Demokrasiyi falan unuttular. Milletin iradesi umurlarında bile değil. Sokağın iradesi ile sonuç alabileceklerini düşünüyorlar ve bu noktada birbirlerini fena halde dolduruyorlar. Sandığa kaç milyon insan gidiyor?O önemli mi?Tandoğan Meydanına ya da Sıhhiye'ye 100 bin insan, hadi bir milyon olsun, topladınız mı, dağları devirirsiniz, değil Çankaya'yı düşünmeyi pahalıya mal etmek...1957'de de Demokrat Parti'nin yeni seçimleri kazanması garanti imiş, seçimlere varmadan başına neler gelmiş. Ak Parti'nin kasım seçimlerinde başarılı olacağı varsayılıyorsa, bu tarafı da düşünsün!Olmadı, Cumhurbaşkanı olduklarında başlarına ne geleceğini düşünsünler.Cumhurbaşkanlığından geçtik, bundan sonra başbakan olmalarına bile tahammül edilir mi, hesap etmek lazım!Vay, vay, vay! O kaynaklardan medyaya sızan öfkeye baktığınızda, bu kadarı akla zarar demekten kendinizi alamıyorsunuz. Gözler kızarmış, mı demeli, kararmış mı?Hangi ülkede yaşıyoruz?Kostaklanan kostaklanana!?Boşa kostaklanma kostak değilsin, paşam!? Acaba kim için söylendi bu türkü?Cumhuriyet'in 80 yılı geçiyor, içini demokrasi ile dolduramıyorsunuz. -Acaba Tayyip Erdoğan'a mı karşılar?-Yoksa acaba Ak Parti'nin seçeceği herhangi birine mi karşılar?-Ak Parti, eski Genelkurmay Başkanını seçerse karınlarının şişi iner mi? Yoksa onun da bir yerlerinde ?Dincilik? virüsünün bulunduğuna ve Ak parti oylarıyla bir yerlere gelirse, bu dincilik virüsünün harekete geçeceğine mı inanırlar? -Acaba Ak Parti Demirel misyonunda birisini seçerse, buna fit olurlar mı?-Ya da Tayyip Erdoğan, Çankaya'ya çıkınca Demirelleşeceğine söz verirse.... İnanırlar mı, yoksa ?Demirel olmaya değil, Kenan Evren olmaya söz verse ona inanmayız? mı derler? Aman Allahım, şu dört yıl nasıl geçti?Çankaya birdenbire nasıl sembol haline geldi??Çankaya - Son kale? ukdesi geldi yerleşti birilerinin boğazına... Yutamıyorlar. Hatırlıyorum da, İstanbul ve Ankara Belediye Başkanlıkları refah kadrolarının yönetimine geçtiğinde müthiş bir öfke ve panik yaşanmıştı. Demokrat parti'nin CHP'den iktidarı aldığı seçimleri yaşamadım, ama bundan daha az bir öfke ve paniğin yaşanmadığını tahmin etmek zor değil.-İktidar kimin olsun?Kavga bunun kavgası...Aslında, demokrasi dedin mi, iktidarı, halkın iradesine veriyorsun demektir.Ama buna hep ?Olabildiği ölçüde? şerhini düşmek gerekiyor; dünyada da Türkiye'de de...Güç odakları dediğimiz şey, iktidarsız olamayan şeydir. Para ile buluşmuş, örgütlenmiş, silah ile buluşmuş, iç ? dış payandalar bulmuş odaklar, iktidarı bir biçimde elde tutmak isterler. Demokrasi içinde bu iktidar, halktan oy alınamıyorsa, halktan oy alanların ?bir biçimde? kontrol edilmesiyle elde tutulur. İçten fetih, kuşatma, içini boşaltma ve yeniden doldurma...?Bir biçimde? nin içine de, gözdağı girer, tehdit girer, iç ? dış pazarlıklar girer...Hafta içinde Fatih Çekirge imzasıyla Hürriyet'e, hem de Tayyip Erdoğan'a yakın olan birisine atfen manşet olan konu... Bir Cumhurbaşkanı şablonu...?Olacaksan böyle ol!? mesajı. Tayyip Erdoğan'a çok yakın bir kaynak, diyesi ki, ?Olacaksa böyle olsun!? Yani Tayyip Erdoğan'ın kendisine biçtiği şablon...Tayyip Erdoğan oraya varınca bir kere daha değişecek. (Ak parti'yi kurarken değişim söylemini kullandığı gibi...) Hani Demirel değişti ya! 28 Şubat Demirel'i Çankaya'ya özgü bir Demirel oldu ya... ***Doğrusu tarihi bir süreç yaşıyoruz.Bu gerilim, Türkiye tarihini izleyenler için son derece ibret verici bir siyaset laboratuarı özelliği taşıyor. Müthiş bir sinir savaşı...Önce Tayyip Erdoğan'a ?Olamazsın? oyunu..Şimdi ?Çankaya'ya Abdullah Gül daha iyi yakışır? oyunu...Sonra ?Eşi başörtüsüzler ? Düşük profilliler? değirmeni...Bu gerilim ortamında Ak Parti'de zihinler nasıl bir sınav verir doğrusu merak ediyorum. ***Tayyip Erdoğan aday olacak mı? Olacaksa, adaylığını açıklasa bundan daha çok mu hedef haline getirilirdi?Olmayacaksa, başka adaylarla yapılan kıyaslamaların sürece nasıl bir etki yapacağı hesaplanmış mıdır? ***Ak Parti uçağı dört buçuk yıl boyunca pistte hızlandırdı. Abdullah Gül'e göre havalanma da gerçekleşti. Acaba yeterli irtifa sağlandı mı? Çankaya, yeniden yere kapaklanma riski getiriyor mu? Çankaya süreci bir kriz yönetimini gerektiriyorsa, bu kriz yönetiminin tüm operatörü Tayyip Erdoğan mıdır, yoksa bu kadronun içinde yer alan başka beyinlerin katkısından da istifade edilmekte midir? Gürler gerilimini gazeteci olarak yaşadım. Özal'ın seçilişindeki gerilimi yaşadım.Bugün Türkiye, 12 Mart ve 12 Eylül sonrası gerilimden daha farklı bir gerilimi yaşıyor. 28 Şubat'ın dönüşüm süreci içindeyiz. Derin planda, Türkiye'nin en sancılı alanı Din ? Toplum ? Devlet ilişkisine dair sancı var. Türkiye bu gerilimi de kazasız atlatırsa, belki demokratik süreçte bir hamle daha yapılmış olacaktır. Aslında sancılı süreçler, askeri de zorlu şartların içine itti, tartışılır hale getirdi. Askerin, halk iradesine karşı devreye sokulduğu hiçbir kırılma noktasında da, asker lehine bir gelişme olmadı, aksine kısa süre sonra askeri müdahalenin tam zıddı siyasi gelişmeler yaşandı. Ben bu dönemde, asker noktasından da daha basiretli bir kriz yönetimi uygulanmasını temenni ederim. Hem askere hem Türkiye'ye kaybettirmeyecek bir kriz yönetimi...