Jeremy Scahill

CIA, 2002 Nisan ayında, Amerika'nın Afganistan'daki operasyonlarının ilk safhalarında, Afganistan'a küçük bir tim yerleştirmesi için Blackwater'a 5 milyon dolardan fazla bir para ödedi. Eski bir donanma özel kuvvetler (Navy SEALs) mensubu olan şirketin sahibi Erick Prince, bir ay sonra yirmi kişilik timin bir üyesi olarak Afganistana uçtu. Blackwater, CIA'nin Kabil ve Afganistan-Pakistan sınırındaki Shkin istasyonunda çalıştı; faaliyetlerini Alamo olarak bilinen balçıktan yapılma bir kaleden yürütüyorlardı. Blackwater, Prince ve CIA arasındaki uzun bir ilişkinin başlangıcıydı.

New York Times, CIA'nin, "el Kaide'nin üst düzey yöneticilerine yönelik gizli bir suikast programının parçası olarak" 2004 yılında Blackwater'ı kiraladığı haberini verdi. Times'a göre "el Kaide'nin üst düzey üyelerini yakalamak veya öldürmek için yahut eğitim ve keşif yardımı için taşeron kullanmayı CIA'nin planlayıp planlamadığı belli değil."

Times'ın haberinde yer aldığına göre "CIA, bu program için Blacwater'la resmi bir sözleşme yapmadı fakat eski bir Navy SEALs mensubu ve bir aile servetini mirâs olarak devralan Blackwater'ın kurucusu Erick D.Prince dâhil üst düzey yöneticilerle şahsi anlaşmalar yaptı." "Suikast programının mahrem bilgilerine vâkıf emekli bir istihbarat yetkilisi Washington Post'a "taşeron kullanmak, bir şeylerin yanlış gitmesine karşı ishbarat servisine daha büyük bir korunma sağlar" dedi. Washington Post haberine göre "terörist komutanların hedef alınmasında Blackwater'a sorumluluk verildi, eğitim ve teçhizat için milyonlarca dolar ödendi fakat program, suikastlerin başlamasından evvel iptal edildi."

Örtülü paramiliter faaliyetler yürüten Operasyonlar Müdürlüğünde çalışmış eski bir CIA saha operatörü olan Jack Rice The Nation'a yaptığı açıklamada "CIA'nin Blacwater'la çevirdiği iş beni korkutuyor. Teşkilat tüm yönetimi ve yetkiyi özel bir kuruluşa, Blackwater gibi bir kuruluşa devrettiğinde kontrolü kaybeder ve ne olup bittiğini anlamaz" dedi. "Bunu daha da kötüleştiren, arkanızı dönüp inkar edebilmenizdir. 'Biz değildik, kararları alan biz değildik' diyebilirler. Her iki durumdan da yaralanmaktır bu. Amerikalılar adına yapılan işkenceler hakkında duyduklarımıza benziyor; birilerini Suriyelilere, Mısırlılara veya başka birilerine verip sonra da arkamızı dönüp "insanlara işkence etmiyoruz" dememize benziyor.

Kendisine telefonla ulaştığımız Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi üyesi Illinois Demokratlarından Jan Schakowsky, hassas isithbarat meseleleri üzerinde gizlilik yemini ettiğinden dolayı, New York Times'ın haberi öncesinde Kongre'nin Blackwater'ın bu programa dahli hususunda bilgisinin olup olmadığını ne teyid edebileceğini ne de reddebileceğini belirtti. Schakowsky, Blackwater'ın Haziran ayında CIA direktörü Leon Panetta'nın brifingine katılıp katılmadığı hakkında yorumda bulunmaktan da kaçındı. Schakowsky'ın da katıldığı bu brifing, CIA'nin bir suikast programını Kongre'den gizleme emrini Dick Cheney'in verip vermediği hakkında tahkikat açılması çağrılarına yol açmıştı. Schakowsky "bildiğimiz, şayet doğruysa, Blackwater Bush yönetiminde, strateji belirleyen ve uygulayan en içteki halkanın, en yüksek düzeyin bir parçasıydı. Erick Prince, yönetimin en üst ve en gizli düzeyinde çalışıyordu. Âşikar ki Prince'e Kongre'den daha fazla güven duyuluyordu çünkü Kongre'ye bilgi verilmemesini Başkan yardımcısı Dick Cheney istemişti. Bush yönetimi ve Blackwater arasında bir mesafe olmadığını gösteriyor bu" dedi.

The Nation, Blackwater'ın Irak ve Afganistan'da Dışişleri ve Savunma Bakanlıkları adına Amerikan yönetiminin maaş bordrosunda çalıştığı haberini vermişti. CIA, Blackwater'ın teşkilat için çalışmaya devam edip etmediğini teyid etmeyecek.

Blackwater'ın CIA adına çalışması, 11 Eylül'ün hemen ardından Prince ve CIA 'nin o zamanki İcra Direktörü Alvin "Buzzy" Krongard'ın -teşkilatın üçüncü adamı - yaptığı toplantıların sonucuydu. The Nation'ın görüştüğü üst düzey bir Blackwater yetkisiline göre Krongard ve Prince "ahbaplardı." Blackwater: The Rise of the World's Most Powerful Mercenary Army adlı kitabım için kendisiye söyleşi yaptığım Krongard, şirketin Afganistan'da CIA'e güvenlik sağlaması için kiralandığını söylemişti. Krongard, "Blackwater bir sözleşmeyi aldı çünkü insanları oraya toplayacak kişilerin ilki onlardı","tek kaygımız, insanlarımız için sağlayacağımız en iyi güvenlikti. Bunu Marslıların yapabileceğini düşünseydik sanırım onların peşinden giderdik."
Krongard ve Prince sözleşmenin alınmasından sonra can ciğer oldular. Blackwater yetkililerinden biri 2006 yılında "Krongard aşağı inip Blackwater'ı (North Carolina'daki şirket merkezini) ziyaret etti ve onun çocuklarını alıp gezdirmek ve poligonda atış yaptırmak zorunda kaldım" demişti. Blackwater yetkilisine göre CIA ile anlaşmanın imzalanmasından sonra yapılan bir ziyaretti bu ve Krongard "kiraladığı şirketi görmek için gelmişti."

Blackwater ve CIA ilişkileri hızla evrildi. Prince'in 2002 Mayıs'ında Afganistan'a gelmesinden hemen sonra, Prince'e eşlik eden Blackwater yetkilisinin dediğine göre, Blackwater'ın sahibi, paralı askerler sağlayarak devlet kurumlarından daha fazla iş almaya odaklandı. Prince, 2002 yılında CIA çalışanı Jamie Smith'le birlikte donanmaya bağlı özel kuvvetlerde çalışmış (ve özel operasyonlarda çalışmış benzerlerini) eski askerleri pazara süren Blackwater Security Consulting şirketini kurdu.

Prince CIA'ye katılmayı denedi ama haberlere göre yalan makinesi testinden aldığı sonuç yetersiz gelince reddedildi. Ancak teşikalatla yakın bağlarını korudu. Denilene göre "yeşil kimlik kartı" verildi ve bu kartla pek çok istasyona girdi. Bir CIA yetkilisinin 2006 yılında Harper's'tan Ken Silverstein'a aktardığına göre "ayda bir kez düzenli bir şekilde CIA karargâhına geliyor, özellikle operayonlar müdürlüğündeki üst düzey yetkililerle toplantı yapıyordu."

Prince, Bush dönemi CIA yetkililerinden pek çoğunu Blackwater'da istihdam etti. Krongard, 2007 Temmuz'unda şirketin yönetim kuruluna katıldı; katıldığı her toplantı başına 35.000 dolar ücret ödendi ve diğer giderleri karşılandı. Prince, Krongard'a yazdığı bir mektupta "deneyiminiz ve ufkunuz, ekibimizin hangi noktada olduğu ve nereye gittiği hususunda ideal bir yardım sağlayacaktır" diyordu. Kardeşi Howard "Cookie" Krongard, Blackwater'ın Dışişleri adına yürüttüğü işe nezaret etmekle sorumlu Dışişleri Bakanlığı genel müfettişiydi o zamanlar. 2007 Eylül'ünde California Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Henry Waxman, Cookie Krongard'ı şirketin Irak'a gizli gizli silah kaçırdığı iddiaları üzerine Adalet Bakanlığının Blackwater hakkında yürüttüğü tahkikata engel olmakla suçladı.

Prince başka bazı CIA yetkililerini de istihdam etti öyle ki kendi özel CIA'sini kurmuş gibiydi. En dikkat çekenleri arasında CIA terörle mücadele operasyonlarını yürüten ve Blakwater 2002'de CIA tarafından kiralandığında Usame bin Ladin'i avlama görevinin başındaki J.Cofer Black bulunuyor. Black, 2005'te resmi görevinden ayrıldı ve Blackwater'da çalışmaya başladı ve Prince'in özel istihbarat şirketi Total Intelligence Solutions'ı idare etti.
Black, CIA'deyken "extraordinary rendition" programını yürüttü ve bin Ladin'i ve diğer üst düxzey el Kaide yetkililerini yakalamak veya öldürmek için Afganistana gönderilen "çene kırıcı" CIA ekibini yönetti.

11 Eylül'ün hemen ardından, adamlarının el Kaide üyelerini öldürmeyi amaçladığını söylemişti Bush'a. "Yanlarından ayrılırken göz yuvarlaklarında sinekler geziniyor olacak" diye vaadetmişti. Black, Bush'a operayonun kansız olmayacağını söylediğinde, haberlere göre başkan "devam edelim. Bu bir savaş. Kazanmak için buradayız" dedi.

CIA'nin çene kırıcı ekibi 27 Eylül 2001'de göreve gönderildiğinde, Black, adamlarına apaçık ve ürpertici emrini verdi: "bin Ladin ve haydutlarının yakalanmasını istemiyorum, onları ölü istiyorum...öldürülmeliler. Kafalarının kazığa geçirilmiş halde fotoğraflarını istiyorum. Ladin'in kafasını içinde kuru buzun olduğun bir kutuda istiyorum. Ladin'in kafasını başkana gösterebilmeliyim. Bunu yapacağıma dair ona söz verdim." Ekibin bir üyesi olan CIA çalışanı Gary Schroen'in dediğine göre bir hasımı yakalamak yerine suikast düzenlemesi talimatını otuz yıllık kariyerinde ilk kez almıştı.
Eylül 2002'de, Blackwater'ın Afganistan'da CIA ile bilinen ilk sözleşmesini yapmasından altı ay sonra, Black, "terörle savaşta" uygulanan yeni "operasyonel esneklik" hakkında Kongre'de ifade verdi. "11 Eylül'den öncesi ve bir 11 Eylül'den sonrası var...11 Eylül'den sonra eldivenler çıkarıldı" dedi. Black "sınırı olmayan, saldırgan, durup dinlenmek bilmeyen, dünya çapında yürütülen bir terörist takibinin" ana hatlarını açıklayarak "gidilecek tek yol" olduğunu söyledi. Black daha sonra 2004'te böbürlenirken el Kaide liderliğinin yüzde 70'nin tutuklandığını, hapse atıldığını veya öldürüldüğünü ve 3.400'ten fazla el Kaide üyesinin ve destekçisinin hapse atılıp etkisiz kılındığını söyledi. New York Times'da yayınlanan haberde ise Blackwater-CIA suikast programı "herhangi bir terörist zanlıyı başarıyla yakalamadı veya öldürmedi" deniliyor.

Total Intelligence yetkilileri arasında Black'a ilave olarak CIA Operasyonlar Müdürlüğü müdür yardımcısı Robert Richer de var; gizli kapaklı yürütülen operasyonların ikinci adamı. Richer 1999-2004 arasında Ortadoğu ve Güney Asya'da örtülü operasyonlar düzenlediği CIA Yakındoğu ve Güney Asya bölümünün başındaydı. Görevinin bir parçası olarak, ABD'nin kilit bir müttefiki ve bir Blackwater müşterisi Ürdün Kralı Abdullah'ın CIA irtibat noktasıydı ve filizlenen Irak direnişinin ilk safhalarında George W.Bush'a brifing verdi.

Total Intelligence'ın operasyon müdürü Enrique "Ric" Prado yirmidört yıllık bir CIA çalışanıydı ve Operasyonlar Müdürlüğü'nde üst düzey bir yetkliydi. CIA Terörle Mücadele Merkez'inde on yıl geçirdi; on yıl da CIA'nın "paramiliter" Özel Operasyonlar Grubu'nda çalıştı.

Total Intelligence, Virginia, Arlington'a bağlı Ballston bölgesindeki bir binanın dokuzuncu katındaki bir bürodan yönetiliyor. Uluslararası haber kanallarının izlendiği büyük ekranlı televizyonların ve internette sörf yapan analistler "gece gündüz yıl boyu" çalıştıkları Küresel Füzyon Merkezi, evvelden Black'ın yönetimindeki CIA terörle mücadele merkezi model alınarak hazırlandı. Firmada tam zamanlı çalışan en az altmışbeş kişi var – bazıları yüz'e yakın insanın çalıştığını düşünüyor. Black şirketin açılışında "Total Intel, geleneksel olarak CIA çalışanlarının bilediği yetenekleri yönetim kuruluna getirir" demişti.

Temsilciler Meclisi üyesi Schakowsky, Temsilciler Meclisi İstihbarat Komitesi'nin CIA suikast programını soruşturduğunu ve Blackwater'la olduğu ileri sürülen bağlantıların derinlemesine inceleneceğini söylüyor. CIA'de 27 yıl analist olarak çalıştıktan sonra emekli olan ve George H.W.Bush'a ulusal güvenlik brifingleri vermiş bir isim Ray McGovern, CIA ve Blackwater'ın ölümcül faaliyetlerine benzer örtülü operasyonlara izin veren başkanlık yazışmaları henüz yüzeye çıkmadı diyor: "Vakti gelince çıkacaklar, şayet meseleye muttali olan kaynaklar anayasa ve cesareti gizlilik yeminlerinin üzerine koyarlarsa."

Blacwater geri vuruyor

New York Times haberi, Prince ve onun Blackwater imparatorluğunun Iraklı sivillerin öldürülmesiyle ilgili potansiyel olarak tahrip edici bir sivil yargılamayla yüzyüze olduğu bir zamanda geldi. Iraklı kurbanlar adına Prince ve şirketine dava açan avukat Susan Burke ve Anayasal Haklar Merkezi (CCR) Prince'in "iradesi ve verdiği talimat üzere her gün işlenen suçlardan sorumlu mafya patronlarının eşdeğeri" olduğunu ileri sürüyorlar. Dava ilerlerse, keşif süreci, güçlü güvenlik müteahhidi'nin en karanlık sırlarını gözler önüne serecek. Burke ve CCR ferdi çalışanlarına değil de doğrudan Prince ve şirketlerine karşı dava açıyorlar çünkü dediklerine göre Prince "davalıların tümüne de mâlik ve onları şahsen kontrol ediyor." Burke, Prince'in RICO kanununu da -özel tarafların mülkiyetlerine zarar veren mücrim teşebbüslerin zararı telafi etmesine imkan veren bir kanundur - ihlal ettiğini ileri sürüyor. Suçlamalar arasında savaş suçları, yargısız infazlar, Iraklılara haksız yere silahlı saldırıda bulunmak ve darp etmek var.

Bağdat'taki Nisur Meydanı'nda 16 Eylül 2007 tarihinde 17 Iraklı'nın öldürülmesiyle ilgili olarak Iraklı sivillerin Prince ve Blackwater'a karşı dava açmalarından bu yana şirketin çok güçlü avukatları, bu ve diğer dört davanın düşmesi için hummalı bir çalışmaya girdiler. Şimdi, 28 Ağustos'ta Virginia federal mahkemesinde önemli bir duruşma öncesinde yeni bir savı ileri sürdüler: Davalı, Prince ve Blackwater yerine Amerikan hükümeti olmalıdır.
12 Ağustos'ta verilen bir dava dilekçesinde, Blackwater avukatları federal hâkim T.S.Ellis III'ten "davalı taraf olarak, mevcut tüm davalılar yerini Amerika Birleşik Devletleri'nin alınması emrini" vermesini istediler. Blackwater avukatı, Mayer Brown hukuk şirketinden Peter White, verdiği dilekçede şirketin Irak'ta Dışişleri Bakanlığı adına çalıştığını, binaenaleyh, Irak'lılara karşı işlendiği ileri sürülen öldürme ve yaralamalar gerçekleştiğinde resmi bir iş üzere olunduğunu savundu. White, devlet ve eyalet yönetimleri adına hareket ederken icraatlarından dolayı devlet görevlilerine karşı dava açılmasını yasaklayan, çalışanlarına karşı herhangi bir hukuk davasının sorumluluğunun devlette olduğuna hükmeden 1988 Westfall Kanunu'na atıfta bulundu.

Federal haksız fiil kanunu "çalışanı" bu bağlamda "bir bedel karşılığında ve bedelsiz olarak ABD'nin geçici veya kalıcı hizmetinde bulunan, resmi hüviyetle federal bir kurum adına hareket eden kişiler" olarak târif ediyor. White, davalıların "kurumsal kişilik" oldukları gerçeği, sonucu değiştirmez diye iddia ediyor. Blackwater avukatları dilekçede şirketin US Training Center (USTC) adıyla devletle iş yapmaya devam ettiğini kaydediyorlar (şirketin ismi "XE Services" olarak yeniden değiştirildi).

Tüm bir kariyerini kurumsal kişiliğe karşı savaşta geçiren Ralph Nader "17 masum Iraklı'nın Blackwater paralı askerleri tarafından katledilmesi suçunda ABD hükümetinin sorumluluğu kabul etmesi ve külfeti vergi mükelleflerinin üzerine yıkma fikri, cinnet geçiren kurumsal animizm'dir." "Şayet Blackwater bir kişi olarak muamele görmek istiyorsa, o takdirde son mutasyonu USTC hakkında soruşturma açılmalı, mahkum edilmeli ve kuruluş sözleşmesi feshedilip, kurumsal operasyonları sona erdirilerek kurumsal idam cezasına çarptırılmalıdır" dedi.

(...) Prince'e karşı açılan davalar ilerlerken, şirket federal hükümetle iş yapmayı sürdürüyor, özellikle de Afganistan'da. Schakowsky tüm şirketlerin câri sözleşmelerinin gözden geçirilmesi ve Dışişleri Bakanı Hillary Clinton ve Savunma Bakanı Robert Gates'in şirketle taahhüt sözleşmeleri yapmaya bir son vermesi çağrısı yaptı. Ralph Nader "Obama yönetimi mevcut ve beklemedeki (Blackwater) sözleşmeleri iptal etmeli. Aksi takdirde kurumsal suçların, imtiyazlar ve dokunulmazlıkların bedeli ödenmeye devam edilecek" dedi.

Dünya Bülteni için çeviren: M. Alpaslan Balcı