Geçen hafta boyunca... Konunun derinliğini ve farklı yüzlerini Ece Üner "in çok başarılı röportajlarıyla ekrana taşıyan CNNTürk"ün deyişiyle, "En zor meslek: İşsizlik".
İşsizlik konusunun ve bir hafta süren röportajların topluca ele alındığı CNNTürk"deki programa dün konuk olarak ben de katıldım.
Tam programa girmeden önce açıklanan son rakamlar, "En zor mesleğin" biraz daha zorlaştığını söylemekteydi.
Çünkü işsizlik hem oransal olarak, hem de işsiz sayısı açısından belirgin bir şekilde artmıştı.
Üstelik bu artış, bir milyon kişinin iş bulmaktan umudunu kesmesi ve istatistiklerde işsiz olarak görünmemesine rağmen gerçekleşmekteydi.
Dünyada ilk sinyallerini veren ekonomik durgunluk da işsizlik oranını kışkırtmaktaydı.
***
2006"nın Kasım ayında yüzde 9.6 olan işsizlik oranı 2007"nin Kasım ayında yüzde 10.1 oldu.
Biz çok genç bir nüfusu sahibiz... Gençlerimizin çoğu çalışmıyor.
Sadece gençler mi?
Kadınlarımız da çalışmıyor... Hatta öyle ki on üç milyon kadın "ev kadını" kabul edilerek işsiz sayılmıyor.
Bu nedenle işgücüne katılım oranı yüzde 46.9.
Ne demek?
İstese çalışabilecek olan nüfusun, yani 49,5 milyon kişinin yarısından fazlası çalışmıyor demek.
Ama büyük bir kitlenin çalışmadığı halde "işsiz" görünmemesine rağmen işsizlik oranı yükseliyor.
***
Halbuki...
Geçen yıl boyunca umut verici bir performans vardı.
Şimdi ise tersine dönüş sinyalleri alınıyor.
Olumlu yan ise tarımdan gizli işsizlerin kopmaya devam etmesi... Tarım modernleşiyor... İçindeki gizli işsizlerden arınıyor... Bu arınma da verimliliği artırmakta.
Ancak, yakın zamana kadar tarımdan kopanlar başka alanlarda iş bulabiliyor ve bu nedenle de işsizlik azalıyordu.
Bu çeyrekte olmadı.
Tarım sektöründe çalışan sayısı 349 bin kişi...
Tarım dışı sektörlerde çalışan sayısı da 19 bin kişi azaldı. Tarımdan kopanları tarım dışı sektörler ememedi.
Peki, son durumumuz nedir?
İstihdam edilenlerin yüzde 48.4"ü hizmetler...
Yüzde 25"i tarım...
Yüzde 20.6"sı sanayi...
Yüzde 6"sı inşaat sektöründe çalışmakta.
***
Şu anda 2 milyon 350 bin işsizimiz var... Yani yüzde 10.1 seviyesinde.
İşsizlik oranı kentlerde 12, kırsal yerlerde de yüzde 7.1.
Vahim bir nokta da genç nüfusta işsizlik oranının yüzde 20 olması... Bu oran geçen yıl aynı dönemde yüzde 19 idi.
Genç nüfusun işsizlik oranı acillerin acili bir sorun... Kentlerin varoşlarında biriken bu becerisi az genç kalabalıkların yarına olan umutlarının azalmasını engelleyecek acil makro planlara ihtiyaç var...
Genellikle eğitimden ve üretimden kopmuş ama iyi yaşamak isteyen milyonlarca insan... Küsmeye başlamaları halinde ülkenin yarını da kararır.
***
İşsizlerin 73.4"ü erkek nüfustan oluşuyor...
İşsizlerin yüzde 56"sı lise altı eğitim... Becerileri yok yani.
Ya çalışanlar... Aslında onların da konumu işsizlerden pek farklı değil.
İstihdam edilenlerin yüzde 75"i erkek, bunların yüzde 61"i lise altı eğitimli.
Kısacası, çalışanı da çalışmayanı da çoğunlukla mesleksiz.
***
İstihdam edilenlerin yüzde 59.7"si ücretli, maaşlı ve yevmiyeli.
Yüzde 27.3"ü kendi hesabına çalışıyor ya da işveren.
Yüzde 13"ü ücretsiz aile işçisi konumunda... Aile yanında ücretsiz çalışanlar tarımdaki gizli işsizler... Hala çok yoğunlar.
Kendi hesabına çalışanların büyük bir kısmı küçük esnaf... İşverenlerin oranı ise toplamın içinde çok daha küçük.
Diğeri de memur, işçi, gündelikçi .
Aslında bu bir toplumsal fotoğraf... Her türlü analize elverişli bir hammadde.
***
Ağır toplumsal sorunlarımız var.
İşsizlik bunların arasında en yakıcı olanı... Ve oranı artmakta.
Toplumun delici sorunları köklü bir şekilde çözülmeyi bekliyor...
O sorunları çözdükçe avara kasnak dönüp dolaşmamız da son bulacak.
Ama doğrusu yukarıdaki tablo maalesef şimdilik çok da umut verici değil.
Kaynak: Star