Mısır'daki halk hareketi sonrasında ortaya çıkan yeni durum birçok tahmin edilmeyen sonuçlara yol açıyor; anlaşılan açmaya da devam edecek.
Bu sonuçlar hem Mısır'ın iç politikası ve hem de dış politikasında yeni bir düzenin kurulacağı yolunda güçlü işaretleri şimdiden ortaya koyuyor.
Mısır-Gazze ilişkisi buna tipik bir örnek sayılır. Son haberlerden, Mısır'ın geçici yönetiminin Mübarek rejiminin Gazze ile ilgili düzeninin artık sürdürülemez olduğu kanaatine vardığı, yeni bir düzenin kapısını açmak için kararlı olduğu anlaşılıyor.
Nitekim, bu çerçevede geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Nebil el-Arabi geçen hafta eski rejimin Gazze'ye uyguladığı sıkı ambargonun ve tahditlerin kısa bir süre içinde hafifletileceğini açıklamış, bu arada eski rejimin uygulamalarını da utanç verici olarak nitelemiş bulunuyor. Arabi'ye göre Mısır ile Gazze arasındaki Refah sınır kapısı 10 gün içinde daimi olarak açılacak ve böylece Gazze halkının çektiği acılar hafifletilmiş olacak.
Arabi'nin bu sözlerinden Refah kapısının bundan böyle her zaman ve şartsız olarak açık kalacağı, eski baskı ve tahditler döneminin geride kalacağı açıkça belli oluyor. Bu şüphesiz yıllardır Mübarek rejimi ve İsrail mengenesi arasında kalan Gazze halkı için de müjde ve daha iyi bir gelecek anlamına geliyor.
Refah kapısı, istisnai açılışlar dışında genelde 4 yıldır kapalı olan bir önemli sınır kapısı. Mısır bu kapıyı daha önce üstlendiği milletlerarası taahhütler çerçevesinde kontrol ediyor. Milletlerarası taahhütler denen konu da İsrail ve Mısır arasında 1979 yılında varılan barış antlaşmasının Mısır'a yüklediği sınırın kontrolü elbette. Bu anlaşmaya göre, sınır Mısır ve İsrail tarafından ortaklaşa kontrol edilecekti. Bu kontrol 2005 yılına kadar devam etti. İsrail Gazze'den 12 Eylül 2005 tarihinde çekilirken sınır kontrolünden de vazgeçti, sınırdaki askerlerini tahliye etti. Bu arada sınırın kontrolünü tamamen kaybetmemek için Filistin yönetimi (El Fetih) ile bir anlaşma yaptı. Bu anlaşmaya göre, Refah sınır kapısı canlı yayın yapan CCTV kameralarla donatılacak, İsrail bu kameralarla giriş-çıkışı uzaktan kontrol edecekti. Ayrıca, Avrupa Birliği'nden (AB) sınır gözlemcileri de Refah'ta görevlendirilecek, bunlar da kontrole katkı yapacaklardı. Bu anlaşma Hamas'ın Gazze'de kontrolü ele geçirmesine kadar tam istendiği şekilde olmasa da yürürlükte kaldı. Ancak Hamas iktidarı ile birlikte AB gözlemcileri ülkelerine döndüler ve Refah kapısı da 2007'de kapandı. İstisnalar dışında hâlâ da öyle.
Ancak yukarıda da söylediğimiz gibi bu durum ve düzen en geç 10 gün içinde değişecek, ortaya yeni bir düzen çıkacak.
Bu gelişmeye ilaveten Mısır geçici yönetimi Gazze konusunda başka bir olumlu adımı da atmaya başlamış bulunuyor. Bu da Mübarek rejimi tarafından Gazze'ye tüneller vasıtasıyla yapılan geçiş ve mal sevkiyatlarını önlemek için inşa edilen çelik duvarın inşasını askıya almış olması. Haberler, geçici yönetimin geçen ay başında bu kararı aldığı ve artık çelik duvarın tarih olduğu yönünde. Mübarek rejiminin 2009 sonlarında Amerikan ve Fransız uzmanların yardımıyla inşasına başladığı bu duvar şayet istendiği gibi hayata geçirilseydi Gazze tünellerinin birçoğunu devre dışı bırakacak, mal trafiğine büyük sekte vuracak, Gazze halkının acısını biraz daha artıracaktı. Ancak, artık bu söz konusu değil. Bu da sevinilecek bir başka gelişme elbette.
Bu durumda Gazze bakımından yeni bir sayfanın açılacağı söylenebilir. Bu sayfada artık Mısır'ın engellemesi, yasakları olmayacak. Refah kapısı, Mısır yönünde bir daha kapanmamak üzere açılmış olacak.
Bu şüphesiz Gazze'ye yardım göndermek ve götürmek için gayret edenleri de memnun edecek; zira İsrail denizde engellese bile Mısır limanları (özellikle Gazze'ye yakın El Ariş) yardım teşkilatları için açık olacak ve Gazze'ye geçiş sorun olmayacak. Bu bakımdan yardım konvoyları için İsrail ile gereksiz sürtüşmelere, karşılaşmalara da gerek kalmayacak.
Yakında bütün engeller kalkacak ve Refah kapısı yıllar sonra tamamen, şartsız ve tahditsiz olarak Gazze halkının faydasına açılmış olacak. Bunun sonucunda da Gazze'nin Refah tarafı görülmemiş bir dinamizme kavuşacak. İsrail ise bunları sadece seyredecek.
Kaynak: Zaman