Arap ülkelerinde kimseden hesap sorulmuyor. Bu durum ülkelerimizdeki demokrasi eksikliğinin göstergelerinden biri. Sorgulamak ve hesap sormak demokrasinin bir gereğidir. Ülkelerimizde yolsuzluk yayılıyor, kaynaklar iç ediliyor, yoksulluk ve işsizlik artıyor. Sorumluluğu üstlenen kimse yok. Bu durum böyle süremez.
Herkesin kabul ettiği üzere Filistin Arapların temel sorunu. Filistin olaylarına bizi ilgilendirmiyormuş gibi seyirci kalamayız. Siyonistler Kudüs'ü kuşatıyor, Batı Şeria'dan ve Filistin'in diğer bölgelerinden ayırıyor. Aksa Filistinli'ye yasak. Kahraman Filistinliler Aksa'da namaz kılmakta ısrar ediyor, taşkın Siyonistlere karşılık veriyorlar. Siyonistlerin amacı kutsal kenti Filistin halkından boşaltmak, egemenliklerini dayatmak ve Filistinlilerin Kudüs'ün Arap Filistin'in başkenti olduğundan söz etmemesine yol açmak. Araplar bu gerçekle mücadelede ne yapıyor?
Arap halkı Filistin hakkından ödün vermiyor. Filistin'e destek vermek için sokağa dökülüyor. Fakat yöneticiler Filistin'i unuttu, kendi özel işlerine ilgi gösterip Filistin'e yüz çevirdiler. Başında bağdaş kurdukları rejimin sorgulanmaması bu yolda yürümelerine destek oldu.
Gerçek muhasebe ancak demokratik hayatın içinde gerçekleşir. Dolayısıyla, Arap ülkelerinin ümmetin hayatındaki canlılığı dikkate alarak demokrasiyi en hızlı şekilde benimsemeye teşvik edilmeli. Milletlerin mutluluğu demokraside. Peki bizler bu macera karşısında neredeyiz?
Arap ülkelerindeki demokrasi trajediye mahkum. Rejimin demokratik gelişimi ancak iktidarın kararıyla gerçekleşiyor. İktidar da demokraside çıkarı olmayanların elinde. Bu bağlamda Suriye, Mısır, Irak, Libya ve Yemen'de görüldüğü gibi, Arap ülkelerinde gerçekçi değişim çoğunlukla askeri darbelerin sonucunda meydana geldi. Acaba rejimlerimizi askeri darbelere başvurmadan demokrasiye ulaşmaları için geliştirme aracını ne zaman ve nasıl kazanırız? Ne zaman halkın kendi kendisini sağlıklı yollarla ve demokrasiyle yöneteceği şekilde rejimlerimizi geliştirebiliriz? Bu hayali gerçekleştirmek için bütün araçlarla teşebbüste bulunmaya hakkımız var. (Birleşik Arap Emirlikleri gazetesi Haliç, eski Lübnan başbakanı, 8 Ekim 2009)
Kaynak: Radikal