Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'ta gösterdiği tepki hem Türkiye'de hem de dünyada yankı uyandırdı. Lehte ve aleyhte tepkilere yol açtı.
Başbakan Erdoğan'ın Davos'taki panelde haklı bir tepki gösterdiğini düşünüyorum. Gerek İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres'in gerek paneli yöneten Washington Post yazarı David Ignatius'un sözleri ve tavırları böyle bir tepkiyi hak etmişti.
Peres tahrik ediciydi
Başbakan Erdoğan'ın tepkisini eleştirenlerin İsrail Cumhurbaşkanı Peres'in sözlerini, ses tonunu ve Erdoğan'a parmak sallayarak konuşmasını bir daha izlemeleri gerekir.
Nobel Barış Ödülü sahibi Peres, deneyiminden ve kişiliğinden beklenmeyecek hırçınlıkta bir konuşma yaptı. Üslubu ve hareketleri tahrik ediciydi.
Peres'in, yaşından, deneyiminden, kişiliğinden beklenen, en azından, Gazze'de ölen çocuklar, kadınlar, siviller için üzgün olduğunu belirtmesiydi. Peres bunu yapmadığı gibi, sanki Gazze'de akan kandan Türkiye ve Erdoğan sorumluymuş gibi bir tutum takındı. Çok yüksek bir sesle ve hesap sorar bir tarzda Erdoğan'a, "İstanbul'a her akşam füze yağsaydı siz ne yapardınız?" diye sordu. Gazze'de yarattıkları faciayı büyük bir iştahla savundu.
Peres'in bu üslubu ve parmak sallayarak yüksek sesle konuşmasına Erdoğan kayıtsız kalamazdı. Bu söylemi ve hareketi karşılıksız bırakamazdı.
Tam aksine, eğer Erdoğan kayıtsız, tepkisiz kalsaydı eleştirilmeyi hak ederdi.
Tıpkı 1996'da Kaddafi'nin hakaret dolu sözleri karşısında dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın sessiz kalmasına gösterilen tepki gibi.
Füzelere verilen karşılık
İsrail Cumhurbaşkanı Peres, Hamas füzelerine verdikleri orantısız ve çocuklar dahil 1500 kişinin ölümüyle sonuçlanan karşılığı savunurken tatmin edici değildi.
Erdoğan'a "Siz ne yapardınız?" diye sordu.
Türkiye de terör eylemleriyle yaşayan bir ülke. Türkiye'ye bomba, roketatar, havan atılmıyor mu? Atılıyor. Ama Türk Silahlı Kuvvetleri buna kılı kırk yararak karşılık veriyor. Sivil yerleşim yerleri, siviller zarar görmesin diye nokta atışları yapıyor. Kazara bir bomba bir köyün yakınına düşse dünya ayağa kalkıyor. TSK'nın gösterdiği özenle İsrail'in Gazze'de yaptıkları karşılaştırılırsa, Peres'in söyleyeceği bir söz olamaz.
Moderatörün hatası
Paneli yöneten Washington Post yazarı Ignatius ise çok kötü bir yöneticiydi. Erdoğan'ın gösterdiği tepkiyi fazlasıyla hak etti. Panele hâkim olamadığı gibi, Peres'i hiç sözünü kesmeden 25 dakika konuşturdu. Erdoğan'a verdiği süre ise 12 dakikaydı. Ayrıca Erdoğan'a eliyle dokunarak müdahale etmesi de saygısız bir hareketti.
Fatura meselesi
Şimdiden, "Bunun faturası ağır olur, İsrail'e bu yapılır mı?" yorumları başladı. Bu yersiz bir kaygıdır. İsrail uluslararası kuruluşları, toplumu, kuralları dikkate almayan bir ülke. Sırtını dayadığı ABD'nin desteğiyle istediği gibi davranabiliyor. Kimse ses çıkarmıyor, çıkaramıyor, dokunamıyor. Birinin bunu yapması gerekiyordu. Erdoğan, İsrail'e dokunmuş oldu. Korkmaya gerek yok. Kıyamet kopmaz. Nitekim İsrail, tansiyonu düşürmek zorunda kaldı. Erdoğan'ı arayan Peres oldu. Peres, Erdoğan'ın Türkiye'nin gönlünü alan açıklamalar yaptı.
Erdoğan'ın sözleri belki diplomatik incelik açısından tartışılabilir. Peres'e "sen" yerine "siz" diye hitap etmesi, "Benden yaşlısın" yerine "Benden büyüksün" demesi beklenirdi. O gergin ortam içinde buna dikkat etmemiş olabilir.
Ancak bu da tepki göstermekte haklı olduğu gerçeğini değiştirmez.
Milliyet