Filistin Yönetimi Başkanı Mahmud Abbas Şarm el Şeyh'te, Hamas ise İran'da. Bu tablo Filistin'in parçalanmışlık halini özetliyor. Gelecek hafta başlaması beklenen Kahire diyalogları da bölünmüşlüğe son vereceğe benzemiyor.
Kahire geçen ay sonunda beş Filistinli grubun diyalog toplantısına ev sahipliği yapmıştı; fakat, birkaç gündür gelen birçok haber ve açıklama toplantıdan çıkan olumlu sonuçları yok edebilir. Dahası, bu toplantıların özellikle de hükümet ve güvenlik organları dosyalarında neler getireceğine dair soru işaretleri var.
Başlangıç bağışçı ülkelerin Şarm el Şeyh'teki toplantısı oldu. Gazze'nin yeniden imarı için bol bol vaatte bulunuldu, ama imar çalışmalarının Hamas'tan uzak tutulması gibi imkânsız siyasi şartlar koşuldu. Bu mümkün değil, zira Hamas hem güvenlik açısından hem de siyasi olarak Gazze'ye hâkim. Herhangi bir projenin onun kontrolünde ve ortak çalışmayla hayata geçirilmesi lazım.
İş bununla da kalmıyor.
Konferansa katılanlar, Filistin'de kurulması beklenen ulusal birlik hükümetinin parçası olarak Ortadoğu Dörtlüsü'nin şartlarını Hamas'a bir kez daha yönelttiler. Dörtlü bunları geçmişte de dile getirıp reddedilmişti. O günden beri değişiklik yaşandığı mesajını veren hiçbir şey yok. Aksine Hamas son Gazze saldırısı ve İsrail savaş makinesine direnişi sonrası konumunu sağlamlaştırdı. Hamas'ın bugünkü hali aynen şöyle diyor: 'Güçle alınmayan siyasetle hiç verilmez'.
Bu bağlamda değişimin, Filistin'in direniş tarafında yaşandığı söylenebilir. Bu değişimler uzlaşma anlaşmasına izin vermekte. Ancak Abbas'ın ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'la ortak basın toplantısı sırasında, Hamas liderlerinden Musa Ebu Merzuk'un da hükümetin şekli, yükümlülükleri ve değişmezleri bağlamında yaptıkları açıklamalar ufukta anlaşma belirti görüldüğünü ifade etmiyor.
Dahası İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad Şarm El Şeyh'le Tahran konferansları arasında yaptığı karşılaştırmada 'insan ve şeytan' denklemine yoğunlaştı. Sonuçta, bölgesel çekişmenin tarafları, iki toplantı arasındaki mücadeleyi Filistin zemininde temsil ediyorlar. Batı ve İran bu sorunu çatışmak için seçti. Uzlaşı bu çatışmaya kurban gidebilir.
(Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, 8 Mart 2009)
Kaynak: Radikal