Ben, güncel yorumlarımda insani plandaki savrulmalara değinmeyi önemsiyorum.
Bir çok merkezde "İnsan krizi" başlıklı konferanslar verdim.
Bu hadise, günlük siyasi – sosyal – ekonomik gelişmeler kadar, hatta belki ondan daha çok önem arz ediyor. Çünkü bir yerde, günlük gelişmelerin seyrinde de, o, derinden akan insan krizi rol oynayabiliyor.
Mesela, Birleşmiş Milletler "Kadınlara yönelik şiddet"i önlemek için bir gün üzerinde odaklanmış. Çünkü kadın şiddete maruz kalıyor.
Yine Birleşmiş Milletler , çocuk haklarını korumak için bir belge hazırlayıp insanlığa sunuyor.
Neden?
Çünkü çocuk büyüklerin ayakları altında eziliyor.
Çevre günü bunun için... Özürlüler günü bunun için. Hayvanlar bunun için özel olarak korunuyor.
İnsanoğlu, zayıfı eziyor. ve insanoğlu, kendi kendisini dizginlemek için çareler arıyor.
Şu haber başlığına bir bakalım:
"Bu da kadınların seks turu!"
Haberin içinde, yaşlı İngiliz kadınlarının, genç Kenyalı erkeklerle cinsel ilişki kurmak için Afrika yolculuğuna çıktığını öğreniyoruz.
Olay bir "Erkek fahişe" olayı.
Habere göre, Afrikalı genç erkekler, yaşlı Avrupalı kadınlar tarafından cinsel obje yani bildik ifadeyle söylersek "fahişe" olarak kullanılıyor. Avrupalısın, zenginsin, para ver Afrikalının erkekliğini satın al....
Ne bu?
Sömürünün 21'inci yüzyıl versiyonu.
Ama daha ürpertici yorumu:
Bir insani kriz göstergesi...
Bir süre önce, Avrupalı – Amerikalı zengin erkeklerin, çocuk yaşta fahişelerle ilişki kurmak için Uzak-doğu seferlerine çıktığı haberleri yer almıştı medyada... Vietnam'da, Tayland'da, Honkong'da...
Bu haberler, Uzakdoğu'da fuhuş yaşının gittikçe aşağılara indiğini, artık 18 yaşın fahişeler için ileri bir yaş olarak kabul edildiğini bildiriyordu. Doymuyordu zengin Batı'nın cinsel tutkusu ve artık çocukları bile cinsel obje olarak kullanacak bir gözü dönmüşlük sergileniyordu.
Peki bu neydi?
Bu da insan krizinin bir başka boyutuydu...
Avrupa'da, Amerika'da, kadınlar ya da erkekler arası eş-cinsellik artık çok normal kabul ediliyor.
Amerikan ordusunda 65 bin eş-cinsel olduğu daha yeni açıklandı.
Oysa, eş-cinsellik doğal, sürdürülebilir bir insani yöneliş değil. Eğer insanın en temel kanuniyetlerinden birisi neslin devamı ise, eş-cinsellik bunun için uygun bir bir yöntem değil. Bunun sonu erkek için de kadın için de çıkmaz. Ve bir süre sonra, bu çığırın krize dönüşmesi kaçınılmaz.
Eş-cinselliğin yaygın olduğu Avrupa, Afrika'ya erkek arayışına çıkıyor.
Bu çarpıklık değilse nedir?
Bu, insani bir yozlaşma değilse nedir?
Uzak-doğu fuhuş seferleri, artık yozlaşmanın küresel boyutunu sergilemekten başka ne anlam taşır?
***
Eş aldatmak, artık Avrupa ve Amerika'da, "Başkanlar" seviyesinde bir olgu.
Ve artık başkanlar seviyesinde tecavüz yargılamalarına tanık oluyor dünya...
Yani aldatma ve tecavüz, bir istisna olmaktan çıkmış, liderlikler seviyesinde yaygınlık kazanan bir sapkınlık haline gelmiş.
Artık Avrupa'da aile için çalıyor çanlar!
Çocuksuzluk ve yaşlanma tüm Avrupa'nın ortak problemi...
Sodom ve Gomore çılgınlığı...
Kur'an'ın bilgisine başvurursak Ad ve Semud hedonizminin getirdiği felaket....
Lut kavmi hezeyanı...
Bu insani kriz insanoğluna hayır getirmeyecek.
Bir tıkanma noktasına doğru gidiyor insanoğlu...
Daha küçük, daha küçük yaşlarda fuhuş arayışı, çocuk pornosuna geldi dayandı. Şimdi artık internette çocuk pornosuna karşı mücadele veriliyor. Çünkü insanoğlu, bir kere azıtınca, sınır tanımıyor.
Cinsel azgınlık liderler seviyesine çıktı.
Neredeyse sapmalar ana yöneliş haline gelecek.
Lut kavminin cinsel sapıkları, Peygamber çizgisine "Bunlar temiz kalmak istiyor, bunları yurttan çıkaralım" demişlerdi. Bazen "temiz kalmak" dışlanıyor.
Eski Yunan'da hırsızlık meziyet olarak telakki ediliyormuş.
Sapmanın zamanı yok. İnsanoğlu her daim sınavda.
Yaratıcı, insanı yaratmış ve bir yol göstermiş.
Erdem yolu.
Kerem yolu.
"En güzel insan olma" yolu...
Ötede hayvanlardan daha sapkın olmaya kadar uzanan bir aşağılara düşme ihtimali var.
İnsanın krizi, Yaratıcı'nın yolundan sapmakla başlıyor.
Oysa bu yol, yol değil. Bu yol çıkmaz. Bu yol, insanın felaketine yol açacak. Ucu uçurumlarda bitecek.
Cinsel savrulma uyuşturucu ile buluşuyor, o alkole götürüyor, o şiddet doğuruyor, o insanı tüketiyor ve ardından intihar salgınları geliyor... Tüm sapmalar iç-içe giriyor ve insanı tüketiyor.
İnsan buna layık değil.
Onun için insan, Yaratıcı'nın mesajını duymak orunda.
Onun için insan, yaratılışın sırrına ermek zorunda...
Belki de insanlık, insanlığın kutlu önderinin "İslam ol, kurtul" çağrısını kılavuz edinmek zorunda...