Muhammet Koçak

Eski Sovyet coğrafyasındaki ülkelerde son yıllarda sıkça karşılaştığımız organize protesto gösterilerinin bir benzeri geçtiğimiz iki haftadır Ermenistan’ın başkenti Erivan’da sürüyor. 20 Haziran’da elektrik fiyatlarına yapılan zam üzerine başta başkent Erivan olmak üzere Ermenistan’ın bir çok kentinde sokağa dökülen protestocular polis ile çatışmaya devam ediyorlar. Protestolar Kremlin yönetimi tarafından Batı’nın bir hamlesi olarak, Batı medyası tarafından ise Ermenistan’da Rusya’ya karşı bir ayaklanma olarak görülen protestoların Ermenistan’ın tarihi ve sosyolojik gerçekliğinin göz önüne alınarak değerlendirilmesi ileriye yönelik daha sağlıklı bir projeksiyon sunacaktır.

Kremlin’deki resmi ağızlar ve Rus medyası tarafından Ermenistan’daki protestolar üzerine yapılan yorumlarda protestoların temel sebebi Batı odaklı çıkar gruplarının Ermenistan’ı içten şekillendirme çabası olarak yer buldu. Rusya’ya ekonomik ve siyasi bağlılığının yanı sıra bir de topraklarında Rus askeri üssü bulunduran Ermenistan, Rusya’nın karşılaştığı yaptırımlar sonucunda alternatif arayışları çerçevesinde kurduğu Avrasya Ekonomik Birliği’ne üye olarak da açık bir şekilde Rusya’nın yanında yer almıştı. Rusya, gerek medya gerekse politika düzeyinde, Ermenistan’daki protestoları daha önce Gürcistan ve son olarak da Ukrayna’da Batı yanlısı rejimlerin iş başına gelmesiyle sonuçlanan halk hareketleri üzerinden okuyarak bu minvalde güvenlikçi bir paradigma ile değerlendirdi.

Gerek ABD gerekse Avrupa olmak üzere Batı’da ise Rusya ile Ermenistan arasındaki stratejik işbirliği öne çıkarılarak bu işbirliğinin ülkeye verdiği zararlar vurgulandı ve halkın ayaklanmasının aslında Ermenistan hükümetine değil ülkeyi krize sürükleyen Rusya’ya karşı olduğu vurgulandı. Ermenistan ile Rusya arasında ipler Gümrü’de bulunan Rusya askeri üssündeki bir askerin, üs yakınlarında bir eve girerek aynı aileden 7 Ermeni’yi katletmesi üzerine gerilmişti. Batı odaklı yorumlar Ermenistan halkında bu olayın genel Rus karşıtı algıyı beslediği ve bu tepkinin elektrik zamları ile açığa çıktığı görüşünde birleşiyor.

Dünyanın çeşitli bölgelerine dağılmış Ermeni diasporasının büyük çoğunluğunun gözünde cennet vatan olarak yer bulan Ermenistan’ın realitesinin bu hayal ile uyuştuğunu söylemek ise oldukça güç. Merkeziyetçi bir ekonomik yapıya sahip olan Sovyetler Birliği’nin dağılmasının ardından market ekonomisine geçiş yaşamakta büyük problemler yaşayan Ermenistan dış yardımlar ile ayakta duruyor. Kişi başına düşen milli gelirin 2500 dolar civarında olduğu ülkede fakirlik halkın en önemli sorunu.

Türk kamuoyu ve medyasında sık sık soykırım iddiaları üzerinden yer bulan Ermenistan’ın şu an içerisinde bulunduğu fakirlik, siyasi kısırlık ve dış politikada Rusya’ya bağımlılıkta bu soykırım iddialarının yeri oldukça büyük. Ermenistan’ın dış politikasında Batı ile ilişkiler soykırım iddiaları üzerinden yürürken, ülkenin Rusya ile ilişkilerinde ise Dağlık Karabağ sorununu büyük oranda belirleyicilik sahibi. Denize kıyısı olmayan kapalı bir ülke olan Ermenistan’ın iki önemli komşusu Azerbaycan ve Türkiye ile ilişkileri, Batı ülkelerinde yaşayan diasporanın öne çıkardığı soykırım iddiaları ve Rusya’nın desteklediği Dağlık Karabağ problemi yüzünden oldukça gergin. Gürcistan üzerinden dünya ile ekonomik bağını sürdürmeye çalışan Ermenistan’ın bu bağı da 2008 Rusya-Gürcistan çatışması üzerine Rusya’nın Gürcistan’a uyguladığı blokaj ile kopmuş ve Ermenistan oldukça zor bir durumda kalmıştı.

Halkın tepkisini protestolar aracılığı ile göstermesi ve hükümetleri bu yolla bir tutum değişikliğine teşvik etmesi sosyal medyanın sağladığı imkan neticesinde 21. Yüzyılda oldukça yaygın hale geldi. Halk, özellikle de gençlik, sosyal medya aracılığıyla kolay bir şekilde toplanarak hükümetlere olan tepkisini ortaya koyabiliyor. Bu durum yalnız Ermenistan’da değil, diğer eski Sovyet ülkelerinde, Arap dünyasında ve hatta Batı’da dahi görülebilen bir durum. Protestolar karşısında Batı oluşan bu durumu manipüle ederek Rusya aleyhinde kullanmaya çalışan bir aktör konumundayken Rusya ise Batı’nın bu manipülasyon çabalarını merkeze koyarak bir tür savunma pozisyonuna geçmiş gözüküyor. Burada Ermenistan’daki gösterilerin arkasında hangi gücün olduğuna değil bu insanların niçin sokağa çıktığına odaklanmak daha doğru olur. Rusya’ya ekonomi ve dış politika alanında bir bağlılık içerisinde olan Ermenistan’da halkın bu durumu görmezden gelmediğini söylemek mümkün. Kısıtlı ekonomik imkanlarına rağmen oldukça maliyetli bir dış politika ajandasını omuzlayan Ermenistan’da yaşayan halkın asıl tepkisi içerisinde bulundukları fakirliğin üzerine yapılan elektrik zamlarıydı. Ermenistan’daki protestoların sebeplerini bu yüzden Batı ile Rusya arasındaki bu enformasyon mücadelesinden daha karmaşık, içerisinde ülkenin diasporası, tarihi, coğrafyası ve jeopolitiğinin de rol aldığı dinamiklerde aramak gerekiyor.