmaya çalıştığının tam zıddıdır. ABD hep Abbas’ın elini kuvvetlendirmek, Hamas ve diğer militan grupları marjinal hale getirmek için gayret sarf etti.

Abbas’ın yardımcıları da başkanın hızla anlamsız hale geldiğini doğruluyorlar ama nispeten ılımlı unsurlara karşı Filistinli militanları öne çıkaracak bir savaşı takip eden ümitsiz müzakerelerle İsrail’in uzun zamandır gayesinin de bu olduğunu söylüyorlar. Bunlar zamanlamanın da Hamas dahil çeşitli grupları Abbas’ın liderliği altında bir araya getiren hassas Filistin uzlaşmasını rayından çıkarma maksatlı olduğunu söylüyorlar.

Abbas’ın laik Fetih partisinde üst düzey dış politika yetkilisi olan Hüsam Zomlot, “İsrail için bu savaşın gayesi Mahmud Abbas’a karşı siyasi intikamdır” dedi. “İsrail hepimizi askeri alana çekmek istiyor. Çünkü avantajlı oldukları yer orası.”

İsrail ise Gazze Şeridi’nden ayrım gözetmeksizin yapılan ve tüm dünya liderleri tarafından kınanan çok sayıdaki roket saldırılarından dolayı bu ihtilafa girmek zorunda kaldığını savunarak bu iddiayı hararetle inkar ediyor.

Ateşkes çağrılarını reddeden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, cuma günü yaptığı konuşmada İsrail’in son günlerde Gazze’de militanlara ait binden fazla hedefi vurduğunu, operasyonun da “İsrail vatandaşları için sükunetin yeniden tesis edildiğinden emin oluncaya kadar devam edeceğini” söyledi.

Hamas’ın cephaneliğinde binlerce roket olduğu göz önüne alındığında bunu gerçekleştirmek uzun sürebilir. Hamas sadece cuma günü İsrail’e 100’den fazla roket attı, İsrail’deki büyük şehirlerde sirenler çalmasına yol açtı.

Tel Aviv’e en az 4 roket atıldı. Bunlardan biri Aşdod’da benzin istasyonuna isabet etti. İstasyon alevler içinde kalırken bir İsrailli ağır şekilde yaralandı.

Filistinli yetkililer Associated Press’e cumartesi günü İsrail savaş uçaklarının bir camiyle engelli bakım merkezini vurduğunu, iki kadının öldüğünü açıkladılar.

AP, İsrail ordusunun camide Gazze’deki militanlar tarafından yaylım ateşte kullanılan türde roketler saklandığını ifade ettiğini bildirdi.

Bu arada Lübnan’dan atılan roketler, mevcut krizin başlangıcından bu yana ilk kez cuma sabahı kuzey sınır bölgesini vurdu. İsrail ordu sözcüsü Yarbay Peter Lerner, İsrail’in buna güney Lübnan’da belli kaynağa top atışıyla karşılık verdiğini söyledi. Lübnan ordusu da yaptığı açıklamada, İsrail’in sınır boyunca 25 top atışı yaptığını bildirdi. İsrail’de herhangi bir yaralanma vakası bildirilmedi.

Güney Lübnan, geçmişte İsrail’le sayısız kere savaşmış Şii militan grubu Hizbullah’ın kalesidir. Ama Lübnan’dan açılan ateş konusunda çeşitli radikal Filistinli gruplar da sorumlu tutuldu. Ama hangi grubun kuzey İsrail’e roket attığı henüz belli değil.

Gazze’de suçlamalardan kurtulmak

İsrail Genelkurmay Başkanı Benny Gantz, cuma günü paraşütçü askerlere hitaben yaptığı konuşmada, “Gazze’deki militanlar ne kadar büyük bir hata yaptıklarını anlıyorlar… Gazze yavaş yavaş kendisini bekleyen korkunç akıbete dalıyor” dedi.

Ama eğer öyleyse bile buna dair fazla emare yok. Gazze’deki Filistinliler kötü yönetimden dolayı Hamas’ta kusur bulabilirler ama İsrail’le bir savaşın ortasında sahil şeridindeki 1,7 milyonluk nüfus ya sessiz kalır ya da direnişi destekler. Bunlar çektikleri sıkıntılardan dolayı da İsrail’i suçlarlar.

Son çatışmalar, Batı Şeria’da üç İsrailli gencin kaçırılıp öldürülmesiyle geçen ay başladı. Netanyahu ve İsrail güvenlik kuvvetleri olaydan Hamas’ı suçladı ve buna geniş çaplı bir askeri operasyonla karşılık vererek siyasi liderler de dahil yüzlerce Hamas mensubunu tutukladı, fonlarına el koydu, Hamas’ın radyo yayınlarını kesti. İsrailliler ayrıca 2011’de kaçırılan İsrail askeri Gilad Şalit karşılığında serbest bırakılan 1.027 Filistinli tutukludan onlarcasını da yeniden tutukladı.

