Yer Huneyn savaşı… Süleym oğulları öncü süvari birliklerini teşkil ediyorlar. Halid bin Velid'de onların kumandanı…

Peygamberimiz Aleyhisselam bir kadın ölüsüne rastlamıştı ki halk onun başında toplanmıştı. Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav):

- Nedir bu, diye sordu?

- Bir kadındır. Halid bin Velid öldürdü, dediler.

Peygamberimiz Aleyhisselam orada bulunan birisine:

- Halid'e yetiş, ona:

- Resûlallah seni çocuk, kadın ve hizmetçi öldürmekten men ediyor, de! buyurdu.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) bir süre sonra başka bir kadın ölüsü gördü ve onu kimin öldürdüğünü sordu. Bir adam:

- Onu ben öldürdüm ya Resûlallah! Kendisini terkime almıştım. O beni öldürmek isteyince, ben onu öldürdüm, dedim. Bunun üzerine Peygamberimiz Aleyhisselam onun gömülmesini emretti.

Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) mücahitlerin çocukları da öldürmeye başladıklarını işitince mücahitlere:

- Dikkat ediniz! Çocuklar öldürülmeyecektir.

- Dikkat ediniz! Çocuklar öldürülmeyecektir.

- Dikkat ediniz! Çocuklar öldürülmeyecektir, buyurdu.

Useyd bin Hudayr:

- Ya Resûlallah! Onlar müşriklerin çocukları değiller mi? diye sorunca, Peygamberimiz Aleyhisselam:

- Sizin en hayırlınız da müşriklerin çocukları değiller mi? Her çocuk İslam fıtratı üzeri doğar. Dili dönünceye kadar öyle gider. Daha sonra anne-babası onu ya Yahudileştirir ya Hıristiyanlaştırır ya da Mecusileştirir, buyurdu.

Hakikat çocukların tertemiz bir yaratılışa sahip olduklarıdır. Ona şekil veren başta anne ve babası olmak üzere çevresidir. Çocuk, üzerine yazılmaya hazır tertemiz bir sayfa gibidir. İyi veya kötü etkilere açıktır. Çocukların bu temiz fıtratlarının korunması ve kirletilmemesi anne-babalara düşen önemli bir görevdir. Onu için İmam Gazali: "Çocuk ana babasının yanında bir emanettir. Onun temiz kalbi tamamen boş, saf ve kıymetli bir cevherdir. O her türlü nakışa kabiliyetli olduğu gibi, meylettirildiği her şeyi almaya da elverişlidir. Eğer çocuk hayra alıştırılır, hayırlı şeyler öğretilirse, hayır üzere büyür, dünya ve ahirette mesut olur" diyerek çocukluk dönemindeki eğitimin önemini vurgulamıştır.

Çocuklar, kendilerine söylenenlerden daha çok gördüklerine, yaşadıklarına ve tanık olduklarına itibar ederler. Sözlerden daha çok yaşadıkları, onlar üzerinde etkili olur. Bu bakımdan küçük yaştan itibaren onların İslâmî kimlikle yetişebilecekleri bir ortamda bulundurulmaları ve bu ortamın atmosferini solumaları son derece önemlidir.

Biz insanlar geçmiş ve geleceğin o kadar etkisi altındayız ki şu anda kısaca geziniyoruz. Bir çocukluğumuz ve yaşadıklarımız yönlendiriyor bizi bir de gelecekte olmasını istediğimiz hedeflerimiz… Hepsi de çocukluk döneminin etkisinde gerçekleşiyor aslında. Kızgınlıklarımız, sevinçlerimiz, insanlar arası ilişkilerimiz, değerlerimiz…

Bir karar vermiş olduğumu düşünebilirsiniz. Hata etmiş olursunuz. Çünkü bir köle (Doğan Cüceloğlu'nun tabiriyle yetişkin çocuk) nasıl karar verebilir? Seçeneği olmayan kişinin bir kararı olamaz. Bir kölenin hayatında hür kişiye nazaran daha az tesadüf cereyan eder, ancak meydana gelmeye başladıklarında ise ardı arkası kesilmez. Onun için bir köle asla bilmez, yalnızca önceden sezer. Sezdiği ise önceden bildiği, öğrendiği ve gördüğü şekilde ya da biçimdedir.

Hayatınızda sahibinizin sesine benzer hiçbir ses yoktur. Sizi çağırdığında sesinden kaçamazsınız… Nerede ve hangi zamanda olursanız olun artık o ses sizi yönlendirir. Onu yaşar, onu hissedersiniz. Sevginiz ve hüznünüz odur. O ses sizi esir almıştır ve hayatınız o sesten geriye kalandır. Sadece son sesin hangisi olacağına karar veren yalnızca Allah'tır.