Batı'nın cevap araması gereken asıl soru, İran'ın nükleer sorunuyla nasıl baş edileceği değil, bir bölgesel güç olan veya olacak İran'ı ne kadar kabullenebileceğiyle ilgili. Bu sadece Batı'nın veya İsrail'in sorunu değil; bölgedeki bütün ülkeleri ilgilendiriyor.

Gerçek şu ki, İsrail ne kadar bölgedeki tek bir güç olarak kendini gösterse de, İran ve Türkiye gibi stratejik konumda bulunan ülkeler de giderek bölgede kendi ağırlıklarını hissettirmeye başlıyor.

İsrail ve dolayısıyla ABD'nin özellikle İran'a karşı geliştirdiği strateji çok basit bir uygulamadan ibaret: Bu iki ülke, İran'ın nükleer enerjiye sahip olmak yönündeki iradesine karşı paranoyakça korku söylentileri yaymak gibi çeşitli stratejiler geliştirmeyi ve kapsamlı ambargolar uygulamayı deniyorlar; ABD ve İsrail bu yolda bir propaganda savaşı yürütüyor.

Belki de boşuna kürek çektiklerinin farkındalar ama şunu bilmeleri lazım: Bundan sonra İran'ın bölgesel güç haline gelmeye yönelik iradesiyle uzlaşmak ve bunu kabullenmekten başka çareleri yok. Arap devletlerine gelince; onlar için İsrail ve Amerikan gücünü dengeleyecek ve bölgenin çıkarlarını koruyacak bir İran pek de kötü gibi görünmüyor. Dolayısıyla açıktan destek vermelerse de, bunun gerçekleşmesi için perde araksından müsait ortamı hazırlıyorlar veya en azından bunun gerçekleşmesine karşı çıkmıyorlar.

ABD Başkanı Barack Obama'nın İran'a sert davranacaklarını ve Ortadoğu'da güçlü bir İran'ın ortaya çıkmasına izin vermeyeceklerini açıklamasından sonra, Amerika'nın eski politikalarından vazgeçmeyeceği görüldü. İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad'ın da söylediği gibi, bu yaklaşım gelecekte ABD'ye pişmanlıktan başka bir şey getirmeyecektir.

Kısacası ABD yine sevimsiz politikalarını yürütmekte ısrarlı; her geçen gün Batı'nın kölesi olmayan ve bağımsız ülkelerin saygısı ve desteğini kazanan İran'sa, haklı konumundan ve tutumundan vazgeçmeyerek bölgedeki İsrail ve Amerikan zorbalığına karşı Müslüman bir ülke sıfatıyla Ortadoğu'daki Müslüman halkların haklarını savunmaya devam edecek ve bunu başaracaktır. (İran gazetesi Kayhan, 19 Kasım 2009)

Kaynak: Radikal