En sonunda... İstanbul 13'üncü Ağır Ceza Mahkemesi dün öğleden sonra Ergenekon iddianamesini kabul etti. Ergenekon soruşturması kapsamında 86 şüpheli de dünden itibaren 'sanık' haline geldi.


İddianamede 'Ergenekon Silahlı Terör Örgütü'nün işlediği iddia edilen suçların bir kısmı şöyle:- Silahlı terör örgütüne üye olmak

- Silahlı terör örgütüne yardım etmek

- Cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmak veya görev yapmasını engellemeye teşebbüs

- Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik

- Patlayıcı madde bulundurmak, atmak ve bu suçları azmettirmek

- Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet gazetesine patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmek

- Devletin güvenliğine ilişkin gizli belgeleri temin etmek, kişisel verileri kaydetmek vs...

* * *

Tüm bu dehşet verici suçlamalara karşın...

İddianamenin belki de en yakıcı yeri ilk sayfası...

Çünkü orada 'maktül' kelimesi var...

Karşısında da Danıştay baskınında Alpaslan Arslan'ın öldürdüğü Danıştay İkinci Daire üyesi merhum Mustafa Yücel Özbilgin'in adı var...

İddianame yargıcı Ergenekon'un öldürdüğünü söylemekte...

* * *

Bu saldırının bir adım öncesinde ise...

Hatırlanacağı üzere Cumhuriyet Gazetesi'ne atılan bombalar var...

İddianame bombaları da Ergenekon'un attırdığını...

Ve bombaların, Alparslan Arslan ile bağlantısı olan Muzaffer Tekin'in talimatıyla yapıldığını söylemekte...

İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin de daha önce, iddianamede 'Danıştay saldırısına ve Cumhuriyet Gazetesi'ne patlayıcı madde atmak suçlarına azmettirmenin' bulunduğunu açıklamıştı.

Danıştay üyelerine karşı 17 Mayıs 2006 tarihinde gerçekleştirilen silahlı saldırı olayının soruşturma sürecinde, Danıştay saldırganı Alparslan Arslan ile Ergenekon soruşturmasında tutuklanan emekli Yüzbaşı Muzaffer Tekin'in, emekli Yüzbaşı Zekeriya Öztürk'ün ve emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün ilişkisine dair bulgular gündeme gelmişti.

Tekin ve Arslan'ın telefon görüşmeleri belirlenmiş, Küçük'ün de Tekin'le benzer görüşmeler yaptığı ortaya çıkmıştı.

İddianame bunları ince ince detaylandırıyor...

* * *

İddianame yansıdığı kadarıyla öyle yakıcı ve yoğun suçlar barındırıyor ki...

Birisi diğerini çiğnememeli...

Ancak, davanın en önemli düğüm noktalarından birini, 'Danıştay Baskını'nın oluşturacağı kesin gibi...

* * *

Öte yandan...

Danıştay saldırısına bakan Ankara'daki mahkeme, olayın 'Ergenekon' ile ilgisi olmadığına karar vermiş 'sanıkların eylemi başörtüsü için yaptıklarına' hükmetmişti.

Hálbuki Ümraniye'de ele geçirilen el bombalarıyla ilgili soruşturma genişleyerek Ergenekon iddianamesinin hazırlanmasına yol açtı.

Danıştay'a saldırı davası görülürken, sanık avukatlarının soruşturmanın genişletilmesi talepleri uzun süre reddedildi.

Ankara 11'inci Ağır Ceza Mahkemesi, 'Ergenekon soruşturmasıyla alakası yok' kararı verince...

Bazı sanık avukatları, 'Ergenekon soruşturmasının yeterince incelenmediğini' öne sürerek kararı temyiz ettiler...

Şimdi, temyiz edilen dosya, Yargıtay'da görüşülmeyi bekliyor.

Yargıtay'ın kararı da, aynı Ergenekon Dava süreci gibi çok önem kazanmakta...

Daha evvel de sorduğum gibi, Ergenekon iddianamesinde sanıkların 'Danıştay saldırısını azmettirmekle' suçlanması, Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Yargıtay aşamasındaki kararını etkileyecek mi?

Etkiler ise, hangi yönde etkileyecek?

Bu yeni gelişme, davanın 'sil baştan' görülmesi ihtimalini doğuracak mı?

Yargıtay, Danıştay'a silahlı saldırı davasının temyiz taleplerini karara bağlarken, 'Ergenekon soruşturmasıyla birlikte değerlendirilmeli, eksik inceleme yapılmış' görüşüyle Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararını bozacak mı ya da onaylayacak mı?

* * *

Bu aşamada...

İster istemez, gene bu sütunda, sizlerle paylaştığım taze bir merakıma geri dönüyorum:

'Mahkemeler, Türkiye Cumhuriyeti mahkemeleri...

Savcılar, yargıçlar Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı...

Muhtemelen aynı okullarda, aynı hocalarda, aynı dersleri okudular.

Buna rağmen...

Aynı dosyada biri 'şeriatçı' görürken, diğeri 'Ergenekoncu' görmekte...

'Objektif hukuk' veya daha kestirmeden ve popüler bir şekilde söylersem 'vicdan,' aynı yere bakarak bu kadar birbirine zıt resimler görmeye olanak verir mi?'

* * *

Ergenekon Davası, Türkiye'nin başında dolaşan birçok kanlı belayı aydınlatmakla kalmayacak, bu soruyu da cevaplayacak... Danıştay Baskının da ölen yargıcı Ergenekon Çetesi'nin maktulü olarak belirleyen iddianame ile bu cinayetin 'başörtüsü' için yapıldığını söyleyen mahkeme arasında sıkışmadığımızda, Türkiye daha güvenceli bir ülke olacak...

 

Kaynak: Star