Dün pazardı. Gazeteleri okumakla yetinmedim. Sanki kıraat ettim. Biliyorsunuz Arapça kökenli kıraat da okuma demek. Şimdi kalmadı ama eskiden müşterilerinin okumaları için gazete ve dergi bulunduran geniş...
Temiz ve bakımlı kahvehanelere de ‘kıraathane’ denirdi. Ben de kıraat etmeyi, okumaktan da öte, derinlemesine gazetelerin dört bir yanını taramak anlamına kullanmaktayım...
***
Kıraat ederken de bir sürü not aldım.
Yazı başlıkları çıkardım.
Okuma ile kıraat etme arasındaki farkı sonuna kadar kullandım.
Bugün için de ‘dans ve modernleşme’ bağlamında bir yazı tasarlarken aşağıdaki habere rastladım.
Haber, yazı konumu değiştirdi.
***
Haber ne mi?
Önce şunu söyleyeyim.
Haberi Hürriyet Gazetesi’nde okudum... Başka yerde de görmedim.
İsterseniz, gelin, içimi burkan bu haberi satır satır birlikte okuyalım:
‘Parti içi muhalefetin güçlü seslerinden Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül’ün önceki gün yaptığı ziyaretten bir gün sonra Edremit Körfezi’ne gelen Baykal, Ayvalık Belediye Başkanı Hasan Bülent Türközen’i makamında ziyaret etti.
Bir gazeteci, Sarıgül’ün bir gün önce Edremit’te ‘Parola 999, hedef iktidar’ sloganıyla yaptığı açıklamalarla ilgili soru yöneltti. Baykal, ‘Biz Türkiye ile meşgulüz. Türkiye’nin geleceği ile meşgulüz. Türkiye’nin önündeki tehlikeler ve tehditlerle meşgulüz’ diye konuştu. Baykal, uğradığı Edremit’in Akçay Beldesi’ndeki Olivecity Alışveriş Merkezi’ni ve Akçay Kordonu’nu gezdi. Gazetecilerin, Mustafa Sarıgül’ün liderliğini yaptığı ‘999 Demokratik CHP Harekatı’ na ilişkin sorularını cevapsız bırakan Baykal, ‘Balıkesir’de toplantı yapacağız, düşüncelerimizi paylaşacağız’ dedi.’
Buraya kadar bir şey yok.
Vurucu ve şaşırtıcı bölüm, bundan sonraki satırlarda:
‘Baykal, Burhaniye’de ise Sarıgül’ün ‘999 Demokratik CHP Harekatı’na ilişkin haberin yer aldığı yerel gazeteyi kamera ve objektiflerden gizlemeye çalıştı.
Baykal, masadaki gazeteyi önce eliyle itip yere düşürdü, daha sonra ayağıyla itti. Bunun üzerine CHP Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Sevigen gazeteyi alarak ortadan kaldırdı.’
Gazete, Baykal’ın haberi saklama gayretini resimlemiş de...
Ama eliyle itip yere düşürmesi...
Daha sonra ayağıyla ittirmesi...
‘Baykalca’ konuşmayı anlamakta maharetli olduğu anlaşılan genel sekreter yardımcısının gazeteyi ortadan kaldırması yok tabii ki...
***
Aslında küçük bir haber ama sanki Türkiye’deki siyaset ve muhalefet anlayışının tomografisi.
Gerçeklerle sakın yüzleşme, ‘önce elinle it yere düşür, sonra ayağınla it, ardından da genel sekreter yardımcısı alıp ortadan kaldırsın.’
Türkiye siyaset bu mu?
Ne var ki Baykal bu tavrını parti içi muhalefete karşı sürdürmekle yetinmiyor.
Türkiye’deki sosyolojik değişime karşı da aynı beyhude çabayı gösteriyor.
Sosyolojik değişimi de inkar ederek marjinalleşiyor.
***
Marjinalleştikçe de Anıt Kabir’e gidiyor.
9 Eylül’de de parti içi muhalefete karşı Anıt Kabir desteğini kullanacağı anlaşılmakta.
Baykalca ittirmenin bir başka versiyonu.
Bir gerçeklik mi var?
Elinle it...
Yere düşür...
Ayağınla it.
Sonra yok et.
Ama artık Türkiye bunu siyaset olarak yemiyor...
Gerçekleri ve o gerçekler hakkındaki somut düşünceleri duymak istiyor.
Siz gerçekleri sakladıkça, seçmen de sizden saklanıyor.
Baykal, ‘ittirdiği’ her gerçekle birlikte bu yüzden oy kaybediyor.
Koca Türkiye’yi ittirip masanın altına saklamak mümkün değil çünkü.
Kaynak: Star