15 mart 2011 Suriye’nin Deraa kentinde başlayan gösteriler, ülkenin diğer kentlerine yayıldıkça ölü ve yaralı sayısı artıyor. Gösterilerin başkent Şam, Hama, Halep, Humus, Baniyas, Selimiye, Sanameyn ve Lazkiye liman şehrine sıçraması sonucunda Lazkiye’de 20 kişi hayatını kaybetti.
Beşşar Esad ve danışmanı Buseyna Şaban yaptıkları açıklamalarda, Sünni çoğunluğun kışkırtılarak iktidardaki Alevi azınlığa karşı ‘mezhep savaşı’ başlatılmak istendiğini ifade ettiler, hatta bazı Filistinli gurupların Lazkiye de olayı provoke ettiğini açıkladılar. Arap dünyasındaki isyan rüzgârlarını El Cezire, El Arabiya ve CNN’den izleme fırsatını buluyoruz.
El Cezire’nin Suriye’de Şam’ın dışına çıkamaması ve kontrollü cep telefonu muhabirliği yapması da Suriye de özgür haberleşme imkânlarının ne kadar baskı altında olduğunun kanıtıdır. Sayın Ahmet Davutoğlu’nun geçtiğimiz hafta bir demecinde; ‘Ortadoğu’da değişim zamanı’ sözü, ABD Savunma Bakanı Robert Gates’in; Ortadoğu’yu sarsan ayaklanmaların Osmanlı İmparatorluğu’nun çöküşünden bu yana en büyük değişim dalgaları olduğunu; ifade etmesi tesadüfi değildir.
İsyan rüzgarları bu kez Şam kapısına vuruyor. Beşşar Esad 11 yıllık iktidarının en zor günlerini geçirmekle beraber, uzun yıllar kendisinden beklenen reform taleplerine ilk kez olumlu cevap verdi. Şimdi gözler, söz verilen reformların gerçekleşmesinde ki samimiyet testinde.
Olağanüstü halin kaldırılması, siyasi tutukluların serbest bırakılması, özgür siyasi partilerin kurulması, sivil toplum örgütlerinin faaliyetleri, sürgünde bulunan yasaklıların ülkeye dönüşü, farklı etnik ve mezhep mensuplarının devletin kurumlarında görev alması, ekonomik ve siyasi haklardan adil bir şekilde faydalanmaları gibi, en temel haklar konusundaki önemli sorunların çözümü ile ilgili radikal kararların alınmasını herkes ümit ediyor… Fakat Suriye de 40 yıllık tek partili %10 Nusayri azınlığın yönetimi bu reformların nasıl uygulanacağı noktasında bir çok siyasi analizciyi de düşündürmektedir.
Beşşar Esad gerçekten Suriye’de kendisinden beklenen barışçı değişimi gerçekleştirebilecek irade ve kudrete sahip mi? Asıl sorun burada. Suriye de etkin üç ana akım mevcuttur, Statükocu Baasçı Hafız Esadcılar, Demokratik reformcular ve Beşşar gibi azınlıkta olan güçsüz modernistler. Sorun Suriye’de Baasçı sistemi 40 yıldır elinde tutan statükoculara söz geçirilememesidir.
Beşşar, 11 yıldır reform vaatleri ile halkın tüm güvenini ümidini sarsmıştır. Suriye’nin İslam dünyasındaki sicili çok da temiz değildir, dış politikada sadece ABD ve İsrail’e olan düşmanlığı, iç politikada halkına uyguladığı hak ihlallerini mazur görmemizi gerektirmiyor. Suriye yönetimi için zamanın daralmakta olduğunu görme vaktidir. Değişim arzusu ve rüzgarı Arap dünyasını sarmış durumda, bu fırtınanın önünde geçici ve oyalayıcı tedbirler ile durmak mümkün görülmüyor. İnsanlar Cuma namazları, El Cezire ve Facebook iletişim zinciri ile dünyanın bir ucundan diğer ucunda yaşananları izliyor, tartışıyor ve konuşuyor. Hiç bir şey eskisi gibi gizli kalmıyor. Beşşar bu gün çok kritik bir sınav aşamasındadır. Halkına verdiği değişimin sözünü acil ve somut bir şekilde gerçekleştirmesi gerekiyor. Bu Esad için çok zor ve riskli bir karar gibi görülse de, başka şansı kalmamıştır. Fakat ülkenin ekonomik ve siyasi gücünün paylaşılması, tek partili dikta rejimleri için kolay kabul edilebilir bir şey olmasa gerek.
Suriye için fırtına kapıdan içeri girmiştir. Adalet meltemi fazla gecikince fırtınaya dönüşür. Suriye artık kendi gerçeği ile yüzleşme zamanının geldiğini kabul etmek zorundadır. İnsan hakları, yolsuzluklar, tek yanlı iktidar gücü ile Ortadoğu’nun en kapalı rejimi olarak sıranın kendisine geleceğini tahmin edememe gibi bir lüksü olamaz.
Yemen, Bahreyn, Libya, Mısır ve Tunus örneğinden ders almaları gerekmektedir. Reel politikalar vicdan ve ilahi adalet karşısında er ya da geç yıkılmaya mahkumdur. Umarız Beşşar bu değişimi gerçekleştirebilecek güce ve iradeye sahip olur. Suriye halkı özgürlük ve adalet talebi karşısında her gün toprağa insanını vermektedir. Özgürlük talebine kurşunla cevap vermek işi daha da çözümsüzlüğe götürecektir. Temennimiz radikal kararların biran evvel alınması ve orta doğu da değişimin Suriye içinde kaçınılmaz bir gerçek olduğunun kabullenilmesidir.