Memlekette Alevilik meselesinin yeniden gündeme geldiği, çözüm konusunda kimi adımların atılma girişimlerinin söz konusu olduğu bir dönemde AİHM'- den çıkan bir karar gündemi belirledi. Cemevlerine camilere göre ayrımcılık yapıldığı şeklinde özetlenebilecek karar, Alevilerin statüsünü, tanımını tartışmaya açıyor.
Alevilere ayrımcılık yapıldığı tespitinden hareketle ayrımcılığa karşı çıkılması gerektiği gibi masum bir gerekçe üzerinden yeni bir Alevilik tanımı, statüsü gündeme alındı bile.
Alevilik ve özelde de cemevleri meselesine nasıl yaklaşılmalı? Zira herkesin kendince bir Alevi tanımı, hüküm verdiği “Alevilik algısı” var ve bunun üzerinden din, sosyoloji, kültür, tarih soslu yorumlar boca ediliyor.
Cemevlerini, Aleviliği konuşmadan önce hangi zeminde olduğumuzu, kalkış noktamızın ne olduğunu tespit etmeden bir sonuca, uzlaşmaya varmak zor. Bunun için üç hususun netleşip kimin, ne türden bahsettiğinin ortaya çıkması gerekiyor. İlki; Aleviliğin tanımı tasnifi nedir? İkinci olarak; Aleviliğin konumu, yasal sistem içinde yeri dolayısıyla cemevlerinin statüsü nedir? Üçüncü olarak da dışarıdakiler Aleviliği nasıl görüyor, görmek istiyor ve ne yönde müdahil oluyor?
Öncelikle Aleviliğin tanımı ve tasnifini yapmanın hiç de kolay, bir çırpıda herkesi tatmin edecek basit bir mesele olmadığını, yüzeysel yaklaşımlara kurban edilemeyecek kadar mühim olduğunu tekrara gerek yok. Herhangi bir konuda kim ve hangi Alevilik esas alınacak, referansları nedir gibi önümüzde çözülmesi hiç de kolay olmayan bir sorular yumağı bulunuyor. İslam dairesinde bir Aleviliğin temel referansların dışında kendine özgü kaynakları nedir? Daha doğrusu “elifbası”nın ne olduğu konusu uzun süre yasadışı bırakılmıış, kendini ifade edememiş her kültürde, toplulukta ortaya çıkan temel sorulardan biridir.
Temel ayrımın Alevilik üzerinden siyaset yapan hatta uluslararası denklemde uygun bir araç olarak kullanmak isteyenlerce ayrı bir mezhep, İslam’dan ayrı bir din hatta din dışı bir ideolojik kült gibi göstermeye çalışanlarla İslam dairesinde kimliklerini ifade etmek isteyenlerin çatışması yaşanıyor. “Aleviler kendilerini nasıl tanımlıyorsa öyle kabul edelim” dendiğinde “hangi Aleviler, Aleviliği kim temsil ediyor” sorusu peşinen gelecektir. Geleneksel Anadolu Aleviliğinin İslam çerçevesinde şekillenen kültürünü ayrı bir din hatta “seküler bir din”e dönüştürmek isteyen projeye talip olacak yerli ve yabancı epey gayretkeşin olduğu muhakkak. DEVAMI>>