Yemen için, Amerika'nın terörle savaşında kullandığı cephelerden biri olduğu söylenebilir. Hatta bu tamamıyla açık bir cephe. Ülkenin tümünü kapsıyor ve halkı, her an bir hava bombardımanına hazır bekliyor. Yemen semalarında sürekli insansız hava uçakları masum insanları öldürüyor, - nadiren de olsa özür dileniyor-. Ama bu özrün Yemenlilere bir faydası yok. Savaş devam ediyor, aynı hatalar sürekli tekrarlanıyor.

Amerika'ya göre, tüm Yemenliler El Kaide'nin bir savaşçısı. Bu yüzden ölümleri meşru gösterme çabası içinde.  Ülkenin dini- siyasi hareketleri ise Burma'daki ölümleri kınayan açıklamalar yapıyorlar ancak Yemen'i savaş alanı olarak gören ve sonu gelmeyecek çatışmaları açık bir cephe ilan eden düşmanlara karşı çıkacak cesareti gösteremiyorlar.  Şu ana kadar hiç kimse Amerikan bombalarının meşruiyeti ile ilgili bir soru sormadı. Veya hiç kimse Amerika'nın Yemen'den atmaya çalıştığı düşmanların gerçekten var olup olmadığını merak etmedi.

Yemen'deki din adamlarına ve siyasilere göre bu savaş üzerinde sessiz kalınması gereken bir savaş. Çünkü savaş yaşananların sonucu ve Yemen'deki olayların bir doğası olarak ortaya çıktı. Bu yüzden de bedeli ödenmeli ve savaşın devamı boyunca her türlü tartışmadan ve sorudan uzak durulmalı. Savaşlar ya zaferle ya da hezimetle sonuçlanır. El Kaide'yle olan savaş ise Amerika'nın küresel kibrinin bir başka yüzünü temsil ediyor. Amerika beklenen iki sonuçtan ise kendi planladığı seçeneğin çıkmasını hedefliyor.

Yemende halk Ali Abdullah Salih'e karşı veya ona destek olmak için meydanlara döküldüğünde bu savaşı unutmuşlardı. Üstelik savaşın mucitleri bir an bile zehirli hediyelerini sunmaktan geri kalmamışlardı. Amerikan askerleri için Yemen topraklarında öldürme görevinin verilip verilmemesi bir sorun değildi. Onlar zaten istediklerini öldürüyorlardı. Aynı anda Yemen'de meydanlarda da bu güçlerin doğru bildiklerini yapmalarında elde ettikleri hakkın Yemenliler için bir farkı olmadığı gözüküyordu.

Diğer taraftan Yemen'de El Kaide'nin varlığı kimse için sürpriz olmadı. Hiç kimse bu varlığın getireceği tehlikeleri ve yansımaları hakkında uyarılarda bulunmadı. Yalnızca eski başkan Batı'ya karşı şantaj olarak kullanmayı ve terörle savaş konusunda Batı'da bir tedirginlik oluşturmayı amaçladı. Ancak bu adım bile Yemen için yazılan senaryoda bir değişiklik yaratamadı. Peki, El Kaide Yemen'in sosyal, kültürel bir parçası mı? Buna inanmak tabi ki mümkün değil.

Tarihsel olarak, Yemen, coğrafi kesimlerin ve kabilesel bileşenlerin oluşturduğu bir bölgede bulunuyor. Kültürel ve dini mirası sayesinde ise birbirinden farklı birçok entelektüel düşünce için güvenli bir sığınak görevi görüyor. Ancak El Kaide hareketi bu entelektüel yapının bir parçası değil. El Kaide silahlı bir örgüt ve politik yapısını güç kullanarak oluşturmaya çalışıyor. Bazıları buna itiraz edebilir. Çünkü onlar bu örgütün ve Yemen'de etkin olan diğer dini grupların fikri ve eylem yapısında ortaklıklar kurarak birçok şeyi görmezden geliyorlar.

Yemen sahip olduğu bu toplumsal kıvrımların neden olduğu bu hareketlerin nüfuzları nedeniyle diğer devletlerin modern standartları ile arasına mesafe koyuyor. Ülke kendi asrında yaşıyor ve bu asra göre demokrasi ve modernizm yalnızca kulaktan dolma bilgilerle ve yaşını doldurmuş aydınların yazdıkları sararmış yapraklardan alınan bilgilerle yaşanıyor. Yapmamız gereken dini düşünce ile ona karşı olan onunla yarışan aşırıcı fikirler arasındaki mesafeyi abartmamamız. Bu ikisinden birini tercih etmek bile, modernizmi küfür olarak algıladıklarından dolayı daha iyi bir seçenek olarak gözüküyor.

Yemen her zaman şiddeti veya aşırlığı ne boyutta olursa olsun tüm dini eğilimler için bir kuluçka vazifesi gördü.  Bu, zayıf toplumun dayanabilirliği göz önünde bulunarak gerçekleşiyor. İşte bu yüzden de Yemenliler her gün yanlışlıkla bir ceset kurban ederek bedel ödüyor. Bir taraftan El Kaide'nin ülkelerinde bulunmasından üzüntü duymazken, diğer taraftan örgüt üyelerini kendi ülkelerinden çıkarmayı hedefleyen eylemlere itiraz edemiyorlar. Aradaki bu uçurum ise yemenin ölüleriyle sanki mutlu olduğuna işaret ediyor.

Kaynak: Middle East Online
Dünya bülteni için çeviren: Tuba yıldız