Irak ve Afganistan yönüyle büyük önem taşıyor. Irak dosyası içinde, Kuzey Irak'taki durum ve PKK ile mücadelenin ağırlık taşıdığını söylemek gerekiyor.
Hillary Clinton, Türkiye'ye uzak biri değil. Eşi Bill Clinton'ın başkanlık döneminde Türkiye ile sıcak ilişkiler kurmuştu. Değişik vesilelerle yaptığı görüşmelerde her zaman Türkiye'nin önemi üzerinde durmuş ve olumlu konuşmalar yapmıştı. Clintonlar, büyük Marmara Depremi'nden sonraki Türkiye ziyaretlerinde sıcak ve samimi tavır ve mesajlarıyla Türk kamuoyunda iyi bir izlenim bırakmışlardı. George W. Bush'la karşılaştırıldığında, Türk kamuoyunun Barack Obama ve Hillary Clinton'a sempatiyle baktıkları söylenebilir.
Ankara umutlu
Siyasi ve askeri açıdan bakıldığında da Ankara'nın Obama-Clinton ikilisinden umutlu olduğunu söyleyebiliriz. Ankara özellikle Irak konusunda son dönemde olumlu yönde gelişen ilişkilerin bu dönemde daha da yakınlaşacağı beklentisi içinde.
Bush-Rice ikilisine göre, Obama-Clinton ikilisinin bölge sorunları konusunda Türkiye'yle daha yakın çalışmayı tercih edecekleri beklentisi var.
Ankara, ABD'nin Irak politikasında daha fazla devrede olmak istiyor. Bu beklentisinin karşılık bulacağı düşüncesi hâkim.
Irak ve PKK
Clinton'ın ziyaretinin ana dosyalarından birini kuşkusuz Irak oluşturacak. 1 Mart tezkeresi ve Irak'ın işgali sürecinde yaşanan olumsuzlukların bu dönemde tümüyle aşılması Ankara'nın arzusu. Son dönemde PKK'yla mücadelede ABD'nin sağladığı istihbarat işbirliği ile Kuzey Irak'ta oluşturulan üçlü irtibat bürosunun çalışmalarından hem hükümet hem de Genelkurmay memnun.
Türkiye bu yaklaşım içinde Bağdat yönetimiyle ilişkilerini yoğunlaştırdı. Ankara-Washington-Bağdat arasında kurulan işbirliğine, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'nin de yakınlaştırıldığını söylemek mümkün. Bu yakınlaşmanın Ankara açısından amacı, PKK'nın daha da etkisiz hale getirilmesi ve bölgesel yönetimin desteği ve korumasının kesilmesi.
Ankara bu amaçla hem Bağdat'la askeri, ekonomik ve siyasi ilişkilerini üst düzeye çıkaracak hem de Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi'ni bu eksene çekmeye çalışacak.
Türkiye'nin ABD ve Irak ilişkisinin anahtarını her zaman olduğu gibi yine PKK ile mücadele oluşturuyor. Hillary Clinton da Ankara'nın bu konudaki hassasiyetini en iyi bilenlerden biri.
Çekilme konusu
ABD askerinin çekilmesinden sonra Irak'ta güvenliği sağlayacak olan Irak ordusunun yapılanmasında TSK'nın özellikle eğitim açısından yardımlaşma ve işbirliğine yönelmesi, bu çerçevede gelen en önemli işaret sayılabilir.
ABD askerinin Irak'tan çekilmesi sürecinde, Türkiye'nin İncirlik ve Mersin limanlarından yararlanılmasına sıcak bakıyor. Bu, ABD'yi rahatlatacak bir yaklaşım. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da Dışişleri Bakanı Ali Babacan da Ankara'nın yardımcı olacağını açıkladılar.
Bir kısım ABD askerinin Türkiye üzerinden çekilmesi, 2003'te 1 Mart tezkeresinde olduğu gibi sorun yaratacak bir konu değil.
Afganistan, NATO ve Fransa
Hillary Clinton'ın ziyaretinde Afganistan konusu da ele alınacak öncelikli konular arasında. Başkan Obama, Irak'ta güçlerini azaltıp Afganistan'a ağırlık vereceğini açıklamıştı. ABD'nin bu konuda bütün NATO üyesi ülkelerden işbirliğini ve katkıyı artırmaları beklentisi var. Bu Türkiye için de geçerli.
Türkiye, Afganistan'a muharip asker göndermeye sıcak bakmıyor. Buna karşılık ABD, Afganistan konusunda Türkiye'den daha fazla lojistik destek isteyebilir.
NATO çerçevesinde Fransa'nın askeri kanada dönüşü de Clinton'ın ziyaretinde ele alınabilir.
Ermeni sorunu
ABD yönetiminin, Ermeni soykırım iddiasını tanımasının ilişkileri olumsuz yönde nasıl etkileyeceğini gündeme getirmesi de beklentiler arasında. Bu konuda Türk tarafının yaklaşımı ABD'deki Ermeni
Kaynak: Milliyet