Tutuklamalar, Suriye’deki iç savaş ve geçen sene Mısır’da İslamcı cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren askeri darbenin tecrit içinde bıraktığı Hamas için hassas bir zamanda geldi. Grup ayrıca Gazze’deki sicilinden dolayı haklı olarak alaylara maruz kaldı.

Gazze’de Ezher Üniversitesi’nde siyaset bilimci İbrahim İbraç, “Hamas hükümet olarak kötü bir performans sergiledi. O, mali olarak da başarısız oldu. Ekonomi berbat. Hamas maaşları ödeyebileceği hizmetler sunmayı başaramadı” dedi.

O, İsrail’in Hamas’a karşı yaptığı operasyonun ise muhtemelen bu grubu kuvvetlendireceğini söyledi.

İbraç, “İsrail, Gazze’de Hamas hegemonyasını sona erdirmeyecek” dedi.

‘Birliğe dair delil yok’

Hamas operasyondan önce, sıkı hasımları Filistin birlik hükümeti altında birleştiren, Hamas’ın Fetih yönetimini kovmasından 7 sene sonra Abbas’ın otoritesinin görünürde yeniden Gazze’ye ulaşmasını sağlayan, bir zamanlar inanılması mümkün olmayan bir anlaşma imzalayarak Fetih’e can simidi uzatmıştı.

Birlik hükümeti Abbas’ın menfaatine olabilir. Hükümet İsraillileri kızdırdı, Filistinlileri ümitlendirdi, ABD arabuluculuğunda 9 aydır devam eden sonuçsuz barış görüşmelerinden sonra Abbas ve partisinin zevahiri kurtarmasına yol açtı. Abbas’ın çevresi, Hamas’ın gerekli bir ortak olduğuna, üstünlüğün Ramallah’ta olacağına ve sonunda da bunun seçimlerde Hamas’ı geride bırakmasına yol açacağına inanıyordu.

Ama İsrail’le Hamas arasındaki çatışma, birlik anlaşmasının etkisinin ne kadar az olduğunu açığa çıkardı. Abbas’ın Gazze’de hemen hemen hiç mevcudiyeti yoktur ve o, Gazze’de olayları etkileme kabiliyetine sahip değildir.

Gazze’de Hamas’la yakın bağları olan yazar ve analist Mustafa El Savvaf, “Uzlaşmayla Gazze’de hiçbir şey başarılamadı. Birlik hükümeti sadece kağıt üzerinde duruyor. Hiçbirimiz onu göremiyoruz. Birliğe dair herhangi bir delil yoktur” dedi.

Hamas liderleri de Abbas ve Ramallah’taki yeni hükümetin kendileri için hiçbir şey yapmadığından yakınıyor. Bu arada, Gazze’de Hamas tarafından istihdam edilen 40.000 kadar hükümet çalışanına aylardır maaş ödenmedi. Bu uzun gecikme süresince bunlar sadece küçük harçlıklar alabildiler.

İbraç, “İsrail uzlaşmanın başarısız olmasını istiyor. Hamas’ın askeri kanadı da öyle” dedi. “Ne olursa olsun, İsrail asla Gazze ve Batı Şeria’nın Abbas idaresi altında birleşmesine müsaade etmez.”

İsrail yönetimi tarafından alay edilse de Abbas hep sağlam, ılımlı bir ses olarak kalmaya çalıştı. Abbas, cuma günü Filistin TV’ye verdiği beyanatta, Hamas’ın ismini zikretmeden “Roket atarak ne elde etmeye çalışıyorsunuz? Biz, aklımız ve siyasetle savaş vermeyi tercih ederiz” dedi.

Ama Abbas’ın bağlıları, İsrail onun altını oymaya çalışmaya devam ederse Abbas’a Hamas’ın şiddet kullanma stratejisine katılmaktan başka seçenek kalmayabileceğini ifade ediyorlar.

Üst düzeydeki Fetih lideri Zeyd Ebu Ayn, Abbas’ın lakabını kullanarak, “Ebu Mazen’in bu şekilde devam edebileceğini sanmıyorum” dedi. “İsrail işgaline son verecek bir gündeme ihtiyacımız var. Aksi bir durumda barış olmaz.”

 

Kaynak: The Washington Post

Dünya Bülteni için çeviren: Arif Kaya