Nükleer bombalara karşı kalkan oluşturma hayali, nükleer dönemin ilk günlerinden bu yana vardır. Bunun altında yatan fikir, hep aldatıcı derecede basit olmuştur: Okyanusu geçerek Sovyetler Birliği'nden Amerika Birleşik Devletleri'ne (ya da tam tersi) atılacak nükleer başlıklı kıtalararası balistik füzeleri düşürebilecek füzeler yap. Her ne kadar bu, kurşunu kurşunla, oku okla vurmaya çalışmaya denk bir durum olsa da bunun yapılabileceğinden emin olan siyasi ve askeri liderler hep mevcuttur. Bu konuda en son çabalar, 27 sene önce Reagan yönetiminin Stratejik Savunma Girişimi'yle başladı, o zamandan bu yana füze savunma kurumları tarafından da sürdürüldü.
Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’da bağımsız bilim adamları ve mühendisler, sürekli geçmişteki çabaların başarısızlıkla sonuçlanacağına hükmettiler ve bu tür füze savunma planlarının teknik olarak niçin mümkün olmayacağını gösteren detaylı raporlar yazdılar. Bu teknik eleştiriler ve olumsuz sonuçlara rağmen ABD hükümeti bu planların başarılı olacağı iddiasında ısrar etti. Şimdiye dek.
Eylül 2011’de ABD Savunma Bakanlığı’nın bağımsız danışma komitesi Savunma Bilim Kurulu tarafından, fazla fark edilmeyen bir rapor yayımlandı. Raporda, halen geliştirilmekte olan Erken Müdahale Balistik Füze Savunması’nda üç büyük problem tespit edildi. Göründüğü kadarıyla, (1) Avrupa Kademeli Uyarlanabilir Yaklaşım savunma sisteminde gerekli radarların hiçbiri yeterince güçlü değil, (2) mevcut füze savunma sensörlerinin hiçbiri savaş başlıklarıyla tuzaklar ya da diğer enkaz arasında güvenilir bir şekilde ayrım yapamaz ve (3) ABD istihbaratı zaten tuzak kurabilecek ve diğer karşı tedbirler alabilecek yabancı balistik füze rampaları olduğunu gözlemlemiş durumda. O halde, 27 senelik geliştirme ve 150 milyar dolar harcamaya rağmen halen etkili bir füze savunma kalkanı yoktur. Bu halen bir hayaldir.
Bu rapordaki bilgilerden yola çıkarak, uzun yıllardır hep duyduğumuz füze savunmasının kadük olduğu sonucuna varabiliriz. Rusya'nın, güvenliği için tehdit olarak gördüğü sistem çalışmıyor. Eğer problemler halledilecek olsa da -bu eğer önemlidir- sistem önümüzdeki uzun yıllar boyunca işler olmayacak.
Ama NATO Zirvesi'ne doğru komik bir şey oldu. Chicago'da 20 Mayıs'ta yapılacak toplantı öncesinde NATO yetkilileri halen sanki bir realiteymiş gibi füze savunma sistemi hakkında konuşuyorlar. Gerçekte ise, ay sonunda Avrupa'da füze savunmasıyla ilgili yeni iş birliği planlarını duyurmaları bekleniyor. Ayrıca, gerçekte bu yetkililer, yerleştirilmesi halinde yeni sisteme önleyici darbe indireceğini ileri süren Rusya'ya kızgınlar. Görünüre bakılırsa Rusya teklif edilen sistemi halen kendi füzeleri için tehdit olarak görüyor ve bu durum onun sinirlerini bozuyor. Yazık, bu tür düşünme Rusya'ya, Rusların pozisyonunun "haksız" olduğunu ifade eden NATO başkanından azarlama getirdi.
Şurası tam olarak açıktır: NATO, çalışması halinde -ki çalışmıyor- Rusya'nın kıtalararası balistik füzelerine karşı kullanılabilecek hayali bir balistik füze sistemiyle Rusların boğazını sıkmaya çalışıyor. NATO'nun sistem bir realiteymiş gibi davranmasından bu yana Rusya da aynı şekilde davranmak zorunda kalıyor. Bu yüzden Rusya, farzedileni yapabilecek kudrette olmasa da, yerleştirilmesi halinde füze savunma sistemini zorla sökeceğinde ısrar ediyor. Bu yüzden NATO ve Rusya, arzu edildiği istikamette çalışmayan bir silah sisteminden dolayı birbirlerinin boğazına sarılmış vaziyetteler. Arzu edildiği üzere çalışması halinde de sistem, NATO inkar etse de Rusların çıkarlarını epey tehdit eder görünüyor. Bu aslında "bir muammanın içine gizlenmiş bir bilmecedir." Winston Churchill'in 1939'da ifade ettiği üzere Rusya'nın bir bilmece olması yerine asıl NATO'nun füze savunma planları gizemli ve muammalı bir bilmecedir.
Bununla beraber, bu bilmecenin çözülebileceğine dair ümit var. Balistik füze uzmanı Ted Postol’dan Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya’dan mühendisler ve füze savunma uzmanları arasında, füze savunma planlarının açıklığa kavuşması için gayriresmi tartışmalar yapıldığını öğrendim. Stanford Üniversitesi'nin Uluslararası Güvenlik ve İşbirliği Merkezi’yle Rusya Bilimler Akademisi’nin Küresel Güvenlik İçin Bilim Adamları Komitesi’nin Eylül 2011’deki toplantısı, füze savunma işbirliği hakkında ortak açıklamayla neticelendi. Ortak açıklamada Rus sınırları yakınına füze durdurucular ve radarlar yerleştirilmesiyle ABD’nin kademeli uygulanabilir yaklaşımı hususunda Rusya’nın endişelerinin anlayışla karşılandığı ifade edildi.
Açıklamada ayrıca balistik füze işbirliği hususunda yol gösteren dört prensip ortaya konuldu:
(1) Füze savunması Rusya’yla birlikte Avro-Atlantik bölgenin güvenliğine katkı yapmalıdır.
(2) NATO’nun Rusya hakkında füze yerleştirmenin muhtemel etkilerini hesaba katması gerekiyor. Rusya’nın da İran’dan gelecek muhtemel füze tehditleri hakkında NATO'nun endişelerini hesaba katması gerekiyor.
(3) Balistik füze savunması, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında stratejik iş birliği yoluna engel koymamalıdır.
(4) Füze savunma iş birliği, şeffaflık ve açıklık ilkeleri üzerine kurulmalıdır.
İki grup arasında Mart’ta yapılan bir sonraki toplantının en ümit verici sonucu, Amerikalı ve Rus füze uzmanlarının, işe yaramaz mevcut kademe kademe uyarlanabilir yaklaşımın yerine geçebilecek “ileri aktif savunma" sistemi üzerinde araştırma ve geliştirme konusunda işbirliği yapmaları teklifiydi. Yeni ortaya atılan sistem hakkında iş birliği yapılmasının en az iki avantajı var: Bu, ortak balistik füze savunma sistemi geliştirmede iş birliği yaparken Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya arasında stratejik iş birliğini ilerletecektir; ayrıca teklif edilen sistem çalışabilir. Ortaya atılan bu iş birliği ifadelerinin, bu ayın sonunda yapılacak zirveden önce NATO yetkililerine ulaşmasını ümit ediyoruz. NATO ve Rusya’nın bir serapa yol açacak savunma sistemi üzerinde mecazi bir kapışma içine girmesi utanç verici olur.
Kaynak: Bulletin of The Atomic Scientists
Dünya Bülteni için çeviren: Emin Arvas