Sefaletin zengin filozofları.
Tanrının en kirli bağış elçilileri.
Mesaisi dua, kıblesi dirhem olan abdestsiz kavim.
İnsan ruhuna dayadığı merdivenle tanrının kapısını zorlayan habis sefiller topluluğu.
Para üstü vermeyi asla kabul etmeyen şirret ve küstah esnaflar
Sefalet makamından eşrafın tasavvuruna hükmeden, insan algısına en savunmasız noktadan müdahale edebilen bu bozuk para zenginleri, şark toplumunun savunmasız ama korkusuz Allahçıları olarak adım başı yolumuzu kapatmış durumdalar.
Pişkinliği haddi aşan bu güruhun dilenmeyi zorbalığa vardırması, kayrayı suç sayılacak eyleme dönüştürür.
Dilencinin ateistine rastlamak muhaldir şark toplumunda.
Şark toplumunda Tanrı adına dilenenlerin, Tanrının hoşnut olmadığı bir davranışı sergilemesi düşünülemez.
Onun içindir günahları gizli, onun için suçları tanıksızdır.
O hep, aziz kabul edilen ekmek için dilenir ve aldığı her dirheme karşılık çoluk-çocuk ve sevdiklerinizi bağışlaması için tanrıya yakarır.
Ayakta dileniyor ve de sarhoşsa iki metre uzaktan açar ellerini.
Tanrının sevmediği bir kokuyla onun cömert kulunu rahatsız etmek istemez.
Dilenirken şarap içiyorsa onu suçüstü yakalamak mümkün değildir.
Çünkü tanrı adına dilendiği parayı şaraba yatırmanın ayıp ve de günah olduğunu bilir.
Onun için şarabını saklayacak kadar namusludur. Ya da namussuzdur. Bu ancak kayrada bulunanın tanrıya olan inanış şekliyle yükleyebileceği bir kimliktir.
Batı toplumunda dilenciler, elinde kadehiyle tasvir edilen İsa"nın, son yemek mizansenindeki hazin duruşuyla açarlar ellerini.
Ve yanı başlarında kendilerinden daha dik duran şarap şişelerini gizlemeyi düşünmezler.
Çünkü onların tanrı tasavvuru şahsidir ve dolayısıyla siyasi izah ve istismardan varestedir.
Din dâhil, her şeyin pazarlık konusu olabildiği şark toplumunda düşmanlıklar kutsal kavramlara küfredilerek ifade edilir.
Onun için bir kavgada taraf olandan çok onun anası ve avradı düşmanının hedefindedir.
En onurlu kavgaların açış konuşmasıdır ana-avrat küfürleri.
Bir dilenci, sizi ana ve avradınıza bağışlaması için tanrıya yakarırken, düşmanınız önce onları hedef alır.
Şark toplumunun dilencileri siyasidir.
Ve şark toplumunun siyasetçileri de insan ruhuna dayadığı merdivenle tanrının kapısını zorlayan bir dilenci kadar Allahçıdır.
İkisinin tanrı tasavvuru aynıdır.
Bir dilenci, önünden geçen her kesin cebindeki bir dirhemi alabilmek için ALLAH der, bir siyasetçi onun oyunu almak için.
İkisinin de tanrı tasavvuru siyasidir ve ahlaki umdelerden varestedir.
Sarhoş, necis, habis ve müptezel dilenci güruhunun Tanrı tasavvuru ile; Batıcı, laik, modernist, pozitivist ve opürtinist siyasetçilerin Tanrı tasavvuru arasındaki farkı, ahlaki ya da felsefi olarak kim nasıl açıklayabilir?
Tanrı için siyaset yapanlarla, siyaset için Tanrıya sığınan pragmatist siyaset kurumlarını iyi ayırt etmek gerekir.
Tıpkı bir yoksulla bir dilenciyi farklı kılan kriterler gibi.
Siyaset bir dünya işi ise ve dilenmek bir dirhemle giderilecek açlık ise tanrının ne işi var.
Tanrı zaten Ahkam-ül Hakimin ve herkes için Gani ve Rezzak"tır.
Kutsal kavramların kendilerine ikbal getirmediğini düşünenlerin bir gün bütün kutsallara küfrederek bir kavgaya girecekleri ihtimalini unutmamak lazım gelir.
Şark toplumunda siyasetçinin ve dilencinin ateistine rastlamak mümkün değildir.
İkisi de Allahçıdır ve ikisinin de tanrı tasavvuru aynıdır.
Tanrıya kul olan siyasetçilerle tanrıyı kullara sunan siyasetçilerin kavgası başlıyor.
ALLAH diyenler elini kaldırsın