Saat on dokuz otuz...Yazıyı yazmak durumundayız. Türkiye genelinde bu saat itibariyle durum ne? Sandıkların yüzde yetmişi açılmış. Durum ne? AK Parti ezici bir üstünlük sağlamış. Aldığı oy oranı yüzde elli civarında.


Saatler ilerledikçe durum farklaşır mı? Soruyu uzmanlara soruyorum. Üç aşağı, beş yukarı durum aynı gider, çok büyük bir değişim olmaz diyorlar...

Muhtemelen AK Parti biraz düşer, diğer ikisi de biraz daha artar...

***

Bu seçimin önemi neydi? Önemi şu...Bu bir referandumdu.

Neyle ne arasında?

Demokrasiyle, askeri vesayet arasında.

Halk ne dedi?

Demokrasiye çekilen silaha bakarak...

‘Katili gördüm’ dedi.

***

Başka ne dedi?

‘Yetti gayri’ dedi.

Ve ‘davrandı’.

Bu seçimin ilk sonucu, artık seçmenin büyük çoğunluğunun sivil siyasete ikide bir askeri müdahaleden fena halde bunaldığını göstermesi.

Bizans’da oyun bitmez ama...

Türkiye’de 22 Temmuz akşamı itibariyle ‘demokrasi tırmanmakta’...

***

Asker ve sivil bürokrasinin değişime karşı olan etkin kesimi ne planlıyordu?

Her zamanki gibi olan biteni anlamak yerine...

Devlet eliyle siyaseti tanzim etmek peşindeydiler.

Nasıl?

CHP’yi...

MHP’yi ittirerek...

Kan üzerinden...

Şehit üzerinden...

Cumhuriyet üzerinden...

Laiklik üzerinden...

Kısaca ‘insan odaklı’ bir anlayışı red ve inkar ederek...

Korku üreterek siyaset yapma çabası içinde oldular.

Sonuç ne?

Halk iradesi kazandı.

Bir kez daha...

‘Devletin siyaseti tanzim etme’ çabası tutmadı.

Halka karşı devlet entrikası başarılı olamadı.

***

Devlet eliyle topluma nizam vermek isteyenler...

Demokrasiye karşı cumhuriyeti kullanıyordu.

Askeri muhtıra ertesinde yapılan mitingler ne mitingiydi?

Cumhuriyet.

Halbuki yara almış olan demokrasiydi.

Halk durumu düzeltti.

Demokrasinin yarasını onardı, cumhuriyeti demokrasiye karşı kullananları uyardı.

AK Partisi zıplarken, CHP’nin duvara çarpması budur.

***

Sosyolojik olarak bakarsak...

Türkiye, Gümrük Birliği’nden beri modernleşiyor.

Bu nasıl bir modernleşme?

Üretim biçimini dönüştüren... Bizi köylü ve esnaf ülkesi olmaktan çıkarıp daha yukarı taşıyan bir dönüşüm.

Sanayide mesafe almamıza yol açan...

Üretimi kışkırtan ve piyasayı derinleştiren bir merhale.

***

Biz görüntü modernleşmesine alışmıştık...

Batının tüketim modelini taklit eden...

Ama köy ve esnaf gerçeğini hep sabit tutan...

Devlet elitlerinin...

Bürokrasinin egemenliğini koruyup başöğretmenlik yaptığı...

Jakoben bir değişim...

Kemalist bir modernleşme.

Şimdi ise sahneye halk girdi...

Demokratik modernleşmeye adım atıldı.

***

Türkiye...

Modernleşme...

Ve devletleşme seçenekleriyle karşı karşıyaydı.

AB sürecinin ivme kattığı modernleşmeden yana mısın?

Demokrasi ve zenginlik istiyorsun musun?

Yoksa...

Değişime ayak uyduramayanlardan...

Lumpenleşme sürecindekilere ‘idam vaat eden’ politikalardan...

Devlet olanaklarıyla eski tek parti zihniyetinin devamından yana mısın?

Türk halkı, demokratik modernleşmeden yana tavır aldı.

***

AK Partinin bundan böyleki siyasetini de...

‘Lumpenler’ ve ‘devletleşme’ kategorileriyle olan ilişkileri belirleyecek.

Ama bunu sonra konuşuruz.

Şu an en önemli ve belirleyici yorum şu:

Demokrasi tırmanıyor...

 

Kaynak: Star