CHP'nin son girişimiyle Anayasa değişikliği konusunda bir adım atılması gündeme geldi. 1982 Anayasası'nda 27 yıldır damgasını vuran '12 Eylülcüler yargılanamaz' anlamına gelen geçici hükmün kaldırılması isteği iyi bir istektir. Bir büyük hukuk dışılığın sona erdirilmesi yönünde bir adımdır.
CHP lideri Baykal, bence iyi bir adım atmıştır. Ancak, bu adımın daha anlamlı ve demokratik bir anlam kazanabilmesi için bu adımla sınırlı kalmayacak başka adımların atılmasına gerek bulunuyor. CHP, çok uzun zamandır yapması gerekenlerden birisini yapıyor ve demokratikleşme konusunda bir sosyal demokrat hareketin gereğini yerine getiriyor.
Bugün AK Parti'ye yapılacak en anlamlı muhalefet, Avrupa Birliği ve demokratikleşme konusundaki hareketsizliğe yönelik soldan çözüm önerileri getirilmesidir. CHP bunu yapabilir mi? Bu konuda ciddi şüphelerim olmasına rağmen, bu yönde adımlar atması ve girişimlerde bulunması CHP'nin de, Türkiye'nin de hayrına olacaktır.
12 Eylül darbecilerinin yargı önüne çıkarılmasının hukuki olarak çok da büyük bir önemi kalmadı. Bu tarihten sonra iyice yaşlanmış Kenan Evren'in yargı önüne çıkarılması sembolik olarak önemlidir. Ancak böyle bir yargılamanın siyasi anlamı büyüktür. Bu ülkemizde geleneksel hale gelmiş darbeciliğin yargılanması olarak belli etkiler yaratacaktır.
***
Tabii, CHP'den asıl beklenen, 12 Eylül döneminin siyasi yapısını oluşturan, hukuki kurumlarını meşrulaştıran 1982 Anayasası'nı toptan ortadan kaldırmak için harekete geçmesidir. Yıllardır, tüzüğüne ve programına bu Anayasa'nın ortadan kaldırılması hedefini koyan CHP şu anda bu Anayasa'nın en kararlı koruyucusu olarak garip bir yerde duruyor.
1982 Anayasası'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi için AK Parti'ye öneri götüren CHP temsilcileri, Deniz Baykal'ın yıllardır değişik platformlarda bu maddenin değiştirilmesini istediğini belgelere, bilgilere dayanarak ifade ettiler. Yani diyorlar ki, biz eskiden beri 15. maddenin değiştirilmesinden yanaydık.
Aynı şekilde 1982 Anayasası'nın da ortadan kaldırılmasını istemiyorlar mıydı? CHP lideri
Baykal, "Bu Anayasanın tek tek maddelerini değiştirmek mümkün değildir, toptan ortadan kaldırılması gerekir" dememiş miydi? Bence bu sözlerini de hatırlayıp daha kapsamlı bir değişiklik paketi hazırlasalar daha iyi ve anlamlı olabilir.
Türkiye'nin demokratik bir muhalefete en çok ihtiyacı olduğu dönemden geçiyoruz. Avrupa Birliği süreci çok aksak yürüyor. Kıbrıs konusu ciddi bir tıkanma içinde. Hükümet Kürt sorununda demokratik açılımlar yapmak konusunda çekingen davranıyor. Darbe Anayasası'nın değiştirilmesi CHP'nin tutumu yüzünden askıya alınmış durumda.
Bu koşullarda 'sosyal demokrat' etiketli bir muhalefet için çok büyük olanaklar ortaya çıktığından söz edilebilir. Türkiye'yi tanımayan birisine bu koşulları anlatsak, 'sosyal demokrat' partinin hemen harekete geçmesi gerektiğini söylemez mi?
CHP, Anayasa'nın geçici 15. maddesine karşı harekete geçti. Eğer bu girişim bazılarının iddia ettiği gibi AK Parti'yi köşeye sıkıştırmak amacıyla düzenlenmiş bir manevra değilse, o zaman şimdi yeni adımların bunu izlemesi gerekiyor.
Kendi adıma, CHP bu yönde hamlelere girişirse, bunu ülkemizin yararına görür ve sonuna kadar destekçisi olurum. Umuyorum ki, CHP'lilerin girişimleri bir maddenin değiştirilmesiyle sınırlı kalmaz.
***
'AKP ve Gülen hareketini bitirme planı' başlıklı belge konusunda askeri savcılığın verdiği karar, tartışmaları bitirmedi, bitiremedi. Böyle olmasını bekliyorduk. Çünkü, Türkiye'nin geleceğinin ve bugününün nasıl şekilleneceği konusunda ciddi bir bölünmüşlük söz konusu.
'Askeri vesayet', 12 Eylül askeri darbesinin o günlerden bugünlere taşıdığı en önemli miras.
'Belge' de bu vesayetin devam ettiğini göstermesi bakımından önem taşıyor. 'Belge'nin sahte olduğunu kimse kararlılıkla iddia edemedi. Çünkü, buna benzer belgeler devam etmekte olan Ergenekon davasında çokça bulunuyor.
1982 Anayasası'nın geçici 15. maddesinin değiştirilmesi tabii ki bir anlam ifade ediyor. Askeri vesayet rejiminin ortadan kaldırılabilmesi için daha köklü değişikliklere gerek olduğu da ayrı bir gerçek. CHP'yi bu anlayış içinde izlemeyi sürdüreceğiz.

 

 

Kaynak: Radikal