Küresel ölçekte güç mücadelesinin en önemli coğraflarından biri Afrika olacak gibi görünüyor. Amerika'nın "Afrika açılımı" bir yanda Çin'in siyahi Afrika'daki yayılma stratejilerine set çekmek bir yandan da yeni enerji kaynakları üzerinde kontrol kurmaya yönelik bir hedefi içeriyor. Yeni Ortadoğu tanımının bile Kuzey Afrika'dan başlatılması, bölgedeki operasyonlara bir şekilde Afrika'yı da dahil etmeye matuf bir girişimdi. Büyük Ortadoğu Projesi'nin önemli ayaklarından biri Afrika'yı da kapsamaktadır.

Amerika'nın Afrika açılımının ardından Türkiye'nin Afrika açılımı geldi. Muhtemelen ittifak ilişkilerinden istifade ederek kendi adına alan açma girişimi olarak okunabilir bu girişim. Bu açılımın ne kadar Türkiye'nin kendi inisiyatifiyle olup olmadığı tartışması bir tarafa, henüz bölgede ağırlık koyabileceğini varsaymak çok romantik bir yaklaşım olur. Ancak bu, var olan potansiyelini ve imkanlarını da küçümsemek anlamına gelmez. Abartıya kaçmadan ufuk genişlemesi olarak okunmalı.

Bu arada İsrail'in Afrika açılımını da gözden ırak tutmamak gerekiyor. Bölgeye en yabancı ülke olmasına rağmen belli alanlarda yaptığı stratejik tercihleriyle etkinliğini hissettirmeyi bilmiştir. Özellikle Amerika'nın Afrika'da yeni stratejiler geliştirdiği ortamda kendine alan açmaya çalıştığı gözlemleniyor.

YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYI