Bugünden itibaren Türkler Arapça 'TRT Seb'a' (TRT 7) kanalı aracılığıyla evlerimize girecek. Bu, Arap olmayan ülkeler tarafından Araplara yönelik en son açılan kanal olsa da sonuncusu değil.
Zira bütün milletler Arap evlerine girmek için yarışıyor, ancak Araplar her eve girmenin en kolay yolu sayılan ve etkisi küçük büyük herkes üzerinde görülen televizyonla başkalarının evlerine girmenin değerini bilmiyor. Türkiye'nin kanalının öncesinde de, Çin'in CCTV, Güney Kore'nin KoreaTV, Almanya'nın Deutsche Welle, Fransa'nın France 24, Rusya'nın RIA Novosti, Amerika'nın Alhurra, Hindistan'ın Zee TV ve bütün bu yabancı kanalların 'anası' olarak BBC'nin Arapça yayın yapan kanalları açılmıştı.
Bazıları haber kanalı olmakla beraber, bir kısmı da sadece film ve klip yayımlıyor. Sonuçta aynı dünya olayları bize onların bakış açısıyla anlatılıyor, programları ve filmleri bizlere onların kültür ve medeniyetlerini öğretiyor, bize onlara dair en güzel imajı veriyor. Her geçen gün onlardan
etkileniyoruz, aradaki engeller kırılıyor.
Biz sadece Amerikan filmi veriyoruz
Çin'in Kahire elçiliğinin kültür danışmanı, Pekin'in Arapça kanalının hedeflerini şöyle ifade ediyor: "Çin kendini kendisiyle anlatmakta ve gerçek görüntüsünü Arap dünyasına ulaştırmakta kararlı." Alman kanalının müdürüyse şöyle diyor: "Bizler Arap dünyasındaki merkezimizi, Avrupa'nın Alman sesi olarak güçlendirmek istiyoruz."
Teknoloji çağında evlere bu şekilde girilmesini önlenemez. Aksine bu tür kanallar iki taraf için de sağlıklı ve yararlı. Fakat niçin onlar da dünya olaylarını Arapların bakış açısıyla görmüyorlar? Kendi engelleri yerinde kalırken niçin bizim engellerimizi kırıyorlar? Neden onların bakış açılarının esiri oluyoruz?
İsrail gibi Arap ülkeleriyle sorunları olan bazı ülkeler de Arapça kanallarla evlerimize giriyor. Fakat İbranice bir Arap kanalı yok. Yine bazı Arap ülkeleri için tehdit oluşturan İran evlere haber kanalı 'Âlem' ve dini kanal 'Kevser'le giriyor. Arapların İranlıların evinde de varlığı yok. Evet yabancı dilde yayın yapan Arap kanalları var, ancak çoğu Arapları ifade etmiyor, sorunlarına hizmet etmiyor, başka halklara Arap kültürünü tanıtmıyor.
Örneğin MBC grubu Farsça Amerikan filmi yayımlayan MBC Persia kanalını kurdu. Arapların bu kanaldan elde ettiği tek yarar, İranlıların izledikleri her Amerikan filminin ardından "Ülkemizde yasak olan bu filmi izleme olanağı sağladıkları için Araplara teşekkür ederiz" demesi.
Katar da İngilizce yayın yapan El Cezire kanalına sahip. Fakat İngilizce yayın yapan Arap kanallarının yayını sınırlı ve Arap ülkelerinde ikamet eden yabancılara yönelik. Bu kanallar dalgalarının bütün ülkelerin sahillerine kendi dilleriyle ulaşması öngörülen medya denizinde birer dalga olmaktan ibaret. Onların dalgalarıysa gece gündüz ve kendi dilimiz Arapça'yla bize ulaşıyor.
Bugünün savaşının medya savaşı olduğu söylenirken, diğer milletler evlerimizde kendileri için yer arıyorlar. Bizse sadece alıcı rolünü oynamakla bile yetinmeyip birbirimize saldırmak veya kültürümüzü sadece kendimize sunmak için kanallar kuruyoruz. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi İttihat, 1 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal