Öyle görünüyor ki Türkiye'nin geleceği ile Arap Baharının geleceği arasında doğrudan bir ilişki var. Zaten tarihsel, kültürel, coğrafi olarak da bölge ülkelerinin kaderinin birbirine bağlı olması kaçınılmaz. Son yüzyılda yaşanan yapay ulus-devlet tecrübesi, bölge dışı müdahaleler siyasi coğrafya kadar kültürel coğrafyayı da parçaladı..
Şimdilerde Türkiye'nin geleceği ile Arap Baharının -daha doğrusu Ortadoğu'nun- ve hatta Avrupa'nın geleceğinin bir birine bu denli eklemlenmiş olması sanılanın aksine ne tarihin doğal mecrasına akması ne de jeo-kültürel şartların zorlamasıyladır.
Kadim zamanlardan beri bölge hangi medeniyet havzasına dahil olursa olsun ekonomik ve kültürel akışkanlığı kendi mecrasında gelişmişti. Son yüzyılda hem ekonomik hem de siyasal ve kültürel bütünlüğü bozan sömürgeci müdahalelere tanık olundu. Yeni olan şey, toplumsal taleplerle birlikte duvarların da yıkılmakta oluşu. Ne var ki duvarların yıkılması, kültürel ve tarihsel birikimi yeniden buluşturmaktan ziyade küresel sistemin zamanlamasına uygun olarak yönlendirilmektedir. DEVAMI>>>