Bir süre sonra, özellikle sevgi dini (mithra, mihr) diye anılmaya başlanan din mensupları, sonbaharın başlangıcının da güney yarım küresi insanlığının ilkbaharı olduğunu görerek bu güne de Sevgi Bayramı adını vermiştir (mihrgân, mihrcân). Sonraları bu Sevgi Bayramı (mihrgân, mihrcân) adı 21 Mart için de kullanılır olmuştur. İmdi ey cân-ı men, bugün sevgi bayramıdır, insanlık bayramıdır, düşmanlıkların büsbütün bilendiği bir gün haline getirilmesi aslâ revâ değildir. Ey cân-i men, Sevgi Bayramı idrâkinde ve şuurunda isen aşk olsun, aşk u niyaz olsun, aşkın cemâl olsun!Ey cân-i men, geçen hafta Paris'de Hristiyan âlemine hitaben derûnumdan ?Vuslat yine mi kaldı güzel başka bahâre?? şarkısını terennüm ederek dolaşmakta ve bir büyük kitabevinde bir tesellî aramakta iken, ?Le Droit naturel? (Tabiî Hukuk, Dostları ve Düşmanları) başlıklı bir kitap görünce, nerede ise Divan-i Lugat-it-Türk görmüş Merhum Ali Emirî Efendi gibi aşk u şevk ile hamle edip kitabı bağrıma bastım. Hâlâ bağrıma basıyor muyum? Heyhât! Maşayla tutsam münasiptir! Okuyunca anladım ki müellif boyundan büyük bir işe kalkışmış ve başarıya ulaşamamış. Bu işin ehli değilmiş. Oysa bir yedi yıl kadar önce Tehran Üniversitesi felsefe ?üstad?ı Muhammed Huseyn-i Sâkit'in aynı konudaki bir eserini bir hayır sahibi bana İran'dan getirince, hiç değilse içtenliğinden ser-mest olmuş idim. 2003 yılında, ardarda gelen musîbetlerle viran olmuş Kabil'de bir resmî kütüphanede yine Tehran'da yayımlanmış, daha kalın ve daha özenli bir cild içinde aynı konuda bir kitap görünce, satın alamayacağım için, İstanbul'a dönüşde yine İran'a gidip gelen bir hayır sahibine rica ederek getirttim, okuyunca da bu son kitap gibi olmasa bile hayal kırıklığına uğradım: Çünkü bu kitap, gayrimüslim vatandaşın ezan okumasının aksi yöne döndürülmüş bir benzeri değildi, insan hakları, Hukuk Devleti, eşitlik (derler! Derlerse de inanma!) demiyordu, fakat ?nakl-i küfr küfr değildir? ihtiyatı ile, Batılıların ne dediğini söylemekle yetiniyor, ?Tabiî Hukuk'da ortaklık? konusuna değinmiyordu. Tabiî Hukuk'un meyvelerini, Batılı ürünler olarak, Batılılar gibi, fakat ?derler? üslûbu ile yüceltiyordu.Ey cân-i men, bu Sevgi Bayramı'nda sana derim ki: Sevgide kalbi kalbe karşı olmayanlar arasında ?dialog?, dam üstünde iki erkek kedinin başlarını biribirine yaklaştırarak efelenmelerinden pek farklı değildir!Ey cân-i men, Rabb'in düzeninde: Sevgi; Ahlâk'ın, Ahlâk; Hukukun evrensel temel ilkelerinin, bu ilkeler; Pozitif Hukuk'un temeli olsa gerektir. Sevgi Ahlâkın, Ahlâk Evrensel Temel Hukuk ilkelerinin, bu ilkeler de Pozitif Hukuk'un temeli değilse bu yapı insanlara şecere-i tûbânın kutlu meyvelerini sunmaz! Önce bağrıma basıp okuduktan sonra maşa ile tuttuğum kitaptaki zihniyet sahipleri ile diyalog kurulabilir mi? Kitabın yazarı buyuruyor ki: Irak ve Afganistan'da demokratik rejimlerin ortaya çıkışı, ABD'nin Ortadoğu'da bir ?re-modelage? üstlenişi, müslüman toplumların değişebileceği ümîdini vermekte imiş! (Sabredelim, görelim kim kimi re-modele eyler!)Ne var ki ey cân-i men, Amerika'nın re-modelage'ını düşmanlarımız için de temennî etmeyiz, gelgelelim Allah'dan tevfîk ve kuvvet alarak halimizi değiştirmeye, sevgi ehli olmaya, sevgi'nin Evrensel Ahlâkı'na ve Tabiî Hukuku'na erişmeye muhtacız. Bu da kaal ile değil, ancak ve ancak hâl ile olur. Bu ?Yeni Gün?de sevgi'ye gark olup halimizi değiştirsek? Ya muhavvilelhâlu vel-ahvâl! Havvil hâlenâ ilâ ahsen-il-hâl!Pozitif Hukuk; Marx'ın söylediği anlamda değil, bu fakıyr'in söylediği anlamda üst-yapı kurumudur. Hâlimiz değiştiği ölçüde hukukumuz da değişir, yoksa daha da kötüye gider! Meselâ tut-sat'ın ardından tut-sat/öl-yat da gelebilir. (Tut-satlı mezar satımı.) Yâ Hayy! Allah'a emânet ol cân-i men! Nevruz'un nev rûz olsun!