Moskova ve Pekin, “Suriyelilerin liderliğinde demokratik ve çoğulcu bir siyasi sisteme siyasi dönüşüm” çağrısında bulunan BM Güvenlik Konseyi kararını birlikte engellediler. Karar sadece büyük Batılı güçler -Fransa, İngiltere ve ABD- tarafından değil Güvenlik Konseyi’nin diğer tüm üyeleri ve Arap Birliği tarafından da destekleniyordu.
Bu davranışlarının altında yatan mantığı görebilirsiniz: Çin ve Rusya BM’de insani açıdan önemli her türlü hareketten hep korkmuşlardır. Zira bu hareketlerin, Çeçenistan, Sincan ya da Esad tarzı demir yumruk indirmeye karar verdikleri her yerde yaptıklarına karşı eleştiriler için kullanılmasından korkuyorlar. Ama bu son adımlarının etrafındaki olaylar üç sebepten dolayı alışılmışın dışında kötüdür: (1) Bu, Esad’ın kuvvetlerinin Humus’ta masum sivilleri katletmesiyle aynı gün meydana geldi. (2) Esad rejiminden nefret, şiddet görüntülerinin Twitter ve diğer sosyal medya vasıtasıyla yayılması sayesinde hemen hemen evrensel, küresel bir olaydır. (3) Esad’ın rejiminin bir şekilde önümüzdeki haftalarda çökmeye mahkum olduğu görülüyor. Mesele bunun ne kadar çabuk meydana geleceği ve yerine neyin ikame edeceğidir. Bu yüzden, Çin-Rus adımının, bölgedeki bir müttefiklerinin korunmasına dair en ufak bir faydası bile yoktur. Bu ancak isyancılara vurulmuş öfke dolu bir tokat ve yeniden iktidarı ele geçirmesi için nafile çabasında Esad’a, onları öldürmeye devam etmesi için yakılmış yeşil ışıktır.
Realpolitik düzlemde bu Batı için büyük bir kazançtır: Batılı ülkeler, teorik olarak Suriye'de barışçı bir sonuç çıkaracak BM Güvenlik Konseyi kararı için çalışmış olmanın verdiği ahlaki avantajın keyfini çıkarıyorlar. Ama şimdi onlar gerçekte Humus ve Şam'da mevcut durumu değiştirmek için zorlu işe girişmek zorunda değiller. Onların hem karınları doyar hem de pastaları halen ellerinde bulunmaya devam eder.
Diğer taraftan, şimdi Çin ve Rusya, Esad iktidardan düşünceye kadar Suriye şehirlerinde her gün, her bir protestocunun ölümüyle ilişkilendirilecektir.
Daha önce de belirttiğim üzere, Ruslar aslında güçlü ifadelerle dolu bir BM kararının, Suriye'de Batı'nın talihsiz bir askeri müdahalesine yol açacağından endişe etmekte haklılar. Ama bu korkuları soyut olarak ifade etmek bir şeydir, Güvenlik Konseyi'nde gerçek bir karar için veto düğmesine basmak başka bir şeydir. Dünyanın kan dökülmesine dair ümidi artıyor. Rusya ve Çin için akıllıca yol, gururlarını sineye çekmek ve kararın geçmesini sağlamaktı.
1 Şubat'ta savunduğum gibi, Şam'da Suriyelilerin kendileri için de korkunç olan şiddetli statüko, aslında Batı için stratejik bir nimet oldu:
Hamas, Esad rejimini desteklemeyi reddettiği için grubun liderleri Şam'dan kovuldular ve şimdi önemli ölçüde yurtsuzlar. İran'ın Esad'a verdiği sürekli destek, Tahran'ı tüm Arap dünyasında ahlaki açıdan küçük duruma düşürdü, Mahmud Ahmedinejad'ın Batı'nın yeni sömürgeci gücüne karşı ahlaki İslami hakikati anlatmak iddiası komik hale geldi. Aynı şey İran'ın Lübnan'daki bağlısı, Esad'ın tarafını tutan Hizbullah için de doğrudur. Bir kere, Levant'ta harekete geçen Arap eylemciler, Yahudiler, İsrail ya da Amerika'ya kanlı suçlamalarda bulunmak yerine kendilerini terbiye etmeyle daha ilgilidirler.
Biz bu stratejik faydalar listesine şimdi Çin ve Rusya'nın dünya sahnesinde ahlaki açıdan küçük düşmesini de ilave edebiliriz.
Kaynak: National Post
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas